Gürsel Tekin’in “İktidara gelir gelmez havuz medyasındaki yayın organlarının hepsine el koyacağız” mealindeki açıklaması, bunalan yandaşlara bir nefes aldırdı.
Tasavvur edin ki “Çöl ortasında çaresiz kalan baldırı çıplak mağribi, hiç ummadığı bir anda mal buldu”… Şimdi sürekli onu gündemde tutuyorlar. Ve yandaşlara “İşte bunların özgür medya anlayışı budur” diyorlar!
Öncelikle şunu söyleyelim ki, Gürsel Tekin böyle bir çıkışla büyük bir hata yapmıştır. Akıllı bir politikacının yapmaması gereken büyük bir yanlışa imza atmıştır…
Oysa niyeti çok saf, çok duru ve doğru bir niyettir…
Çünkü…
Bir: Havuz medyası özgür bir medya değildir. Velinimetlerinin emriyle tetikçilik yapan sözde gazetecilerin hem savcı, hem yargıç, hem de infaz memuru olduğu ve namuslu insanları linç etmek maksadıyla kullandıkları bir atış poligonudur…
Son yıllarda fosseptik çukurunun üstüne inşa edilmiştir. Sürekli necaset kokmaktadır…
Demokrasiyle, basın özgürlüğüyle, hakla, hukukla alakaları çoktan kesilmiştir…
Legal görünüm altında illegal işler çevrilen bir mecradır. Açıkça eşkıyalık yapmaktadır…
İki: Bu havuz medyası, son 6-7 yıl arzında tamamen haram bir zemin üstüne taşınmıştır. Kurulmuştur demiyorum çünkü bunların başlarda gerçek sermaye tarafından kurulduğunu, sonradan muktedir tarafından hile ve desise ile ele geçirildiğini bu ülkedeki her namuslu vatandaş biliyor…
Namussuzlar da biliyorlar tabiî ki, ama onlar namuslarını, ar ve hayâlarını yitirdiklerine göre, gerçeği nasıl kabul edecekler…
Gürsel Tekin, işte bunları demeliydi: Dulun, yetimin, şehit çocuklarının hakları gasp edilerek bu havuz medyasına akıtılan her kör kuruşun hesabını yargı önünde soracağız. Milletin parasıyla ayakta duran bu zir-zibil medyasında yüksek maaşla millete küfreden bütün tetikçileri bağımsız ve tarafsız yargının önüne çıkaracağız ve yedikleri haram paraları fitil fitil burunlarından getireceğiz!
Üç: CHP ve MHP, bu durumu seçim öncesinde halka deklare etmelidir. İktidar olurlarsa şayet; gereğini de derhâl yapmalıdır. Tabiî öncelikle tarafsız ve bağımsız yargıyı yeniden tesis etmek ve hukuku üstün kılmak gibi çok zor bir görevleri olacaktır…
***
Bir başka husus…
Bazı tosuncuklar, akıllarınca üste çıkıyorlar…
Biz, iktidarı övdüğümüzde yandaş, yalaka, yardakçı oluyoruz da… Falanca ve filanca, muhalefet partilerinin söylemlerine alkış tutuyor, toplantılarına katılıyor, onlara destek veriyor ama kendilerini yandaş, yalaka, yardakçı saymıyorlar…
Aslında gerçeği siz de biliyorsunuz ama serde bir kere teslim olmuşluk olduğundan çarpıtmaya çalışıyorsunuz…
Ülkede gittikçe demokrasi rayından çıkarılıyor ve hukuk muktedirin emrinde bir silaha dönüşüyorsa…
İnsanların hakları kata külli ile bir şekilde gasp ediliyorsa…
Muhalif olan gazetecilerin neredeyse tamamının sesi soluğu kesilip ekmeği elinden alınıyorsa…
Mahkemece tutuklanan hâkimin (suçlu veya suçsuz o başka mesele) bir hastanede çalışan bigünah karısı işinden kovuluyorsa…
Muhalif sanatçıların önüne demirden perde çekilip iş bulma imkânları kesiliyorsa…
16-17 yaşındaki çocuklar bile hâkim önüne çıkarılıyorsa…
Listeyi uzatmayalım…
Bütün bunlar varken, sen tek kelimeyle sırf Allah için bile olsa, hiçbir haksızlığa itiraz etmiyor ve muktedire ha bre yağ çekiyorsan…
Evet… Yalakasın… Yardakçısın… Yaltaksın…
Velev ki iyi niyetle yapıyorsun ama verdiğin görüntü odur…
Öbür tarafta muhalefet partileriyle fikir birliği eden bağımsız sanatçı, gazeteci, yazar, çizer vs. ise işlerini kaybetmeyi, evlerinin bir sabah karanlığında basılmasını falan göze alarak hak sözün çığlığı oluyorlar…
İşte fark budur tosuncuk!
Bu arada hakkı söyleyen, hakikatin yanında duran herkesi de paralelcilikle suçlamak da artık kabak tadı veriyor…
Meselâ bu fakir, AKP-Cemaat ortaklığında hukuk iğdiş edilirken de hakkın yanında duruyor, paralelcileri eleştiri yağmuruna tutuyordum.
Siz ey yandaş tosuncuklar, tam da o günlerde Fethullah Gülen’e “Hocaefendi” naatları yazıyordunuz…
Üstelik o bahsedilen “kumpas”ın ortağıydınız… Heyhat ki hem sizin hem de muarızlarınızın zihniyeti, Emevî zihniyeti olduğundan şimdi birbirinizi yiyorsunuz!
Ve buna müstahaksınız!
***
Bugüne kadar hep havlayan ama ısırmayan Amerikan ve Siyonist uşağı Suudi Arabistan, ne oldu da aniden kuduz köpekler gibi ısırmaya başladı?
Gelecek yazıda…