..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Deneysel
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

Toplumsal Çözülme ve Şirk Temelli Evlilikler
Rıdvan Kaya
Deneme > Din

İslam dininin temel kaynağı olan Kur'an insanın hem bireysel hem de toplumsal yaşamında rehber olmayı amaçlar. Ancak tarih boyunca Kur'an'ın özünden uzaklaşarak hadisler ve geleneksel mezheplerin yorumlarıyla şekillenen bir anlayış, özellikle kadın-erkek ilişkilerinde derin sorunlara yol açmıştır. Bu makalede evliliklerin şirk temeline dayanması kadınların toplumsal konumu ve bu durumun doğal sonucu olarak boşanma oranlarının artması ele alınacakt

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > Öykü > Deneysel
121 
 İnsanlar  (Nur Gayretli)

Güneşli bir öğleden sonra ben de bahsettiğim bu durumda arkadaşımı bekliyordum. Kafamın formüllerle dolu olmasından aklıma dersten başka bir şey gelmiyordu. Formüller, dersler… Derken o kadar dalmışım ki...
122 
 Altmış Kontürlük Aşk  (seyfullah ÇALIŞKAN)

Ama yine de seninle bir daha görüşmeyelim. Böyle giderse iş iyice çığırından çıkacak. Sana bir şey olmasına, benim yüzümden başına bir şey gelmesine katlanamam. Eğer sen aramazsan ağabeyim sana ulaşamaz. Çok baskı yaptılar ama evinin telefon numarasını on
123 
 Yokuş Yazı  (Bürran)

yağmurun cama bırakıp gittiği ses bu flüt konçertosuna sığınan yüzüm, mağrur bir fa diyez bekliyorum bir kırbaç şaklıyor anlıma, yüzümü yalayan ellerim kırık.
124 
 Özlem  (Arzu Menteşeoğlu)

Dalgın dalgın yürürken, hızım birden kesilip yalpaladım. Birisine çarpmış olmalıyım. Öyle dalgındım ki, ...
125 
 Absürdlük Kalem Kutusunda - 4  (peri sim eldivenoğlu)

sahnede topuklu pabuçlar.
126 
 Sultanahmet'ten Bir Sesleniş  (tugba demır)

Bir konağın, bir Gül Goncasıydım ben önce, çok önce. Eteklerimi sallandıra sallandıra yürürdüm konakta, yeşil boyalıydı konağımız, beyaz çerçeveli pencereleri, annecimin elleriyle işlediği beyaz işlerle hayat bulurdu. Cumbalı misafir odasıda görülmeye değerdi doğrusu, diğer konakların hanımları pek kıskanırlardı anacımın elişlerini, kanaviçelerini, sarma işlerini, hasetle bakarlardı her geldiklerinde. Banada becerikli Hayrinüsa Hanımın becerikli gül Goncası derlerdi, pek afilliydim o zamanlar, öyle diyorsunuz şimdilerde değil mi? Afilli, havalı gibi hiç bilmediğim bilmek istemeyeceğim kelimelerle konuşuyor yaşıtlarım şimdilerde. Ruhum Şad olsun iyi ki bu devirde yaşamamışım.
127 
 Yaz, Bahar Şeftali 1  (seyfullah ÇALIŞKAN)

Cengiz Topel İlkokulu’nun bahçesindeki yüzlerce şeftali ağacı çiçeğe durduğunda belediye işçileri gelip sokaklara kazmaya başlamıştı. “Sokak çeşmelerinden su taşımak, tulumbaların kumlu sularını içmek artık sona erecek.” diyorlardı. Çukurlar benim boyumdan yüksekti. Çukurun birine inip bütün kasabayı kimseye görünmeden dolaşabilirdim.
128 
 Mağarada  (Eylem Yurtsever)

Demir Özlü'nün bir öyküsünden alınan bir cümleyi de koyarak bir öykü yazacaktık. Ben de bu öyküyü yazdım. Cümle: "Her şeyini yitirmiş olduğunu sanan çaresiz bir varlığın teriydi bu."
129 
 Ambiyans 10. 12  (selim koç)

..iyi beslensin kemirgen korkular..
130 
 Mağaranın Kamburu - 2  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Öykünün ikinci bölümüdür
131 
 O - 3  (gülçin dağhan)

ihtiraslar içinde...
132 
 Bir Küçük Yolculuk  (emine demir)

Uzaklarda bir yerlerde hatırlanıyor olmanın verdiği mutluluk var üzerimde. Kilometreler ötesinden gönderilen sevgi selini haber veren melodi heyecanın en duygulusunu yaşatmaya yeterli. Buralarda karanlık ürkütücü, doğduğum şehrin sokaklarına benzemiyor köşe başları. Elimdeki küçük kitabın sayfalarına saklanıyorum beni de götürsün en şiddetli aşkların yaşandığı o ülkeye diye.
133 
 Mezar Taşları  (Luyu)

