• ÝzEdebiyat > Öykü > Deneysel |
121
|
|
|
|
Ýçimde elektrikler kesildi sanki... |
|
122
|
|
|
|
Cengiz Topel Ýlkokulu’nun bahçesindeki yüzlerce þeftali aðacý çiçeðe durduðunda belediye iþçileri gelip sokaklara kazmaya baþlamýþtý. “Sokak çeþmelerinden su taþýmak, tulumbalarýn kumlu sularýný içmek artýk sona erecek.” diyorlardý. Çukurlar benim boyumdan yüksekti. Çukurun birine inip bütün kasabayý kimseye görünmeden dolaþabilirdim. |
|
123
|
|
|
|
Öyküler parmaklarýný avuç içine yuvarlayýp borazan yaparak çýðýrtkanlar gibi sokaklara baðýrmazlar. "Haydi, yetiþin baþlýyor." Biz duysak ta duymasak ta, görsek de görmesek de yaþamlarý ince ince iþlemeye devam ederler. Arada bir yaþamýn bazý renklerine uzaktan baktýðý doðrudur. |
|
124
|
|
|
|
Güneþli bir öðleden sonra ben de bahsettiðim bu durumda arkadaþýmý bekliyordum. Kafamýn formüllerle dolu olmasýndan aklýma dersten baþka bir þey gelmiyordu. Formüller, dersler… Derken o kadar dalmýþým ki... |
|
125
|
|
|
|
Dalgýn dalgýn yürürken, hýzým birden kesilip yalpaladým. Birisine çarpmýþ olmalýyým. Öyle dalgýndým ki, ... |
|
126
|
|
|
|
yaðmurun cama býrakýp gittiði ses bu flüt konçertosuna sýðýnan yüzüm,
maðrur bir fa diyez bekliyorum bir kýrbaç þaklýyor anlýma, yüzümü yalayan ellerim kýrýk. |
|
127
|
|
|
|
Kötü yaþadý:kurnazca,yakýp yýkarak ve aldýrmayarak.Ama iyi öldü dediler.Ýyi ve masumca…Söylediklerine göre ölmeden önce bir çocuðunki gibiymiþ hareketleri…Yaðmurda zýpzýp zýplýyormuþ..
Bilmiyorum, bunun tarifi nasýl olur.Ýnsan kendi canýna kýyma noktasýna geldiðinde benim de ümitlerim bitmiþ oldu.Ýlk katil Kabil,ilk maktul de Habil’di…Peki ilk kim yaþadý hem katilliði hem de maktullüðü? |
|
128
|
|
|
|
sahnede topuklu pabuçlar. |
|
129
|
|
|
|
Peri masallarý kýlçýðý, pullarý temizlenmiþ balýk gibidirler. Ateþte piþse bile is kokmazlar. Öyküler yaþamlarýn içinden geçer. Parmak uçlarýna basarak deðil, ökçeleriyle kaldýrýmlarý sallayarak hem de… Onun balýklarýnýn zehirli dikenleri vardýr. Çiçeðe kesen baharlarý apansýz aldanýverir. |
|
130
|
|
|
|
Öyküde rol alan kiþiler ve rolleri:
Beyaz mantolu Kýz-büyükanne, avcý
Kýrmýzý paltolu Kýz-kýrmýzý paltolu kýz, obur kurt, kýrmýzý palto, kýrmýzý kalp
Yeþil montlu kýz-hiçbir þey, kýrmýzý paltolu kýzýn arkadaþý, mont |
|
131
|
|
|
|
Demir Özlü'nün bir öyküsünden alýnan bir cümleyi de koyarak bir öykü yazacaktýk. Ben de bu öyküyü yazdým. Cümle: "Her þeyini yitirmiþ olduðunu sanan çaresiz bir varlýðýn teriydi bu." |
|
132
|
|
|
|
Uzaklarda bir yerlerde hatýrlanýyor olmanýn verdiði mutluluk var üzerimde. Kilometreler ötesinden gönderilen sevgi selini haber veren melodi heyecanýn en duygulusunu yaþatmaya yeterli. Buralarda karanlýk ürkütücü, doðduðum þehrin sokaklarýna benzemiyor köþe baþlarý. Elimdeki küçük kitabýn sayfalarýna saklanýyorum beni de götürsün en þiddetli aþklarýn yaþandýðý o ülkeye diye. |
