Söyle Bana Aşk mı? (- I - )
\- gel, / benim yüreğim seninkinden az yalnız değil,
gel, / az hasretli değil, gel, / sevdaların hepsi sana ait, /
sen onları toplamadan / onlar seni toplayacak / gel...
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
\- gel, / benim yüreğim seninkinden az yalnız değil,
gel, / az hasretli değil, gel, / sevdaların hepsi sana ait, /
sen onları toplamadan / onlar seni toplayacak / gel...
Ayrık Otu sevdiğini düşünmüş. Bu soğuk havada yalnız bıraktığı sevdiğini… Sevgisi ile ısıtamadığı sevgilisini… Yersiz kıskançlıklarla üzdüğü sevgilisini… Şimdi ne çok istermiş sevdiğinin yanında olmayı, bedeninin sıcaklığı ile ısıtabilme
Pusulasını yitiren bir sandalım açık denizlerde. Tekmeleyerek ilerliyorum önüme çıkan engelleri. Yitirmenin acısıyla o asil rotaları...
Korsan karasularının dehlizlerinedir artık yolculuğum. Ve prangasızlık
yalnızlığıdır bu. Yalnızlık acısıdır.
Insan bazen buldugunu sanir aski... artik bir daha yasanmayacagini düsünür insan. Ama her seyden vazgectigi bir zamanda ask kapiyi caldiginda ...aslinda yasadiklarinin ne oldugunu sorgulayamaz bile artik. Sadece o aski o ani yasamak ister ..kaybettigi yi
Neredeyse hepimiz haftasonu taillerini iple çekmez miyiz? Rüyalar alemi, tutmayın bizi! Çatlasın gerilimler, unufak olup kırılsın zaman göstergeleri, çın çın. Hakikatler imgelerdir, artık, yaşam gerçeğinden uzakta, başka bir çağda, çoğu kez şiir diyarında
Sürükleyici bir anlatımla kaleme aldığım bu çalışmam okuma zahmetine giren tüm arkadaşlarıma çoşkun bir elektrik verecektir.
memesini oğlu doğduktan sonra hiç kimseye el sürdürtmemişti. Sadece Bay (K) isterse dokunabilirdi. Neden, sadece Bay (K) dokunabilir? Sorusuna çünkü o bir savaş kahramanı ve atları isterse yaratır! Demişti. Hepimiz şaşırmıştık! Zaten kocası da ona Amazonum diye hitap ederdi. Sanıyorum kocası atları çok sevdiği için Nez’i Amazon diye
Bir yürekti açtığım; kaçmadım da hançerinden sevgili. Vur şimdi gecelerde sefil ihtiraslarla dolu kadehlere sen. Benimse içtiğim yokluğundur; dün de , ondan önce de…
"Zamana yenilmeyelim ne olur!"
Yenildik, bitti. Işıklar söndü, kapandı kapılar ve duruldu sular...
“Hayat gariptir, ilişkiler de… Birini bulana kadar yalnızlıktan sıkılırsınız. Birini bulduktan sonra ise birlikte sıkılmaya başlarsınız”
Rüzgar yanlız gözlerin ıslalıklarını dondumak istememişti, bulutlar yanlızlığına kırgınlaştı tuzlu hüzün damlalarının. /
Bırakmadı yanlız,ağladı... /
Yoksun.
Sayamadığım kadar uzun zamandır yoksun yanımda. Sayamadığım kadar uzun zaman da yanımdaydın oysa. İki farklı meçhul zamanın arasında gidip gelmelerdeyim.
Tek kelime konusmadan.. Konusmaya gelmemisti ki.. Kiz "keske orada olsaydin" demisti. O da olmustu iste.. Hepsi o..
Tanrıların en sevdiği kul yoktur; bütün kullarını eşit severler. Kulların şapşallığıdır; en sevilen olduklarına inanmak isterler...
Sevmek, aşık olmak, sevilmek bir olmak ne güzeldi seninle...
Şimdi yoksun ,yoklugunla bir oldum.
Senmişsin gibi sevgili.
Karşılaşmaları yağmurlu bir ilkbahar günüydü. Giray pencerenin önünde oturmuş yağan yağmuru seyrediyordu. Evlerinin önünden geçen yol işlekti. Acı bir fren sesinden sonra yuvarlanan bir aracın sesine fırlayarak hızla evden çıkmıştı.
Yani normal dünyevi evrenin mantığından kopulur, her şeyin inandırma mantığıyla var olduğu bir evrene geçilir. Bu yolla, dünya sıradanlıktan bir anda mucizeye dönüşür. Yapacağım yüzle yüzleşme, yani hem onunla karşılaşma, hem de ona kapılıp tek bir yüz olma, olgunlaşma!...
Bir pazar yeriydi sevda sokağı;farklı tezgahların olduğu,tek giriş ve tek çıkıştan ibaret.Girişte çiçekçi bir kız,çıkışta mendil satan bir erkek vardı.Herkes ömründe bir kez uğruyordu bu pazara.Kiminin elinde tomurcuklanırken,kiminin eline değmeden sokağın ortasında soluyordu çiçekler ve bir çiçeği yaşatabilme ihtimaliyle tekrar dönenler vardı o sokağın başına.Oysa bir çiçek soldu