Kömür Gözler
sevgili sait almış'ın firari hayat öykü kitabı çıktı. yolu açık, okuyucusu bol olsun
"Şiir yazmak kolaydır; ama sonra onu bastıracak para bulmak... İşte asıl sanat o!" – Charles Bukowski (kurgusal alıntı)"
"Şiir yazmak kolaydır; ama sonra onu bastıracak para bulmak... İşte asıl sanat o!" – Charles Bukowski (kurgusal alıntı)"
sevgili sait almış'ın firari hayat öykü kitabı çıktı. yolu açık, okuyucusu bol olsun
Ayka küçük bir çocuktu. Çok seviyordu Ayka futbol oynamayı, top peşinde koşmayı. Aykanın maçını seyreden bir yabancı sekiz on çocuk arasında Aykayı hemen fark ederdi. O, maç süresince hiç durmaz, devamlı koşar, forvet oynamasına karşın, gol atmak kadar gol yememenin maç kazanmaktaki önemini bilir ve defanstaki arkadaşlarına sık
zeytin ağacı ve çocuklarımız arasındaki benzerlik
Ekmegimizi bandık kırmızı düşlere.sevdik ve çok ezildik.
Erkek sayısı üçe çıkınca şaşırmış papağan...
Şeref sinirden kıpkırmızı kesildi, fakat bir şey söylemedi.
Koridordaki ev telefonu çalmaya başladı. Birkaç gündür gece bu saatte çok telefon gelmeye başladı. Bedava mıdır ne? Sahi akşam 7den sabah 7ye kadar bedava konuş diye bir reklam duymuştum. Aramaların çok olmasının nedeni bu olmalı.
Ben sana hayatı üstünde hiç et diye değil, içinde var et diye verdim. Kaldır şu koca kıçını, dik başını yukarı da yürü! Evde yaşam bekleyenler var.
Karadeniz'in hırçın dalgaları arasında yıllara meydan okuyan bir eski Bandırma Vapuru'yum. Nice zamandır liman liman gittim, geldim. Binlerce, on binlerce yolcu taşıdım. Onların konuşmalarını istemeyerek de olsa dinledim. Dertlerini derdim bildim. Onlar hiçbir zaman bunun farkında olmadılar yani beni fark etmediler. Ders kitaplarında ve pek çok kitapta, gazetede
Her günkü gibi önce dizlerimin üstünde, ellerimdeki kırışıklıklarda, sol elimin yüzük parmağının altındaki beyazlıkta, kırılgan tırnakların içinde aradım. Yüzümde, göz çukurlarıma birikmiş çapakların altına, yavaşça terliklere götürdüğüm ayaklarımın şekli bozulmuş parmaklarının arasına, baktım. Usulca tuvalete yürürken, lambanın düğmesinin üstündeki izleri de es geçmedim. Lavobada temizlik işini yaparken içim
Atatürk alfabesinin pek çok üniversitesini bitirmiş son temsilcileriyiz. Şimdiler de kafamız çok karışık,
hayretler içindeyiz. Kimler Atatürkçü, kimler değil,
bir Osmanlı tokatı gibi yüzümüze çarpıyor. Yahut da
bu yaşananlar Atatürk'ün yazdığı oyunun her şeyini içeren döner
sahnesi. Saygılarımla.
-Bu modellerden ben de anlamıyorum yenge.