Öykü > Kent
İstanbul (Olmak Şehrinde Şey Olmak)
Hadi hep birlikte unutulmamak için, mutlu olmak için bu şehre ve bu yurdun insanlarına layık olmak için bu şehre hizmet etmeye var mısınız? Bu nu bir özür olarak da borçlu değimlisiniz? Şarkıların dediği gibi ‘Ah İstanbul! İstanbul olalı görmedi böyle bir keder’ sözleri bizi kışkırtsın!
1725\. Sokak Öyküsü
Genc kadının sacları akşam güneşinde kıpkırmızı ışıl ışıl alev gıbi parlıyordu.Gözleri çok uzaklara dalmış,sigarasını derinderin üflüyordu..
Bir Yol Hikayesi
Arkasına baktı yolcu. Geride bıraktıklarına Bir fotoğraf karesine sığabilecek kadar küçük şehrin, sokak lambalarının cılız ışıklarıyla bıraktığı gölgesine Zifiri karanlıktan şehre ve otobüsün camına düşen kar tanelerini fark etti sonra. Titredi. Soğuğun
Arabalı Vapurda
Bir Kızkulesi hikayesi...
Kızkulesi önündeki akıntı, bazı günler şiddetlenir. Akıntının şiddetinden, şamandra denize doğru eğilir. Denizin üstü köpük köpük olur ve deniz, dere gibi akar.
Aslında akan, Kızkulesi'ndeki kızın gözyaşlarıdır...
Konya Dönüşü
Sessizlik içinde duraksıyorum. Bir şey arıyorum; bulamıyorum. Yan tarafımdaki oturan amca, nefes almakta zorlanıyor. Motor sesi gibi hırıldıyor boğazı. Bağırıyor; sesi çıkmıyor. Ağzından köpükler akıyor. Çırpındıkça çırpınıyor. Yüzü gözü mosmor ka
Kısmeti Kapalı Evler
elalemin dedikodularından kaçıp sığındığı bu odaları, çivi izleriyle dolu duvarlarını,
çarpık kapaklı mutfak dolaplarını,
eşikteki kırık mermeri,
şu anlamsız uzun koridoru bile çok seviyor.
İftar
Umut, yaptığı işin şakaya gelir bir tarafının olmadığını, ortamın ciddiyetinden anladı. Tazecik yüzünde hüzün kasırgaları esti. Yaptığının yanlışlığının farkına vardı: utandı. Gözlerini kucağından kaldırmadı. Ezildi; üzüldü. Dudakları titredi. Pişmanlık
Eğer Ben Öykü Olsaydım
Yürekler çok dövülmüş bir köpek yavrusu gibi. Acı ağlatmaz artık. Bütün bu düzensiz düzene bu kadar kolay alet olmak bu yüzden.Rüyalara girmiyor artık kalem satan çocuklar ya da satacak kalemi olmayanlar.
Sokağın Piyanisti
Kıyıdan biraz gerideki dar sokağın üç dört katlı, eski binalarında oturanlar genellikle birbirlerini tanıyan insanlardı. Aralarında burada doğup büyümüş olanlar bile vardı ki İstanbul gibi hareketli bir kent için bu pek de sık rastlanan bir durum değildi.
Kümeler
Son Eklenenler
-
01
-
02
-
03
-
04
-
05
-
06
-
07
-
08
-
09
-
10
-
11
-
12
-
13
-
14
-
15
-
16
-
17
-
18
-
19
-
20