Gitsem mi?
" Soguk bir odanın, ortamı ısıtmak için pembe renge boyanmıs duvarlarına yaslanmak zorunda kalacak olacagımı bile bile gitmek istiyorum. "
"Eğer bir kitap yazmak istemiyorsanız, neden okuyorsunuz ki? Sadece zaman kaybı." — Oscar Wilde (kurgusal alıntı)"
"Eğer bir kitap yazmak istemiyorsanız, neden okuyorsunuz ki? Sadece zaman kaybı." — Oscar Wilde (kurgusal alıntı)"
" Soguk bir odanın, ortamı ısıtmak için pembe renge boyanmıs duvarlarına yaslanmak zorunda kalacak olacagımı bile bile gitmek istiyorum. "
Onların ilanını gazetede gördüm. İlan aynen şöyleydi: “Götürülür...”
Gidiyordu... Onu son görüsüm degildi belki, fakat yinede zor geliyordu ayrilmak... "Birseyler söyle bana" dedi... Bende ona, sadece ona yazdim...
Eflatun sokakta gördüm kelebek kızın, ipek böceği kozası oğlana masum, eflatun bakışını... aynı masada, yan yana, yana yana oturuyor, gözleri fısıldaşıyor, yanakları eflatun kırmızısı çalıyordu tualden...
Bu hikayeyi daha önceden okumuş olabilirsiniz.
Ama ben yeni okudum ve çok beğendiğimden, henüz okumayanlarla paylaşmak istedim.
11 yaşındaki Alp'in 7 yaşında yazdığı yazısı...
Kaybettiği yolunu saatlerdir arayan birisinin bezginliği yüzünde izler bırakmıştı. Yılgın gözler; boş boş baktı. Masada oturan lisedeki hocasının yanına geldi. Selam verdi ve oturdu.
Her gün, her saat, her dakika, her saniye onu yaşıyorum bütün bedenimde.
Nasıl da gülerdi canı istedi mi…
En anlamlı bakışlarıyla önce ümitlendirir, ardından bir uçurumun kenarına yapayalnız bırakır giderdi. Ben çaresiz, ben yorgun, ben bıkkın bu sevdadan.
Ah bilirdi o insafsız, diri diri yanardım o böyle yaptıkça
17aralık 04, akşam haberleri, umut dolu ve akşamın kızıllığından arta kalan bir mutluluk kara gözlerde. Artk her şey daha başka olacak dedi kendine. iki kulağ vardı, iki gözü, iki eli ve bacakları, ne kaldı geriye biraz aşk, geçinecek kadar iş ve zaman. ş