..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Barýþý bulacaðýz. Melekleri duyacaðýz, göðün elmaslarla parladýðýný göreceðiz. -Çehov
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Yazarlar ve Yapýtlar > Osman AKTAÞ




16 Aralýk 2023
Devrimci Bir Derviþ: Mehmet Akif  
Osman AKTAÞ
Akif ismi, anlamýndan mý, yoksa Mehmet Akif duyarlýðýndan mý, çok beðendiðim bir isim. "Ýsmiyle müsemma" denilen deyimin bir adama bu kadar yakýþtýðýna çok rastlamadým. Mehmet; hamdeden, Akif ise, ideallerinden taviz vermeyen, kararlý anlamýnda. Mehmet Akif Ersoy da isminin bütün özelliklerini taþýyor.


:BBC:


Akif ismi, anlamýndan mý, yoksa Mehmet Akif duyarlýðýndan mý, çok beðendiðim bir isim. "Ýsmiyle müsemma" denilen deyimin bir adama bu kadar yakýþtýðýna çok rastlamadým. Mehmet; hamdeden, Akif ise, ideallerinden taviz vermeyen, kararlý anlamýnda. Mehmet Akif Ersoy da isminin bütün özelliklerini taþýyor.

"Ulu Hakan" diye Necip Fazýl'ýn yakýþtýrdýðý lakap ve siyasal Ýslamcýlarýn yere göðe sýðdýramadýklarý istihbarat þefliði ile kiþi fiþlemesi, aldýðý borç para ile Japonya cami yaptýran bir hayýrsever olmasý dýþýnda baþka bir þey olmayan bir adamýn yanlýþlarýný o günün þartlarýnda kimse cesaret edemezken haykýran birkaç devrimciden biridir Akif. Yaþadýðý her an bu devrimci zihniyetten þaþmamýþ, ölürken bile kula kul olmamanýn gereðini haykýrmýþtýr.

Ben Akif'in her tespit ve her sözünü iman seviyesinde kabullenebildiðimi söylemekten onur duyuyorum. Bütün dünya tarihini üç kelimelik bir cümleye sýðdýran bir filozof Akif "Tarih tekerrürden ibarettir." Akif'in söylediði an ile bugün arasýnda hiç bir fark yoktur. Akif'in yazdýklarýyla siyasal Ýslamcýlarýn yaptýklarýný karþýlaþtýrmak belki de karanlýða bir kibrit yakmak olacaktýr.

Gayemiz uykusu derin ya da uyuyormuþ numarasý yapan milleti uyandýrma mücadelesi deðil mi? Bence bu cihat, dünyaya karþý savaþarak vereceðiniz cihattan kat kat daha önemlidir.

Milleti uyandýma denilince hep aklýma Muhammed Hüseyin Þehriyar tarafýndan anlatýlan bir anekdot geliyor. Bu anekdotu anlatmadan geçemeyeceðim.

"Komþumuzun bir horozu vardý. Sesi çok güzeldi. Her sabah bu horozun sesiyle uyanýr, sabah namazýna giderdim. Bir süre sonra horoz ötmemeye baþladý. Merak edip horozun sahibine neden artýk horozun ötmediðini sordum. Horozun sahibi "Horoz milleti uyandýrarak rahatsýz ediyormuþ. Þikâyet çoðalýnca bende horozun baþýný kestim"
Ýþte o gün anladým ki, milleti uyandýranlarýn baþlarý kesiliyor."

Milleti uyandýrmaktan ve kafasý kesileceðinden ne Akif korktu, ne Þehriyar korktu, ne de ben korkuyorum. Babam derdi ki, "Kýrk gün tavuk yaþayana kadar bir gün horoz yaþa." Ben de öyle yapýyorum.

Akif, Safahat''taki altýncý bölüm olan Asým'da bugünün Siyasal Ýslamcýlarýný o gün þiirinde anlatýyor sanki. Tarih gerçekten tekerrürden ibaret.

"Sofusun farz edelim, þimdi de boy boy tesbîh…
Dalkavuklar bütün insan kesilir lâ-teþbîh!

Taylâsan, cübbe, kavuk, hýrka, hep esbâb-ý riyâ,
Dýþ yüzünden Ömer’in devri muhîtin gûyâ.

Kimi sâim, kimi kàim, o tavanlar, yerler,
«Kul hüva’llâhu ehad» zemzemesinden inler.

Sen bu coþkunluða istersen inan, hepsi yalan,
«Hüve»nin merci’i artýk, ne «ehad»dir, ne filân.

Çünkü mâdem yürüyen sâde senin saltanatýn,
Þimdilik heykeli sensin tapýlan mefa’atýn.

