"Yazmak, bir çölün ortasında kum tanesi aramak gibidir; bulduğun zaman da rüzgar alır götürür." - Ambrose Bierce"

Öykü

Kısa Öz Geçmişim

Bilgisayarımdan tam olarak yararlanamıyorum. Yazdıklarımı CD'ye de alsam da
yazılarım her an elimin altında olamıyor. Kitap arka kapağı olarak hazırladığım
kısa Öz geçmişim göz önünde olsun istedim. Saygılarımla.

yazı resimYZ

Yeni Gün

Her günkü gibi önce dizlerimin üstünde, ellerimdeki kırışıklıklarda, sol elimin yüzük parmağının altındaki beyazlıkta, kırılgan tırnakların içinde aradım. Yüzümde, göz çukurlarıma birikmiş çapakların altına, yavaşça terliklere götürdüğüm ayaklarımın şekli bozulmuş parmaklarının arasına, baktım. Usulca tuvalete yürürken, lambanın düğmesinin üstündeki izleri de es geçmedim. Lavobada temizlik işini yaparken içim

On Çocuktuk

Önce bir ıslık sesi duyuldu, ardından bahçe kapımız gıcırtıyla açıldı. İçeriye düşecek gibi oldu dayımın oğlu Elbeyi. Nefes nefese kalmıştı. Elini tükürüğüyle ıslatıp saçına şekil verdi

Similia, Similibus, Curentur!

Sabah saat 6: 00 da yola çıkmıştım. Kanuni Sultan Süleyman Hastahanesinin otoparkına girdiğimizde saat 8e geliyordu. Altı üstü 17 kmlik yoldu. Bu kadar erken çıkma sebebim; Altınşehirde otomobil parçaları ve tamiri yapan bir arkadaşımı da görüp, hoşbeşten sonra bir çift çıkma lastik satın almaktı. 8: 30 randevusuna yetişemeyeceğimi

Görünmeyenler - Bölüm 17

Gözlerimi tam anlamıyla açamadığım gibi, bilinç yönündende başka dünyalardaydım sanki. İçimden zaman zaman, yerimden kalkıp pencereyi kapatmam gerektiğini belki yüz kere tekrar etmiştim, ama uyku daha ağır basıyordu gibi. Arada sırada göz kapaklarımı bir açıyor bir kapatıyordum, işte tamda o esnada Anna'nın karşımda duruyor olduğunu fark ettim.

Büyümek

Kadın çırpına çırpına acı içinde kıvranıyor, bu tuhaf doğum sancısına bütün gücüyle karşı koyuyordu. Tüm vücudu ter içinde kalmış kahverengi elbise sırılsıklam olmuştu. Sonunda kendini yüzüstü yatağa bıraktı, ayakları yatağın dışında kalmış vaziyette, doğumun bitmesini bekledi. Sırtından çıkan küçük kız aynaya doğru yürüdü, durdu ve aynanın önündeki sandalyeye

Deve Dikeni

Hava kara dönmüştü. Üşümüş ve acıkmıştım. Beklemekten de sıkılınca çantayı açtım, sucuğu parmak kalınlığında kesip çubuğa sıraladım. Ucunu ateşe doğru yere batırmıştım. Ekmeği de o şekilde. Dilimlemeden ortasından bölerek. Dallar kırılıyordu o ara, sesini duymuştum. Önce boz renkli şu köpek sandım. Sonra gövdesi dışında vücudundan kalanları bir gün

Sessizce Veda Son Bölüm

Sıra dışı yaşanan duygular, sıradan insanlar için bir şey ifade etmiyor.
Ne beklediğiniz yardımı görebiliyorsunuz ne sizi anlamalarını ne de dinlemelerini.
Anlatamıyorsunuz, aşk başlı başına çaresizlik ben de çaresizim görmüyor musunuz diyemiyorsunuz.
Sadece susuyorsunuz...

Başa Dön