Tanrı, Karga ve Kırmızı Mum
Mumun ışığı iç içe geçmiş üç halkadan oluşuyordu.En dışta sarı,içinde daha açık bir sarı ve onun içinde de mavi...Mavi huzme, ruh muydu yoksa huzur mu, yoksa Tanrım o sen misin?
"“Yazarların en büyük kabahati, kelimeleri değil, kahve stoklarını bitirmektir.” – Franz Kafka"
"“Yazarların en büyük kabahati, kelimeleri değil, kahve stoklarını bitirmektir.” – Franz Kafka"
Mumun ışığı iç içe geçmiş üç halkadan oluşuyordu.En dışta sarı,içinde daha açık bir sarı ve onun içinde de mavi...Mavi huzme, ruh muydu yoksa huzur mu, yoksa Tanrım o sen misin?
İblis niyetini ayan edince
İlmine aldanıp ziyan edince
Âdem’i görerek isyan edince
Onu huzurumda hor eden benim
Duramadı; fırının bulunduğu avluya açılan pencereden yine bağırdı:
-Karı! Haydi çabuk ol. Odaya gideceğim.
Her insan bir günün saatleri bittiğinde, başını iki ellerinin arasına alıp, kendi muhasebesini yapmalıdır.
"Bugün Allah için ne yaptım" diye kendi kendini sorgulamalıdır.
Hikayede, mazi ile istikbalin sanat yapısını birleştirme gayreti olarak tanımlanabilir veya geçmişin klasikleşmiş sanatını, gerçeği anlayabilme yolunda etkili şekilde kullanmanın mümkün olabilir mi? Sorusuna bir cevap niteliğinde mütevazı bir çalışmadır.
Hikaye de hayatı tanıma, hakikati kavrama, yaratılış ruhunu hissetmenin klasik bir yolu gösterilmeye çalışılmıştır. Canlılığın sadece
Peygamberimizin hayatından her tabakadan insanlar örnek alacak yönler bulabilir. Bizatihi insan olarak O’nun hayatından alacağı sayısız fazilet ve güzellikler yanında, kendi mesleğini ve cemiyetteki yerini ilgilendirecek pekçok derside alabilir. Çünkü O’nun hayatı her yönüyle örnektir.
Hikayede, mazi ile istikbalin sanat yapısını birleştirme gayreti olarak tanımlanabilir veya geçmişin klasikleşmiş sanatını, gerçeği anlayabilme yolunda etkili şekilde kullanmanın mümkün olabilir mi? Sorusuna bir cevap niteliğinde mütevazı bir çalışmadır.
Hikaye de hayatı tanıma, hakikati kavrama, yaratılış ruhunu hissetmenin klasik bir yolu gösterilmeye çalışılmıştır. Canlılığın sadece
Önderimiz, hiç tereddüt etmeden, uğruna başımızı koyacağımız, o kutlu insanın, kâinatın sonuna kadar, mesajının silinemeyeceği efendimizin, asrıydı.
Üstündeki başındaki tozu silkerek
ihtiyarin yüzüne baktı. "Siz de kimsiniz?" dedi.
İhtiyar gülümsedi: "Ben senin namazlarınım".
"Neden bu kadar geç kaldınız? Son anda yetiştiniz.
Büyüklerin cevap veremediği çocukça bir soru: Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkar?
Dinimiz reenkarnasyonu kabul etmiyordu. Kuranı Kerimin Bakara Suresinin 28. Ayetine aykırıydı bu.
ERDEN ERKİN...
Allah’ın bir kulu olan sabi çocuk, adet olduğu üzere sütannesine verilmiş, alan olmamış, sahipsiz kalmış, fakir fakat gönlü cömert olan, Halime isminde bir kadına kalmış, oda sahiplenmiş, sütannesi olmuş,
>>tarihte ilk defa "sultan" adını alan Sultan Mahmud, İslamı yaymak için Hindistan'a on sekiz sefer düzenlemişti İşte bu seferlerden birinde çok şiddetli bir direnme ile karşılaşmış.....
Kılıç boynumu kessinBen bu yoldan döner isemKör olsun gözlerim benimBen bu yoldan döner isem