• İzEdebiyat > Öykü > Bireysel |
201
|
|
|
|
|
Geyindim çantamı aldım dışarı çıkarken annem usulca,
-Kızım silahını aldınmı dedi,
|
|
202
|
|
|
|
|
Salondaki camın önünde oturup geçen zamanı saydım düşen kar tanelerinde. Kar taneleri usul usul yağıyordu. Bazıları camları aşıp saçlarıma tutunuyordu. Nasıl gelmiştim buraya, ne zaman gelmiştim?.. |
|
203
|
|
|
|
|
Acayip bir yazı oldu bu, vaktin çoksa okumanı tavsiye ederim, vakti kısıtlı biriysen zaman kaybından başka bir şey olmaz çünkü yaptığın. İnanmazsın ben hiç okumadan koydum buraya, boş birşey cünkü. AMA benim!... |
|
204
|
|
|
|
|
ANGUT nedir?
Herkesin (haksız bir şekilde) kullandığı bir ifadedir "Angut". Birisi bir salaklık yapınca, bir laftan anlamayınca, böyle boş boş bakınca hemen "Angut musun?" der günümüzün insanı Ülkemizde…
Angut’un aslında bir kuş olduğunu biliyor muydunuz?
Angut kuşunun eşi öldüğü zaman (yanına o anda başka bir yırtıcı hayvan veya bir insan gelse dahi) gözlerini bir dakika bile eşinin ölüsünün üstünden ayırmadan o da ölene kadar onun başucunda bekler...
İşte bu canlının yaptığı en büyük "Angut"luk budur. Ayrıca bu olay bütün Angut kuşları için geçerlidir. Arada bir görülen bir şey değildir. Çok ürkek bir hayvan olmalarına rağmen eşinin ölüsünün başında bekleyen Angut kuşuna elinizi uzatsanız dahi oradan kaçmaz.
|
|
205
|
|
|
|
|
Annem çocukken sahip olamadığı bebekleri hep çok severdi… |
|
206
|
|
|
|
|
Çal Hanky, çal!.. Ne istiyorsan onu çal!.. Ne çalarsan çal, ama içinde yaşlılık olmasın Hanky. Çünkü, o zaten benim içimde... Dışımda... Sağımda... Solumda... Kahrolası, her yanımda!.. |
|
207
|
|
|
|
|
“Otuzunu geçtikten sonra en zor iş yeni dostlar edinmek galiba.” diyor. Bir tek atıp ağzını ıslatıyor… “Ama ondan daha zoru sahip olduğun dostlukları koruyabilmek.” diye sözünü tamamlamam gerekiyormuş gibi hızla atlıyorum cüm |
|
208
|
|
|
|
|
Uzun parmakları salkım söğüt gibi dizlerinin üzerine koyduğu bileklerinden sarkıyordu. Elleri yılgın yılgın uzanıyordu boşlukta.Uzun uzun ellerini seyretti Delav
ve sessizliği bozan yine Segıra oldu.
|
|
209
|
|
|
|
|
Mehmet Akif’in dediği gibi, “Kim kazanmazsa bir ekmek parası/Dostunun yüz karası, düşmanının maskarası,’’ oluyor. İnsanın öz kardeşi bile böyle yaparsa, elin kızı terk etti diye eleştirmeye ne hakkımız var... |
|
210
|
|
|
|
|
Yağlı ekmeğin insan yaşamında yeri kocamandı ve onu haketmek için çok şey yapmak gerekti. |
|
211
|
|
|
|
|
...Avucunu suyla doldurdu ve yüzüne çarptı. Sudaki yansımasına baktı son bir kez daha. Hayallerindeki kız onu yalnız bıraktı gene... |
|
212
|
|
|
|
|
zaten o zamanlar her şeyden utanıyordum. hiçbir eksiği olmayan üniformamdan, her sene yeni alınan ayakkabılarımdan, pantolonumdan, bacaklarımdan, babamın bıyıklarından, evimden, kendimden… |
|
213
|
|
|
|
|
Bu, insanın içinde yaşatıp zamanla sevdiği ve kendisine çok acı verse de, neredeyse bedenine bir organ gibi eklediği, hüzün doğuran tüm uzun soluklu duyguları yerle bir eden, kısacık bir hikayedir!
|
|
214
|
|
|
|
|
bana verdiğin ilacı içiyorum uyuyorum yani, bak dönüp dolaşıp yine kapında hem şah hem köleyim |
|
215
|
|
|
|
|
Akbaba geldi :
"Hadi!"
"Olur." |
|
216
|
|
217
|
|
218
|
|
|
|
|
İnsan birini en son nasıl görürse öyle mi hatırlar hep? |
|
219
|
|
|
|
|
Hastaydı babam. Çözümsüzdü. Ve kör bir bulmaca gibi çözülemeyecektik biz de.
|
|
220
|
|
Anasayfa