Kanma, hey kukla kýyâfetli adam, hey sersem,
Herifin aðzý «samed», mi’desi yüzlerce «sanem!»"

Akif, bir devrin güneþi, hangi yöne dönse o yöndeki kiri, pasý, çöpü, gösteriyor. Güzellikleri de gösteriyor bit tabi. Zapt olunmaz ýþýklarý çiçek açmaya meyilli her gönüle hayat veriyor. Ölü kalpler içinse yapacak bir þey yok. Belki de Akif'in bu meziyetidir, her grubun Akif'i kendi düþüncelerinden göstermeye çalýþmasý...

Akif, yaþadýðý her dakika için hakkýn ve adaletin savunuculuðunu yapmýþ, adaletin olmadýðý yerde Sultan Abdulhamid'i de eleþtirmekten çekinmemiþtir.

"Dalkavuklar yeni bir maske takarlar da hemen,
Kuþatýrlar yine etrâfýný: “Sübhân’allâh!
Bu ne fýtrat, bu ne vicdân-ý meâlî-âgâh!
Zât-ý ulyâlarý Hakk’ýn bize in’âmýsýnýz,
Kimsiniz, söyleyiniz, Hazret-i Mûsâ mýsýnýz
Hele Fir’avn’ýn elinden yakamýz kurtuldu;
Hele mahvolmadan evvel sizi millet buldu.
Âh efendim, o herif yok mu, kýzýl kâfirdi;
Çünkü bir þey tanýmaz, her ne desen münkirdi.
Ne edeb der, ne hayâ der, ne fâzîlet, ne vakar;
Geyirir leþ gibi, mu’tâdý deðil istiðfar.
Aksýrýr sonra, fütûr etmeyerek, burnumuza…
Yutarýz, çare ne, mümkün mü iliþmek domuza
Savurur balgamý ta alnýmýzýn ortasýna,
Tükürürmüþ gibi taþlýktaki tükrük tasýna!
Hezeyan, sorsanýz, Allah; hezeyan, Peygamber;
Din, vatan, âile, millet gibi yüksek hisler,
Ahmak aldatmak için söylenilir þeylermiþ…
Bu hurâfâtý hakîkat diye kim dinlermiþ
Âkil oymuþ ki: Hayâtýn bütün ezvâkýndan,
Durmayýp hýrsýný tatmîne edermiþ îman.
Âhiret fikri yularmýþ, yakýþýrmýþ eþeðe;
Hiç kanar mýymýþ adam böyle beyinsizce þeye
Hele ahlâka sarýlmak ne demekmiþ hâlâ
Çekilir miymiþ, efendim, gece gündüz bu belâ
Zevki hakmýþ adamýn, baþkasý hep bâtýlmýþ…
Çok tuhafmýþ bunu insanlar için anlamayýþ!
Âh, efendim, daha söylenmeyecek iþler var…
Çünkü nâmûsa musallattý o azgýn canavar.
– Ýyi amma niye sarmýþtýnýz etrâfýný hep
– Hakk-ý devletleri var, arz edelim neydi sebep:
Tepeden týrnaða her gün donanýp sýrsýklam,
Hani, yuttuksa o tükrükleri, faslam faslam,
Vatan uðrunda efendim, vatan uðrunda bütün.
Biz o zilletlere katlanmamýþ olsaydýk dün,
Memleket yoktu bugün, yoktu, iyâzen-billâh…
Öyle üç balgam için millete kýymak da günah.
Herif ancak bizi bir parçacýk olsun saydý;
Baþýboþ kalmaya gelmezdi, eðer kalsaydý,
Mülkü satmýþtý ya düþmanlara, ondan da geçin,
Yýkmadýk âile koymazdý Hudâ hakký için.
Bulunur pek çok adam cenge koþup can verecek;
Harbin en müþkili haysiyyeti kurbân etmek.
Bu fedâîliði bir biz göze aldýrmýþtýk.
Ama Hâlik biliyor, bilmesin isterse balýk.
Ey veliyyü’n-niam, artýk size bizler köleyiz;
Yalýnýz emrediniz siz, yalýnýz emrediniz.”

Akif, gökyüzü gibi aydýnlýk, yeryüzü gibi hayat doluydu. Ýsyaný da, duasý da, sevdasý da nurdu. Yaþadýðý hayatta düþünce ve imanýndan taviz vermeden yaþayan ender kiþilerden biriydi. Akif'i bu sözlerle abartýyor muyum, evet. Hak eden abartýlýr, diye düþünüyorum. Bana göre cumhuriyet tarihinde inanaç ve düþüncelerinden taviz vermeden yaþayan üç sanatçý ve üç düþünürden biriydi Akif. Diðerleri ise, Hüseyin Nihal Atsýz ve Nazým Hikmet Ran.

Akif'in sözünü namus saymasý beni çok etkileyen bir davranýþ biçimi.

Akif, Meþrutiyetin ilk senelerinde, bir cuma günü Midhat Cemal’le sözleþir. Akif, Kuntay’ýn Çapa’daki evine gidecektir. O gün adam boyu kar yaðar. Arabalar, tramvay, tren ve vapur, hava þartlarýndan iþlemez. Sütçü ve ekmekçiler, kar ve tipiden dýþarý çýkýp, daðýtým yapamaz. Vakit öðle olmuþtur ve ekmekçiler hâlâ, ortada gözükmemektedir. Derken kapý çalar: Midhat Cemal, karþýsýnda Akif i görür. Büyük þairin býyýðýnýn yarýsý donmuþtur. Midhat Cemal. Akif in kar ve tipiye raðmen, Beþiktaþ’tan Çapa’ya nasýl geldiðini merak eder. O, bu mesafeyi yürüyerek kat etmiþtir. Midhat Cemal, Akif in bu havada yürüyerek oraya gelmesine, hayret eder. Akif ise, arkadaþýnýn hayretine þaþýrýr. Akif: “Gelmemem için kar, tipi kâfi deðil, vefat etmem lâzýmdý. Çünkü geleceðim diye söz vermiþtim.” cevabý üzerine; Midhat Cemal, daha da þaþýrýr ve: “Ýnsanlarýn birbirlerine verdikleri sözün, bu kadar korkunç bir þey olmasý beni ürküttü.” der ve ardýndan Akif’e esprili bir cevap verir:
“Akif. Sen eðer verilen sözün manasýný bu türlü anlýyorsan, bana izin ver de ben bu türlü anlamayayým. Benim verdiðim sözün, þiddetli bir lodosa bile tahammülü yoktur.” der.

Fatih Gökmen de söz verme konusunda Mehmet Akif ile ilgili þöyle bir anekdot paylaþýyor: "Akif, verdiði söze baðlý olmayanlara insan gözüyle bakmazdý. Aramýzda geçen bir olayý anlatayým: Ben Vaniköy’de oturuyordum. Kendisi de Beylerbeyi’nde. Bir gün öðlen yemeðini bende yemeyi, sonra da oturup sohbet etmeyi kararlaþtýrdýk. O gün, öyle yaðmurlu, boralý bir hava oldu ki, her taraf sele boðuldu. Havanýn bu haliyle karadan gelemeyeceðini tabii gördüm. Yakýn komþulardan birine gittim. Yaðmur, bütün þiddetiyle devam ediyordu. Eve döndüðümde ne iþiteyim, bu arada Mehmet Akif Bey sýrýlsýklam bir vaziyette gelmiþ. Beni bulamayýnca, evdekilerin bütün ýsrarlarýna raðmen içeri girmemiþ. “Selam söyleyin” demiþ ve o yaðmurlu havada dönmüþ gitmiþ! Ertesi gün, kendisinden özür dilemek istedim. “Bir söz ya ölüm veya ona yakýn bir felaketle, yerine getirilmezse mazur görülebilir.” dedi ve benimle altý ay dargýn kaldý.”

Akif bilindiði gibi Ýstiklal Marþý yarýþmasýnýn ödülünü de, ihtiyacý olmasýna raðmen, Darülmesai'ye baðýþlýyor.

Akif, Çanakkale Savaþý sýrasýnda Almanya'da. Oysa Çanakkale Þehitleri destanýna baktýðýmýz zaman, bedeniyle olmasa da ruhuyla o savaþta bulunmuþ bir þair çýkýyor karþýmýza. Çanakkale Savaþý'nýn her anýnýný yaþamýþçasýna iþliyor þiirinde. Gerçek bir destan iþte bu. Uydurulmuþ olaylarý destan diye topluma lanse edenler kendilerini ve inançlarýný yeniden gözden geçirmeliler.

Akif yine kimine göre sürgün, kimine göre küskün, kimine göre gönüllü gittiði Mýsýr dönüþü yapýlan bir röportajda mealen "Mýsýr'da 11 yýl kaldým, 11 saat daha kalsaydým, çýldýracaktým. Eðer Müslümanlýk yaþanýyorsa, o da bizim ülkemizde ve Mustafa Kemal Paþa sayesinde. Allah benim ömrümden alýp onun ömrüne versin" diyor.

Bugün hâlâ Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret edilip sövülebiliyorsa, onun çabalarý, planlarý doðrultusunda kurulan bu topraklarýn üzerinde yaþama þansýmýz olduðundan. Bunu muhakkak ki Akif gördü, ama bizdekiler görmemeye ve inat etmeye devam ediyorlar.

