Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Bir aslan gibi kükreyerek Karadeniz’e koşan deli bozuk!... Ferman dinlemez / dur - durak bilmez Başına buyruk Kızılırmak! Artık Öyle / yıllardır Bana uzak topraklarda akmayı Aynı tezgâhta mekik dokumayı bırak! Kıs sesini / kulak ver bir yol Söyleyeceklerim var sana Dinle bak! Umarsız dertler otağıyım ben Anadolu kadınıyım / çilekeş. Bedenim - acılardan - yorgun Ellerim parça parça Gözlerim yaşlı ama Toprağım kurak. Sen ki Hiç yansıtmadın sularında göklerimi Hep aynı toprakları kucaklayıp Aynı yatakta koştun denizlerine. Yüreği yanık bağrıma Dokunmadın bir kez, Hararetini söndürmedin tarlalarımın. Sormadın ben nerdeyim Mekânım hangi gurbet / hayırsız! Bilmezsin Umudumu ektiğim hangi toprak. Kurtul zalim bentlerinden Yık barajları Bırak / dökülsün suların kuraklığıma. Görmez misin Boynu nasıl bükük başaklarımın / bir suçlu gibi, Tarlalarım suya hasret Her yanım çorak. Üstelik, Taşıdığım bu yürek - ki kocaman - Yangınlarda yıllardır / özlemlerde. Yare hasretliğim yetmezmiş gibi Anadan ayrıyım / sıladan ayrı, Eleyip belediğim Bakmalara bile kıyamadığım canlarım Uçup gitti ellerimden Veda bile etmeden. Buralarda Ne bir dost yüzü görür gözlerim Ne bedenim / sadık bir yar kucağı . “ Anne ” diyen öpülesi ağızları özledim! “ Yavrum ” diye seslenmeye hasretim çoktan. Alın yazımda yalnızlık Avuçlarımda özlem var. Kanımda ateşler / adam boyu Yan / yanabildiğin kadar... Bil ki / ancak Seninle söndürebilirim ateşlerimi Hasretlerimi indiririm sularına, Acılarım harareti azalır belki. Dökerim içimi yatağına Türküler söylerim / ağlayarak. Haydi davran! Kalk ayağa! Değiştir şu yatağını İşte kürek sana / işte kazma. Gelirken / bana, Getir beraberinde / yittiklerimi Ölüme / yıllara kurban verdiklerimi... Dokuz ay kabuğumun altında kıpırdaşan, Açmadan / hazanlarda yitirdiğim tomurcuklarımı Çiçeklendirmeni isterim senden, Ak sütüyle yekindiğim Teselli pınarım Anadolu kadınını isterim. Ha ! Bir de - unutmadan - Düğmelerimi yalnız kendisine çözdüğüm, Ellerimin kınası henüz solmamışken Kara topraklara gömdüğüm Yiğidimi isterim / utanarak. Kulak ver sesime / çılgın! Yurdumun yaramaz / mağrur çocuğu İnadı bırak! Haydi! Merhamet eyle Çevir sularını topraklarıma. Bak / ekinlerimin gözü yolda Seni bekliyor değirmenlerim. Biliyorsun ki ; “ Ekmek olmak için Önce buğday olmak gerek. ” Buğdaya su / suya yatak O yatağa Bir Kızılırmak gerek. Dolman için İşte sana susuz yürek / yaralı, Yuman için İşte - çözülmez – dert yumağı. Akman için İşte uçsuz bucaksız bir ova Kurak mı kurak. Yetsin artık! Yıllardır / – yer doymaz - Karadeniz içmekte seni. Kurtul zincirlerinden / çöz düğümleri, Bir kerecik yüreğime ak Kızılırmak !
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |