Benim yaradılışımda fevkalade olan birşey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk |
|
||||||||||
|
Gırk yıl düşünsem, İslâmi günlük yazacağım aklıma gelmezdi. Eşeğin aklına garpuz kabuğu getirirsen, işde böyle olur. Bugün pisikolocim çok bozuk. Hanidir bozukdu da zaten, bugün iyice bozuldu. Benim pisikolocim de, bizim duvar sehedi gibi. Hiç ayarı yok. Bi bak ileri gitmiş, bi bak geri galmış; bi bak, bu sefer de hepden durmuş. Gastelere şöyle bi göz atdım, Allah rızası için hayırlı bi haber yok. İkdidar yanlısı gasteler okursan, ohooo her yer güllük gülistanlık da, kazın ayağı hiç de öyle değil. “Değirmencinin evine hayırlı haber gelmez.” hesabı, bize de şöyle mücdeli bi haber veren olmaz. Ihhh! Şinci gelelim pisikolocimin neden bozuk olduğuna. Ders kitaplarında yeni düzenlemeye gitmişle. Yeni düzenleme deyince, bil ki işin içinde başka bir iş var. Artık ders kitaplarında, “Atatürk ilke ve inkılaplarına; laik, sosyal, hukuk devletine uygun olma” kriteri aranmayacakmış. Hiç şaşırmadım. Çünkü; çavdar ununun baklavası böyle olur. Orduevlerindeki 30 Ağustos resepsiyonlarında Onuncu Yıl Marşı yada Zafer Marşıyla kesilen pasta, T. Erdoğan'ın açılışlarda ve sık sık kullandığı bilindik bir müzik eşliğinde kesilmiş Kayseri’de. Gel de şinci pisikolocini bozma. Buna, demirden pisikoloci olsa gene dayanmaz sevgili günlüğüm.Ya Milli Eğ. Bakanının dediklerine ne demeli? 4+4+4’e garşı çıkanlar için, "Vatandaşlarımızın çoğunluğu bizi destekliyor. Eleştirilerin bir kısmı PKK kaynaklı. Bir de laikçi kesim bu reformdan rahatsız oluyor" demiş. Yani lâik(çi)leri PKK’yle bir dutmuş. Buna pisikoloci mi dayanır? İzmir’in Kurtuluş Gününde; Hükümet Konağı’na Türk Bayrağı çekilmeyeceği haberine vatandaş garşı çıkınca, Ertuğrul Günay’ın izniyle bayrak çekilmiş. Atatürk’e çelenk koymak izne bağlı, bayrak çekmek izne bağlı. Ama, Afyon’da 25 şehit verdiğimiz günlerde, vali beyin genel kurmay başkanına kilim hediye etme densizliği izne bağlı değil. İşte bu haberleri okuyunca pisikolocim hepden bozuldu sevgili günlüğüm. Daha hangi birini anlatayım! Afyonkarahisar'daki patlama için, Orman ve Su Bakanı Eroğlu "Olay terör saldırısı değil. Hindistan, Pakistan'da sıkça yaşanan olaylar gibi bir olaydır. Bir el bombasının yere düşmesi sonucu meydana gelmiş.Takdiri ilâhi” dedi. Sanki su borusu patlamış gibi konuşdu.Üstelik; yangın daha devam ederken, üstelik olay yerine henüz hiç kimse- bırakın incele yapmayı- yaklaşamamışken. Hele bi de İslâmi bisiklet saçmalığı var ki, evlere şenlik .Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç: ” İslami bir bisiklet üretilebilir. İslam'a göre ameller niyete göredir. Allah'ın rızasını gözeterek ve insanlara faydalı olması öncelenerek üretilen bir bisiklet, İslami bisiklet olur. “ demiş.Gel de gülme. Başka biri de “Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” sözleriyle insan, teknolojinin esaretine girmiş. Teknoloji; insanın asli yapısını, fıtratını değiştirmeye başladı. İnsanın asli yapısını değiştiren teknoloji ve onun ürünleri İslami olamaz.“…Böyle olur olmaz her şeyin önüne, arkasına dini- İslâmi gibi sözcükler getirerek; dinimizi politikaya, ekonomiye, eğitime âlet ederek dinimize zarar veriyorlar. Biz buna garşı çıkınca da, bizi din karşıtı gibi görüyorlar. Şinci gelelim, başlığın neden İslâmi Günlük olduğuna. Bu günlüğü Allah rızası için yazıyom. İnsanlara faydalı olmayı önceleyerek yazıyom, tıpkı İslâmi bisiklet üretmek isteyenler gibi. Onun için de başlığı İslâmi Günlük koydum. Herkes yapınca oluyo da, ben yapınca niye olmuyo? Şinci anladın mı, günlüğümün başlığının neden İslâmi Günlük olduğunu? Bana müsade sevgili günlüğüm. Torun kek istedi de ona kek yapıverecem. İslâmı kek mi diye soracan şinci. Valla adını ne goyarsam, öyle kek olur. Türkü dinlerken yaparsam, türkü kek olur; Muhteşem Yüzyıl’ı düşünerek yaparsam, Hürrem Sultam Keki olur; Memet Amca’na söylenerek yaparsam, Memet Amca Keki olur. Denizde gum tükenir, keke koyacak isim tükenmez . Hadi hoşca gal. Öpüyom gözlerinden. İslâmı öpücük mü diye sorup da günaha sokma beni. Benim günahlarım bana yeter. Ihhh!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |