Öykü
Oy Madimak, Madimak!.. Sen Artık Türkülerle Değil, Ateşlerle Anılmaktasın
Aziz Nesin’in çabasıyla dilimize çevrilen ve basılan, Salman Rüşti’nin Şeytan Ayetleri kitabından ve doğan tepkilerden haberdardım. Ancak, bunun insanları ateşe vermekte kullanılacağını düşünmemiştim doğrusu. Oysa kısa geçmişte, bir Kahramanmaraş, Çorum olayları vardı ve dinin, insanları nasıl katletmek için nasıl kullanıldığına kendi yaşamımızda da tanık olmuştuk.

Çapkınlık Senin Neyine?
Elimize yüzümüze bulaştırdığımız garip bir anı. Cahilliğimizin de etkisi büyük sanırım.
Tencereden Al Haberi - 4
Şeref sinirden kıpkırmızı kesildi, fakat bir şey söylemedi.
Koridordaki ev telefonu çalmaya başladı. Birkaç gündür gece bu saatte çok telefon gelmeye başladı. Bedava mıdır ne? Sahi akşam 7den sabah 7ye kadar bedava konuş diye bir reklam duymuştum. Aramaların çok olmasının nedeni bu olmalı.
Fırtına
Ben sana hayatı üstünde hiç et diye değil, içinde var et diye verdim. Kaldır şu koca kıçını, dik başını yukarı da yürü! Evde yaşam bekleyenler var.
Ben Bandırma Vapuruyum
Karadeniz'in hırçın dalgaları arasında yıllara meydan okuyan bir eski Bandırma Vapuru'yum. Nice zamandır liman liman gittim, geldim. Binlerce, on binlerce yolcu taşıdım. Onların konuşmalarını istemeyerek de olsa dinledim. Dertlerini derdim bildim. Onlar hiçbir zaman bunun farkında olmadılar yani beni fark etmediler. Ders kitaplarında ve pek çok kitapta, gazetede
La Teşbih ve La Temsil
Yaşananları farklı açılardan hep beraber görüyoruz. Aslında toplum, sümen altı edilmiş kağıtlar dışında kayıttadır. yaşanmış olan Ermeni vatandaşlarımızın
tehciri sonrasında olanları babam anlatmıştı. Babam
Sungurlu'da bir Ermeni Aileyi olaylar yatışana dek evimizde misafir ettiklerini anlatmıştı. Bu Aileyle önce Ankara'da, yıllar sonra da İstanbul'da hayatta
Alfabesiyle Büyümüştük
Atatürk alfabesinin pek çok üniversitesini bitirmiş son temsilcileriyiz. Şimdiler de kafamız çok karışık,
hayretler içindeyiz. Kimler Atatürkçü, kimler değil,
bir Osmanlı tokatı gibi yüzümüze çarpıyor. Yahut da
bu yaşananlar Atatürk'ün yazdığı oyunun her şeyini içeren döner
sahnesi. Saygılarımla.
On Çocuktuk
Önce bir ıslık sesi duyuldu, ardından bahçe kapımız gıcırtıyla açıldı. İçeriye düşecek gibi oldu dayımın oğlu Elbeyi. Nefes nefese kalmıştı. Elini tükürüğüyle ıslatıp saçına şekil verdi
Similia, Similibus, Curentur!
Sabah saat 6: 00 da yola çıkmıştım. Kanuni Sultan Süleyman Hastahanesinin otoparkına girdiğimizde saat 8e geliyordu. Altı üstü 17 kmlik yoldu. Bu kadar erken çıkma sebebim; Altınşehirde otomobil parçaları ve tamiri yapan bir arkadaşımı da görüp, hoşbeşten sonra bir çift çıkma lastik satın almaktı. 8: 30 randevusuna yetişemeyeceğimi
Kümeler
Son Eklenenler
-
01
-
02
-
03
-
04
-
05
-
06
-
07
-
08
-
09
-
10
-
11
-
12
-
13
-
14
-
15
-
16
-
17
-
18
-
19
-
20