|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Sevdalanalım
Orhan Bani
Şiir > Garip
Hadi, yine öyle bak seviyor gibi, yeniden yak yüreğimi
Kızarsın yüzüm, tutulsun dilim, bir garip olalım, sevdalanalım
Vakit çok mu geç, sevemezmiyiz, ağarmış saçlarımın suçu benimmi?
Varsın geçsin yıllar, ağarsın saçlarım, yine öyle bak, beraber yanalım
Pek bir şey söyleme, seviyorum deme, yıllar çok şey aldı, sözüm yok kendime
Ben yine suskunum, ben yine sensiz, bir nedeni yok, seviyorum nedensiz
Gönül had bilmiyor, yak ki yanalım, dö
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Eleştiri > Güven ve Güvensizlik |
1
|
|
|
|
Bir arkadaşım yaklaşık dört ay önce; “kadın – erkek” ilişkileri üzerine bir grupta tartıştıkları tüm yazışmaları bana gönderip fikirlerimi merak ettiğini ve konu hakkında ne düşündüğümü sormuştu.
|
|
2
|
|
|
|
Samimiyet istiyor insan dili süslü, yüzü sahte gülüşlü, beyni çıkar sürüşlü insanlar görmek istemiyor. Madalyonun diğer tarafından bakacak olursak konuya bu insanlar bize ne olmamız değil ne olmamamız gerektiğini öğretiyor aslında ama yine de ders almıyor, hatalarımızın farkına dahi varamıyoruz.
Bitmiyor ki hiç insanın kendisiyle kavgası bu aslında tümüyle benlik davası.
Ey insan uslan, yeter kendinle kavgan. |
|
3
|
|
|
|
Sokrates’in hayat hikâyesi de ilginç geldi bana...
İlginç olan şey; neden Hz. İbrahim’i anlamazlar?
Neden Sokrates’i anlamazlar?
Ve neden -ben bile anlaşılmıyorum- anlaşılmıyoruz... |
|
4
|
|
|
|
Bu ateş, ateşle karşılık verildiğinde sönecektir. |
|
5
|
|
|
|
Facede tavla oynuyorsanız gözü açıklara dikkat etmek zorundasınız. Siz masumane bir şekilde hoşça vakit geçirmek için oynuyorsunuz. Ama onlar sizin bu masumiyetinizden faydalanıp haksız kazanç elde ediyorlar. Ve kısa bir süre sonra ciddi bir gelir elde ediyorlar. |
|
6
|
|
|
|
Çocuklar içimizde yıprana renkli balonlar. Onlar vicdanı infaz edenlerin sağırlıklarına aldırmadan çığlık atmaktalar. Çığlıklarını kendileri ve birkaç insandan başka duyan yaratık olmasa da. |
|
7
|
|
|
|
Bu da nereden çıktı abi? Diye soranları anlıyorum. Ancak okulda çoğumuz “yükselme ve gerileme” dönemlerini filan duymuşuzdur da bu o “geçiş dönemi”ne benzer bir konudur desem başlık için kafi olur herhalde…
|
|
8
|
|
|
|
Osmanlı her yerde Arap dil ve din kültürünü yayarak yaşamaya çalışırken, Cumhuriyet bunun yerine Türk Dilini resmileştirmesine rağmen, Arapça kelime istilasından Türkçeyi kurtarmamıştır. |
|
9
|
|
|
|
Kişi, okuyabiliyorsa, okur; yazabiliyorsa, yazar; ikisini gerçekleştirebilene de, okur-yazar, diyoruz. Yazarlık ise, ayrı bir şey, kavramlaşmış bir sıfat olmuştur. Her yazabilene “yazar” diyemeyiz. Yazarlık, yazma işlemiyle başlasa da sadece onunla sınırlı değildir; neyi yazmak, niçin yazmak, nasıl yazmak ve kimler için yazmak da çok önemlidir. |
|
10
|
|
|
|
"Bir varmış bir yokmuş. Memleketin birinde çok zengin olduğu kadar da cimri bir karı koca varmış. Saray kadar geniş bir evde, kendileri gibi cimri bir uşaklarından başka kimseleri yokmuş." |
|
11
|
|
|
|
Kendilerine, fikir ve ilkelerine güveni olmayanlar, tahammülsüz olurlar; çünkü gelecek kaygı ve endişesi içine düşmekteler. Çünkü ilkelerinin, yalanlar üzerinde; fikirlerinin de çürük temellere dayalı olduğuna, dolayısıyla gerçeklere tahammül gösterirse, her şeyin olacağına varacağına ve bunun da kendi kariyerlerinin sonunu getireceğine inanıyorlar. |
|
12
|
|
|
|
Siz, siz olun şu bitkisel ilaç satan şarlatanlara inanmayınız.