Akif "Safahat" adlý eserini yaþadýðý dönem insanýný uyandýrmak için çaðrý, gelecek nesillere ise bir tür nasihat olarak býraktý. Oysa onun býraktýðý eser Kur'an-ý Kerim gibi ya okunmuyor, ya kiþiler iþlerine geldikleri gibi anlamaya çaba gösteriyorlar.

Acaba Akif günümüzde yaþasaydý, bugünün Müslümanlarýný ve iktidarýný görseydi "Safahat" kitabýna nasýl bir bölüm eklerdi? Varýn siz tahmin edin.

Ýnsan sýfatýný kaybetmiþ kiþilerin nasýl Müslüman olabildiklerine benim aklým ermiyor. Sanýrým bende akýl yetersizliði var. Sizin aklýnýz eriyor mu?

"Yöneten bizden olsun, her ne çirkeflik yaparsa yapsýn" mantýðýný kendime açýklayamýyorum. Sanýrým bu düþüncelere anlamlý bir gerekçe bulduðumuz zaman deðiþim baþlayacak.

Yarýn ola hayrola... Akif'i ve bu ülkeye katkýsý olanlarý rahmet ve saygýyla anýyorum.

Onlarýn feyzlerinden azami yararlanabilme dileðiyle....

3 Aralýk 23
Gölcük



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar ve yapýtlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
"Kadýn Þairler Aþktan Bahsettikleri Zaman" Üzerine Birkaç Söz
Göðüs Kafesinde Kuþ Yetiþtiren Þair: Þükrü Çanku
Yazar ve Þairlerin Deðiþen Anatomisi ve Sosyal Statüsü
Sabahattin Ali
"Bir Fincan Kahve Olsa"
"" - Miþ…"li Gelmiþ Zaman
"Göçer Bir Þehir"
Alýn Yazýlarý - Mekân Düþüncesi
Edebiyat Hayat Memat Üzerine I
Yazlýk Sinemadan Kýþlýk Düþlere

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yusuf Kuyusu Ya da Milli Eðitim
Sosyal Medyada ve Tanýtým Panolarýnda Dilencilik
Fistan Aldým Endazesi On Yediye
Kanlý Temmuz
Ýki Katilin Dayanýþmasý
Eðitim Bakanýyla Sanal Bakýþma
Sosyal Medyada Uzay Sempozyumu
Politik Arenada Kör Dövüþü
Fýsýltý Ormanýnda Kýble Tespiti
Vicdansýz Medya Cahil Toplum

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bir Veda Partisinde Veda Hutbesi [Þiir]
Düþ Geçiti [Þiir]
Saat Gökyüzüne Yaklaþýyor [Öykü]
Efsun [Öykü]
Sevgi Ya da Aþk Algýsý [Deneme]
Doðanýn Çýlgýn Yaratýðý ve Aþk [Deneme]
"Korkma Sönmez... "" Þairi [Deneme]
Aþkýn Tarifi [Deneme]
Bugün 23 Nisan [Deneme]
Eros'a Rekabet [Deneme]


Osman AKTAÞ kimdir?

1965 Erzurum doðdu. Gazi üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, TDE bölümünden mezun oldu. Sýrasýyla Van, Bartýn, Antalya,Bursa, Ankara, Bodrum'da öðretmen olarak görev yaptý. Halen Kocaeli'bde görev yapmakta. yaklaþýk 40 yýldýr þiir,öykü ve eleþtiri yazýlarý yazmakta. Eserleri: 1. ayArsýz; Uludað Yayýnlarý 2007 (Þiirler) 2. bermudayý tek geçmek; Cinius Yayýnlarý 2016 (Þiirler) 3. AsiMilat(ör); Cinius Yayýnlarý 2017 (Politik Denemeler) 4. (D)OKU(N)MUÞTUK; Cinius Yayýnlarý (Kitap Eleþtirileri) 5. cennet cazgýrlarý; Cinius Yayýnlarý 2017(Þiirler) 6. çorak düþler ülkesi; Cinius Yayýnlarý 2018 (Þiirler) 7. Yaðmur Yankýlarý; Artus Yayýnlarý 2018 (Öyküler) 8. Sessiz Çýðlýk; Cinius Yayýnlarý 2018(Kitap Eleþtirileri) 9. dar vakitte aþk; Cinius Yayýnlarý 2018 (Þiirler) 10. Âþýk Hüseyin Fizâhî; Cinius Yayýnlarý 2018 (Þiirler) 11. Þuaraya Elhan Olmak; Cinius Yayýnlarý 2019 (Þairler Üzerine Denemeler) 12. ναυάγιο αγάπης (enkaz-ý aþk): Cinius Yayýnlarý 2019 (Þiirler)


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Osman AKTAÞ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.