|
133
|
|
|
|
Evet biri bekleniyordu,bir þey bekleniyordu.Bu kadar çok bekleniyordu çünkü yanýnda sevinç getirecekti.O kaldýðý sürece hüzün olmayacaktý bütün yapraklar dökülse dahi.Misafir aðýrdý.Öyle ya ta günler öncesinden baþlamýþtý hazýrlýk.Önce evlerin önü süpürüldü.Hüzün getirdiðine inanýlan sararmýþ yapraklar göz önünden kaldýrýldý birer birer.Herkes o kadar neþeliydi ki bütün dertler unutulmuþtu. |
|
134
|
|
135
|
|
136
|
|
|
|
Bir konaðýn, bir Gül Goncasýydým ben önce, çok önce. Eteklerimi sallandýra sallandýra yürürdüm konakta, yeþil boyalýydý konaðýmýz, beyaz çerçeveli pencereleri, annecimin elleriyle iþlediði beyaz iþlerle hayat bulurdu. Cumbalý misafir odasýda görülmeye deðerdi doðrusu, diðer konaklarýn hanýmlarý pek kýskanýrlardý anacýmýn eliþlerini, kanaviçelerini, sarma iþlerini, hasetle bakarlardý her geldiklerinde. Banada becerikli Hayrinüsa Hanýmýn becerikli gül Goncasý derlerdi, pek afilliydim o zamanlar, öyle diyorsunuz þimdilerde deðil mi? Afilli, havalý gibi hiç bilmediðim bilmek istemeyeceðim kelimelerle konuþuyor yaþýtlarým þimdilerde. Ruhum Þad olsun iyi ki bu devirde yaþamamýþým. |
|
137
|
|
|
|
“Peygamber gibi adam” derdi kasabadaki herkes onun için. Ve bu sýfata layýk görüldüðünde daha kýrk bile deðildi yaþý. Fakat o karakteriyle, yaþantýsýyla gerçekten de fazlasýyla hak ediyordu bu sýfatý. |
|
138
|
|
|
|
"Söyleyecek Sözü Az Olan Adam" yaklaþýk olarak 1997 den beri, aklýmda olan üç perdelik bir tiyatro eseridir aslýnda.
Fikir olarak filizlenmesinden bu yana, iki sefer birinci perdesi yazýldý; ancak bir türlü adýna yakýþan tokluk duygusunu hissettirmedi bana.Derken, derken günlük yaþam ve her zaman baskýn olan þiir yazma eðilimi sebebiyle, uzaklarda yatýlý okula yollanmýþ bir evlat gibi,kaldý durdu aklýmýn bir köþesinde.
Ýnsan gerçekte çok çok zor bir varlýktýr bence.Bu dediðim konu olarak insaný iþlemek için de, yazdýðý þeyin öz eleþtiri ve beðenisini yapmak adýna da geçerli.
Sonuç itibari ile, bir yerinden baþlamak gerekiyor.
Bugün verdiðim bir karar sonucu, adý geçen eserin eskizlerini; öyküsel formda yayýnlamaya baþlýyorum.
Siz okuyucuya þimdiden, hoþgörüsü için teþekkürü bir vazife bilirim.Zira eskiz okuduðunuzu bildiðiniz için, küçük hatalarý ve gecikmeleri, anlayýþla karþýlayacaðýnýz umudu içindeyim.Saygý ve selamlar..
|
|
139
|
|
|
|
..iyi beslensin kemirgen korkular.. |
|
140
|
|
|
|
Düz yolda freni küçümseyen sürücü,eðri yolda ondan medet umar. Önyargýlarý yok etmeye uðraþacak kadar aptal deðilim;çünkü yok edilebilselerdi zaten önyargý olmazlardý. |
|