İster doktor, ister satıcı kisveli olsun…
Her ne sıfatla olursa; bitkisel ilaç tavsiye eden ve satanların ekseriyeti sağlığımızı istismar edendir, şarlatanlardır…
Bitki ilaçları üzerinden, insanların sağlığını istismar ederek rant devşiren bu şarlatanlar var bu şarlatanlar…
İsmi, ister “canan”, ister “maranki”, ister bilmem ne bela olsun; al birini vur ötekine…
Bunlar; halka verir talkını kendi yutar salkımı… |
|
13
|
|
|
|
Burada sevgi hususundaki aptallığımı anlatmaya ve sevgininde aslında insanı körelten bir duygudan başka bişey olmadığına ilişkin ........ |
|
14
|
|
|
|
...Bu yazı hiçbir edebi kaygı duymadan, yalnızca yaşadığım bir olayı paylaşmak, sinirlerimi biraz olsun yatıştırmak maksadıyla kaleme alınmıştır... |
|
15
|
|
|
|
..... oturduğumuz evlerimize bir çivi dahi çakamıyoruz çünkü plastik duvarlarımız, sonrasında o evdeki ruhlarımızı alıp sadece çıkıp gidiyoruz başka bir mekana, ruh gibi yaşamadan, çivi çakmadan bir duvara.. |
|
16
|
|
|
|
Yalanın bu denli rahat söylenebilmesinin nedeni, Allah’ın her şeyi bilen, gören ve işiten olduğu gerçeğinin unutulmasıdır. Oysa Yüce Allah, her an her şeye şahittir. |
|
17
|
|
|
|
Ok bir kez çıktı yaydan, geçtik düğünden toydan,Şimdi hep meydan meydan,söylenecek söz menem…Öz menem, öz menem onlar kabuk öz menem…..)
Sözüm meclisten içeri üzerine alınması gerekenler bana sormadan alınabilirler diyerek başlamak istedim yazıma. Son zamanlarda tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyen Abdurrahman Çelebiler ( koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler ) kendilerini bir fasulyeden sayar oldular.Kasım kasım kasılıyorlar.Kendilerine sorsan en delikanlı bunlar, hade be ordan ne delikanlısı,olsanız olsanız kıvırcık marul olursunuz.Hiçmi delikanlı görmedik hayatımızda.
|
|
18
|
|
|
|
Hatayı kabul etmenin toplum üzerindeki etkisi olumludur. Toplum bunu bir erdem sayar. Peki bu hatanın sonucunda yüzlerce insanın yaşamı yok olmuşsa…
|
|
19
|
|
|
|
Söylenecek söz yok. Her şey meydanda... |
|
20
|
|
|
|
Çok kötü bir durumdur, kadın içinde erkek içinde boynuzlanmak. Sizden başka, dışarıdan bakan herkes görür o boynuzları, siz de bilirsiniz de, kimselere çaktırmamak derdine düşersiniz. Oysa ki gerçekten birbirini seven insanlar, ne birbirlerine boynuz takmaya meyleder, ne de sevgilerini az bir değere başkaları ile değiş tokuş etmeye kalkarlar. |
|
|
|