Burası Batman. Bugün en son tam sekiz yıl önce ziyaret ettiğim şehirdeyim. O zamandan aklımda kalanlar askeri bir hava alanına inen uçak, askerlerin arasından geçiş ve sonra eski bir otobüsle şehre gelişimiz. Şehir merkezinde çirkin derme çatma binalar vardı ve bu çirkinliğe tezat rafineri tesisleri. Şehre inerken dümdüz ve yemyeşil ova dikkatimi çekmişti. Son olarak da bir et lokantası ve sanırım o zaman dışarıdan bizim gibi gelenlerin götürülebildiği birkaç yerden birisi idi.

Bu defa şehre Diyarbakır’dan kara yolu ile akşam vakti vardım. Şehrin girişindeki tabelada nüfusun 313.000 olduğu yazılı ama şoför daha fazla olduğunu iddia ediyor. Acaba sekiz yıl önce nüfus kaçtı? Belki 100.000’di ama belki de daha az.

Geceyi otelde geçirdikten sonra sabah ilk işim erkenden şehri şöyle bir görmek için dışarı çıkmak oldu. Sekiz yıl öncesinden tanıdığım hiçbir şey yok bu şehirde. Diyarbakır Caddesinde yürüdüm. Burası şehrin ana caddesi. Yolun her iki yanı dükkânlarla ve alışveriş merkezleri ile dolu. Canlı bir yer. Ankara’da ne kadar marka varsa burada da onların tabelaları var ve tabi bir de alışveriş merkezleri. Büyük alışveriş merkezleri bunlar. Sinema salonları ve hatta bowling salonu varmış. Şehrin bir de yeni havaalanı var.

Öğlen şehrin dışına doğru gittik. Çok sayıda kimi bitmiş kimi inşa halinde konut sitesi var. Bir de organize sanayi bölgesi. Batmanlı arkadaşım şehirde yedi tane özel hastane olduğunu söyledi. Kendi çalıştığı hastanede aylık 17.000 hasta bakılıyor ve yirminin üzerinde uzman doktor çalışıyormuş.

Ben sekiz yıl öncesinden hatırladığım ve gazete manşetlerine yansıyan kadın intiharlarını söylediğimde artık böyle şeyler olmadığını söylediler. Diyarbakır caddesinin gece geç saatlere kadar insanlarla dolu olduğunu anlattılar. Bir de alışveriş merkezlerinde çalışan çok kadın var.

Batman hakkında söylenecek çok şey var belki. Ama ne söylersek söyleyelim söyleneceklerin hepsini ifade edecek tek kelime var: değişim. Şehrin fiziksel olarak değişimi yanında insan davranışlarında da gözlenen değişim. Bir köylük yerden oluşan ve oluşmaya devam eden şehir ve şehir kültürü. Belki de bu Güneydoğuyu bütünüyle tarif edecek bir şeydir.