Kötü yaşadı:kurnazca,yakıp yıkarak ve aldırmayarak.Ama iyi öldü dediler.İyi ve masumca…Söylediklerine göre ölmeden önce bir çocuğunki gibiymiş hareketleri…Yağmurda zıpzıp zıplıyormuş.. Bilmiyorum, bunun tarifi nasıl olur.İnsan kendi canına kıyma noktasına geldiğinde benim de ümitlerim bitmiş oldu.İlk katil Kabil,ilk maktul de Habil’di…Peki ilk kim yaşadı hem katilliği hem de maktullüğü?
134 
 Kırmızı Paltolu Kız  (Beyza Ersoy)

Öyküde rol alan kişiler ve rolleri: Beyaz mantolu Kız-büyükanne, avcı Kırmızı paltolu Kız-kırmızı paltolu kız, obur kurt, kırmızı palto, kırmızı kalp Yeşil montlu kız-hiçbir şey, kırmızı paltolu kızın arkadaşı, mont
135 
 Öykülerin Sağı Solu Belli Olmaz - 1  (seyfullah ÇALIŞKAN)

Öyküler parmaklarını avuç içine yuvarlayıp borazan yaparak çığırtkanlar gibi sokaklara bağırmazlar. "Haydi, yetişin başlıyor." Biz duysak ta duymasak ta, görsek de görmesek de yaşamları ince ince işlemeye devam ederler. Arada bir yaşamın bazı renklerine uzaktan baktığı doğrudur.
136 
 Öykülerin Sağı Solu Belli Olmaz - 2  (seyfullah ÇALIŞKAN)

Peri masalları kılçığı, pulları temizlenmiş balık gibidirler. Ateşte pişse bile is kokmazlar. Öyküler yaşamların içinden geçer. Parmak uçlarına basarak değil, ökçeleriyle kaldırımları sallayarak hem de… Onun balıklarının zehirli dikenleri vardır. Çiçeğe kesen baharları apansız aldanıverir.
137 
 Söyleyecek Sözü Az Olan Adam 1  (Ahmet CAKAR (Karşıyakalı Ahmet))

"Söyleyecek Sözü Az Olan Adam" yaklaşık olarak 1997 den beri, aklımda olan üç perdelik bir tiyatro eseridir aslında. Fikir olarak filizlenmesinden bu yana, iki sefer birinci perdesi yazıldı; ancak bir türlü adına yakışan tokluk duygusunu hissettirmedi bana.Derken, derken günlük yaşam ve her zaman baskın olan şiir yazma eğilimi sebebiyle, uzaklarda yatılı okula yollanmış bir evlat gibi,kaldı durdu aklımın bir köşesinde. İnsan gerçekte çok çok zor bir varlıktır bence.Bu dediğim konu olarak insanı işlemek için de, yazdığı şeyin öz eleştiri ve beğenisini yapmak adına da geçerli. Sonuç itibari ile, bir yerinden başlamak gerekiyor. Bugün verdiğim bir karar sonucu, adı geçen eserin eskizlerini; öyküsel formda yayınlamaya başlıyorum. Siz okuyucuya şimdiden, hoşgörüsü için teşekkürü bir vazife bilirim.Zira eskiz okuduğunuzu bildiğiniz için, küçük hataları ve gecikmeleri, anlayışla karşılayacağınız umudu içindeyim.Saygı ve selamlar..
138 
 Aziz Misafir  (Furkan TERZİOĞLU)

Evet biri bekleniyordu,bir şey bekleniyordu.Bu kadar çok bekleniyordu çünkü yanında sevinç getirecekti.O kaldığı sürece hüzün olmayacaktı bütün yapraklar dökülse dahi.Misafir ağırdı.Öyle ya ta günler öncesinden başlamıştı hazırlık.Önce evlerin önü süpürüldü.Hüzün getirdiğine inanılan sararmış yapraklar göz önünden kaldırıldı birer birer.Herkes o kadar neşeliydi ki bütün dertler unutulmuştu.
139 
 İhtiyarlara Yer Yok...  (evren gelen)

zaman hiçbirşeyi aynı bırakmıyor değişmen değişimin kendisi...
140 
 Ölümlü Bir Öykü  (NEDİM ARGAN)

“Peygamber gibi adam” derdi kasabadaki herkes onun için. Ve bu sıfata layık görüldüğünde daha kırk bile değildi yaşı. Fakat o karakteriyle, yaşantısıyla gerçekten de fazlasıyla hak ediyordu bu sıfatı.

Önceki Sayfa  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18  Sonraki Sayfa




son eklenenler
Yeni Gün
YILDIZ AKA
Öykü > Deneysel
Dirahşan
selim çok
Öykü > Deneysel
Efendisiz
selim çok
Öykü > Deneysel
İğde Sokağı
Hacer AKTAŞ
Öykü > Deneysel
81. Çizgi
selim çok
Öykü > Deneysel
Yardım
MUHAMMET ALİ YÜKSEL
Öykü > Deneysel
Selver
Seyfullah ÇALIŞKAN
Öykü > Deneysel

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.