"Bir kitabı bitirdiğinizde, aslında siz bitersiniz; çünkü o kitap sizi kendi içinde bitirmiştir." - Umberto Eco"

Öykü

Similia, Similibus, Curentur!

Sabah saat 6: 00 da yola çıkmıştım. Kanuni Sultan Süleyman Hastahanesinin otoparkına girdiğimizde saat 8e geliyordu. Altı üstü 17 kmlik yoldu. Bu kadar erken çıkma sebebim; Altınşehirde otomobil parçaları ve tamiri yapan bir arkadaşımı da görüp, hoşbeşten sonra bir çift çıkma lastik satın almaktı. 8: 30 randevusuna yetişemeyeceğimi

Görünmeyenler - Bölüm 17

Gözlerimi tam anlamıyla açamadığım gibi, bilinç yönündende başka dünyalardaydım sanki. İçimden zaman zaman, yerimden kalkıp pencereyi kapatmam gerektiğini belki yüz kere tekrar etmiştim, ama uyku daha ağır basıyordu gibi. Arada sırada göz kapaklarımı bir açıyor bir kapatıyordum, işte tamda o esnada Anna'nın karşımda duruyor olduğunu fark ettim.

yazı resim

Mağaranın Kamburu - 8

-Mesela geçen gün çalışma ortamının verdiği sıkıntıdan çok bunaldım. Bedenimi dışarıya attım. Gelişi güzel yürüdüm. Biraz sonra bir parkın içinde buldum kendimi. Orada neşeli, güleryüzlü hatta mutlu görünen çok sayıda insan vardı ve de çocukların olması daha da canlı bir ortam yaratıyordu. Biraz sonra elindeki sopasıyla sağa sola

Kömürcü

Kapımızın önündeki kaldırıma çökmüş, hoş bir sohbete dalmıştık. Önümüzden megafonuyla bağıra bağıra geçen, kömürcünün kamyoneti aramızdaki sohbeti böldü.

Deve Dikeni

Hava kara dönmüştü. Üşümüş ve acıkmıştım. Beklemekten de sıkılınca çantayı açtım, sucuğu parmak kalınlığında kesip çubuğa sıraladım. Ucunu ateşe doğru yere batırmıştım. Ekmeği de o şekilde. Dilimlemeden ortasından bölerek. Dallar kırılıyordu o ara, sesini duymuştum. Önce boz renkli şu köpek sandım. Sonra gövdesi dışında vücudundan kalanları bir gün

İçimizdeki Hayvan

Toprak yolu yürürken ayağına bir kitap takıldı. Eğilip kitabı aldı. Kitabın dış kapağı yırtıktı. Parmakları ikinci sayfayı açtığında İÇİNİZDEKİ HAYVAN yazısını seslice okudu. Kitabın yazarının önsözünü okuyunca daha da merak sarmıştı.

Azurit Yolu

Yapabileceklerim vardı, yanında yürümek istiyordum. Adımlarımı hızlandırdım, yetişmek istedim. İp gevşedi tam yanına gelmiştim ki arkasına döndü hızla var gücüyle itti beni. Düştüm. Kalkmamı beklemedi, ipi çekti sadece. Kalktım. Yürüdüm. Suylayı aradı gözlerim. Suyla iyice sola kaymıştı artık önüme değil soluma dönerek arıyordum onu. Suyla giderek netleşiyordu. Hava

Başa Dön