Sen Kimlere Gidiyorsun
Çekmişsin gözüne kalem
Nere gittiğini bilem
Kız kurbanın kölen olam
Sen kimlere gidiyorsun
Çekmişsin gözüne kalem
Nere gittiğini bilem
Kız kurbanın kölen olam
Sen kimlere gidiyorsun
Bi̇r İnsan Hayati Boyunca Kaç Defa Aşik Olabi̇li̇r, Bi̇r Aşki Bi̇ti̇ri̇p Yeni̇ Bi̇r Aşk Yaşayabi̇li̇rmi̇
Dargındır bana ak ve karaciğerim, sigara-çay ve alkol dostluğumdan, kalbimse kan kardeş benimle, seni tanıştırdım diye ona. Korkuludur şimdi, yarım kalmış sevdalar mezarlığımın bekçisi biliyorum ve fakat görev aşkıyla yanar bekçi, geceleri içi acır, rakı
Sensiz biten baharı, kilitledim kasama,
Sağlam bir duvar ördüm, gönlümdeki arsana.
Vakit çok geç oldu. Bu gecem eskidi ve sen eskimiş hiçbir şeye lâyık değilsin. Yalnız kalmadan önce son bir soruya cevap verecek misin: bu mektupta yazılamayanları da okuyabilecek misin?
O: Cenk, cok usuyorum ben... dedi.
Onun usumesine kiyamam ben. Holdeki kanepeye oturttum, ayakkabilarini, coraplarini cikarttim. Avcuma aldim ayaklarini, ovusturdum, hohladim, optum. Isiticiyi calistirdim. O soyunmaya basladi. Gozlerini araladi, gozlerime dikti bakislarini. Kanepede kaykilmis yatiyordu. Ayaklari avuclarimda. Beni tuttu, kendine cekti. Optu. Dudaklari ilik ilik, kirmiziydi.
Cevapsız kalıyor tüm aramalarım. Beni geçmişine gömüp gittin. Son nefesini verirken gözlerinin önünden geçecek film şeridinden bir kare olmama bile şans vermez belki bilinçaltın. Çirkin görünüşlü fotoğraf albümlerinde sararacak suratım.
Güneşe dönük olsa da bedenim, ben seni ruhuma kilitledim.
...Siz hiç bu kadar sevdiniz mi? Siz hiç, onsuzluğu hak etmediğinize inanırken, onsuzluğa mahkum kalıp yine de onunla olabildiniz mi taa içinizde?...Gidersem, biterdim!...
Sevgin yanan gönlüme su, gözlerin talihime pusu, özlemin severek yattığım ölüm uykusu oldu.
Şarkılar yemeğim, şiirler ekmeğim artık.
İçtim sabahlara kadar. Meyhane köşelerinde seni........
Onunla yine buluşacaktık. Sımsıcak ellerini avuçlarımın arasına alıp onu ne kadar sevdiğimi, onunla bir yuva kurmak için nasıl sabırsızlandığımı anlatacaktım. Biliyorum o
Ne günlerdi onlar, o gün için macera, bugün ise anlatılan ne acıklı dönemlermiş. Ne kayıpmış ömrümüzde.İnsanların birbirini kasıp kavurduğu bir dönemde çocuk olmayı öğreniyordum.
O zamanlar, aşk ne demekti, nerden alınırdı.
Bir çocuk bedenine ağır, bir
Her yeni güne merhaba derken hayat, dışarıda kaç insan paylaşır yalnızlığını, ya da kaç insanı konuk edersin kalbindeki özlem sofrasına? Yakamadığın tek bir sigaranın hayal kırıklığından sonra sabaha kadar yaktığın kaç sigaranın zevkine vardın acaba? Hala onca kelimelerle anlamlı cümleler kurmak için dolaşırken kalemin beyaz kağıtlarda ve her
Özet: İlk görücü usulünde, birbirine aşık olan iki sevgili başbaşa kalabilecekleri bir ortaçağ şatosunda akşam yemeği romantizmi yaşamaya cürret ederler. Üstelik neler yaşanacağını benim hayal gücüme bırakırlar. Bak şu terbiyesizlere... Ama duuur.
''Madem küstün, dargındın, neden geldin ağladın?
Rıhtımda boynu bükük, bana mendil salladın...''
Bu şarkının sahibi de bizim ayrılığımızı yaşamış.
Anımsar mısın?............
Seninle her gün gelirdik, bu sahile.
Çamların altında oturur, kıyıyı okşayan dalgaların ritmik türkülerini dinlerdik..........
durakta sadece bir genç kız vardı. Islak giysilerimden utandım, ondan olabildiğince uzak bir köşede durdum. İçimden söylediğim şarkılar, yavaş yavaş neşeli olmaya başlıyordu ki, kızın ağladığını fark ettim, üzüldüm ama güldüm. Nasıl tarif etsem, hani "buruk gülüş" derler ya işte öyle. Kendi kendime "Al başına, bir gariban âşık
insan hayatında önemli olan şimdilerdir ve ben bütün şimdilerimde seni seveceğim...