..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Herkesin derdi başka. -Orhan Veli
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Türkiye > hasan tülüceoğlu




28 Ocak 2011
Kutlama mı, Hırıstiyanlaşmak mı?  
yılbaşı kutlamaları

hasan tülüceoğlu


Bu çıkarsama doğru kabul edilirse son yüz, yüz elli yıldır batı kültürünün bize dayattığı yılbaşı kutlaması adına Hıristiyanlık ritüellerini yapmamız da doğal ve doğru kabul edilecektir. Böyle düşünüyor ve bunu gayet doğal görüyorsak bir sorun yok demektir. O zaman hep azınlıkta kalmış peygamberler konumundaki az sayıdaki insanların inanç ve düşüncelerine bakmak gerekir.


:AFJA:
İnsanların çoğunluğunun sigara içmesinden hareketle sigara içmek iyi ve güzeldir denilebilir mi? Aynı şekilde toplumda içki tüketiminin yüksek oranda olmasına bakılarak içki içmek bir zorunluluk ve gereksinimdir genellemesi yapılabilinir mi? Örnek olarak son din İslam dininden önce gönderilen peygamberler ve onların insanları, getirdikleri dinlere davetlerine rağmen toplumlarca pek rağbet görmemelerinden hareketle peygamberlere rağbet etmeyip putperestlikte ısrar eden insanlığın bu batıl ısrarlarında haklı olduklarını söyleyebilir miyiz? Asırlarca insanların çoğunluğunun putperest olmaları putperestliği geçerli ve meşru kılar mı?

Bu örneklerden hareketle çoğunluğun yaptığı geçerli ve doğrudur önermesini çıkarabilir miyiz?

Bu çıkarsama doğru kabul edilirse son yüz, yüz elli yıldır batı kültürünün bize dayattığı yılbaşı kutlaması adına Hıristiyanlık ritüellerini yapmamız da doğal ve doğru kabul edilecektir. Böyle düşünüyor ve bunu gayet doğal görüyorsak bir sorun yok demektir. O zaman hep azınlıkta kalmış peygamberler konumundaki az sayıdaki insanların inanç ve düşüncelerine bakmak gerekir.

Ben kendimi toplumun bu çok az kesiminden biri olarak görüyorum. Genlerimde yılbaşı kutlama serenomisine rastlamıyorum. Çok net izlediğim ve hatırladığım babaannemin dünyasında yılbaşı kavramının izlerine kesinlikle rastlamadım. Ama bir çok İslam dini düşünce inanç ve ritüellerini gördüm. Yılbaşını koca bir Anadolu insanları genlerinden ve geçmişlerinden değil de tüm evlerdeki meşru öğretici ve yönlendirici cihaz televizyonlardan öğrendiler. Birazda okul kitapları ve televizyondakilere benzer öğretmenlerden.

Babaannemin, babamın ve annemin yılbaşına hiç sıcak baktıklarını hatta kabullendiklerini hatırlamıyorum. Yalnız yılbaşında çekilecek bilet bir çok Anadolu insanının yoksulluktan kurtuluş umuduydu. Yetişkinliğime doğru çevremde yılbaşı demek televizyondaki eğlence programlarını özellikle gece on ikiden sonra çıkan dansözü izlemek demekti. Ortaokul ve lisede din kültürü ve bazı dindar öğretmenlerimizin yılbaşı öncesi uyarıları benim yılbaşına dini kaygılarla soğuk bakmamı ve uzak kalmamı sağladı. İnanıyorum onların bu uyarıları benim gibi bir çok öğrenci üzerinde etki etmiştir. Sonra aynı din kültürü öğretmeni olarak ben onlar kadar kesin ve net şekilde öğrencilerimi uyaramadım. Çünkü toplumun genelinde doğal olarak kabul edilen yılbaşı ve kutlamasını reddetmemin öğrenciler üzerinde etkili olacağından endişeliydim. Onlarla arama onlarca çağ dışılık mesafesi koymak yerine biraz daha esnek uyarılarda bulunabiliyordum. Zira zihnimin bir yerine çoğunluğa uymanın gerekliliği ve bir şeyi çoğunluk yapıyorsa bunun zorunlu olarak meşruluğu anlayışı yerleştirilmişti. Birde dini verilerin önümüze koyduğu ‘sürüden ayrılanı kurt kapar’ uyarısını eklerseniz topluluktan uzak kalma, en kötüsü dışlanma endişelerinin ne boyutlarda insanı etkilediğini düşünebilirsiniz.

Öyleyse bir yanlışın toplumun tüm kesimlerince işlenmesi o yanlışı doğru ve meşru kılar mı? Başa dönersek asırlar boyu insanların peygamberleri reddedip inançsızlık ve putperestlikte ısrar etmeleri inançsızlığı ve putperestliği doğru ve meşru kılar mı? Öncelikle buna bir cevap bulmak gerekir.

Benim mantık kavramlarıma göre çoğunluğun bir yanlışı yapması onu doğru kılmaz. Ama zaman ve asırlar içinde yanlış bir davranış nesillere doğru ve meşru imiş gibi aktarılır. Gelecek nesiller etkileşimden dolayı bunu bu şekilde algılar ve kabullenir.

Tek kanallı siyah beyaz televizyonlarda yılbaşı programlarını izlemekle başlayan toplumun yılbaşı kutlaması bugün Hıristiyanlık dininin sembol ve ritüelleri olan çam ağacı, noel baba ve alkol tüketimiyle devam ediyor. İşin toplumsal boyutu televizyonda yılbaşı gece yarısı dansöz izlemekle sınırlı kalmadı. Bir Hıristiyan aile gibi evlerimize çam ağaçlarını ve noel babaları ve şatafatlı içki şişelerini almaya başladık.

İşin garibi dindar insanlar da eskisi gibi yılbaşı kutlama tepkilerini kaybettiler. Onlarda çocuklarını üzmemek için farkında olmadan Hıristiyanlığın sembolü olan noel şapka ve süslerini, çam ağaçlarını evlerine almaya başladılar.

Elbet kutlamalara karşı değiliz. Kutlanılacak bir şey varsa kendi dini ve kültürel değerlerimizle gayri meşruluğa kaçmadan kutlanmalıdır. Güçlü batı kültürü tüm dünyaya yılbaşını kendi kültür kutlamalarını dayatarak kutlatıyor. Müslüman toplumlar açısından Müslüman biri olarak bu dayatmada dini sakıncalar görüyorum.

Tekrar hatırlatıyorum yanlışın çoğunlukça yapılması onu meşru kılmaz ama nesillere bu yanlış doğru ve meşru bir şey olarak aktarılır. Hıristiyanlık ritüelleriyle kutlanması devam eden yılbaşının sonraki nesillerdeki yansımasını varın siz hayal edin!



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mezapotamyanın Nemrutları ve Mısırın Firavunlarından Postmodern Batılı Yeni Sahiplerin Kısmı Demokrasi Vaadeden Yeni Ortadoğu Düzenine
İlk Batılılaşma Kahramanımız: II. Mahmut
Türkçe Olimpiyatları ve Kelebek Etkisi
Yoksa İstanbul, Hiç Bizim Olmadı mı?
Allah"tan Tanrı"ya, Tanrı"dan Rabbe!
"Muhteşem Yüzyıl"ın Masumiyeti
Mithat Paşa"dan 28 Şubat"a, Ehl - İ Beyti Hanedanlaştırma
Asım’ın Nesli Akif’i Bıraktı mı?
Seçmeli Kuran Dersleri Bedrin Aslanları Kadar Şanlı mı?
Geçmişle Teselli Edilmek

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Tülücüler İlkokulu [Öykü]
Otoyoldan Tren Gelmiyor [Deneme]
Hz. Ömer"in Demokrasisi [İnceleme]
Mızıka - İ Hümayun"dan Senfoni Orkestrasına Mehteran Güncellemesi [İnceleme]
Lale Devri'nin Demokrat Havası [İnceleme]
Kesintisizi Kesmeden Kur’an Dersleri [İnceleme]
Dizisine Bak Toplumunu Anla [İnceleme]
Yüzde Ellinin Kodları [İnceleme]
İktidar, Uçkur ve Huri [İnceleme]
Avrupa"ya Açılan İlk Pencere [İnceleme]


hasan tülüceoğlu kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © hasan tülüceoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.