..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tüm insanlık bir tutkudur; tutku olmadan din, tarih, romanlar, sanat, hepsi etkisiz olurdu. -Balzac
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > ESRA BAYKAL




25 Temmuz 2003
Artık revaçta olmayan aşk mı edebiyat mı?  
ESRA BAYKAL
“ Artık aşk pek tutulmuyor. O’nu ozanlar öldürdü. O kadar çok aşktan bahsettiler ki, artık kimse inanmıyor.”


:CAJH:
“ Artık aşk pek tutulmuyor. O’nu ozanlar öldürdü.
O kadar çok aşktan bahsettiler ki, artık kimse inanmıyor.”
-Oscar Wilde.



“ O kadar çok bahsettiler ki, artık kimse inanmıyor...”

Edebiyatın en temel konularından biri olan “aşk” uzun süredir, ölümlüler arasında düşen ve inandırıcılığını kaybeden bir trend. Aşkın yükselişe geçtiği tek kuşak, ’68 kuşağı...Yeni jenerasyona baktığımız da, ilişkilerini ışık hızıyla yaşadıklarını, her türlü duygu gibi aşkı da hızla tükettiklerini gözlemliyoruz. Yaşadıkları ilişkilerde temel kıstaslarının, derin duygular, fedakarlıklar, acılar, kayıtsız şartsız bağlılıklar, sadakat yerine, para, eğlence, prestij olduğunu net bir biçimde görüyoruz.

Peki, günümüz aşklarının (?) veya ilişkilerinin bu derece yozlaşmasında edebiyatın etkisi veya bundan etkilenişi ne düzeydedir?

Bülbül’ün Gül’e, Leyla’nın Mecnun’a, Aslı’nın Kerem’e, Romeo’nun Juliet’e duyduğu temiz, karşılıksız, ölümüne aşkların yerini, bugün Ahmet Altan’ın “Aldatma”sı, Ayşe Arman’ın köşe yazıları, vb. gibi, insanların yaşadıkları karmaşık düzen içerisinde tükettikleri, uğruna çok da kafa patlatmadıkları sığ duygular aldı. Bir anlamda aşk ve edebiyat zamana ayak uydurdu!

Sheakspear’in, Abdülhamit Hak’ın, Sait Faik’in yazılarınızda karşılaştığımız ağdalı cümlelerin, uzun tasvirlerin, methiyelerin yerini bugün, en basit cümle dizimleri, en net anlatımlar, imadan ve derinlikten yoksun cümleler aldı. “Kendinizi ve partnerinizi tanımanın 20 kuralı”, “ Mutlu bir beraberliğin 45.000 inceliği” gibi bir gerizekalıya hitap edercesine, iyi bir ilişki için neler yapmanız gerektiğini listeyen saçma sapan kitaplar, sözüm ona edebiyat listelerinde ilk sıradalar.

Romeo’nun Juliet’in gülüşü için kurduğu ve onlarca sayfa alan betimlemelerin yerinde bugün, “ içimi gıdıklayan gülüşü”, “ ay bir güldü valla pek fena oldum” gibi kendini cümle sanan bir takım kelime yığınları dolaşmakta.

Modern aşkları incelediğimizde; uğruna badireler atlatılan, destanlar yazılan, dağlar delinen, yemeden içmeden kesilinen aşkların yerini, günü birlik ve hatta gecelik ilişkiler aldı. Artık kimsenin kimseye, uzun uzadıya tahammülü yok. Kimse kendinden öte kimseyi sevmiyor veya buna vakti yok. Bir evlilikte çiftler birbirleri ile kavga etmiyorlarsa anormal addediliyor. 5 yılı geçen evlilikler neredeyse Guinesse’e girmek üzere...Babam ve annemin 25. yılına giren evlilikleri, dehşetle izlenirken, babamın her cumartesi anneme aldığı çiçekler, babamın kesinlikle annemi aldattığı şeklinde yorumlanıyor. Sevgilinize, arkadaşlarınızın yanında “canım, aşkım” gibi kelimelerle hitap ediyorsanız, otomatikman “iğrenç” bir ilişkiniz olduğu düşünülüyor. Evlenmek artık “out”, ve hatta uzun ilişkiler yaşayanlar oldukça “ demode” algılanıyor.

Bu paralellikle bakıldığında, insan yaşamındaki tüm değişimlerin, edebiyatı da aynı oranda etkilediğini görebiliyoruz. Aşklar yozlaştıkça, uğruna kurulacak özenli cümleler veya
yaşanmışlıklar olmadıkça, edebiyat da sığlaşıyor. İnsanlar birbirlerine tahammül edemedikçe, edebiyatçılar da ağdalı cümlelerden, acılardan, fedakarlıklar vazgeçerek, daha gerçek, daha hayatın içinden cümleler ve öyküler kurguluyorlar.

Bizi bu noktaya getiren edebiyat mı, yaşadığımız “modern” hayat mı? Oscar Wilde’ın dediği gibi, ozanların bize sunduğu ve yüzyıllarca anlattıkları ideal aşkları bulamadığımız için mi biz artık aşka inanmıyoruz? Edebiyattan esinlenen insan, yaşadığı ilişkiye romanlarda gördüğü vaatleri ve anlamları yüklediği, ancak, bu vaatleri yerine getiremediği veya karşılık göremediği için mi artık aşka ve klasik edebiyata değer vermiyor? Bu yüzden mi mantık evlilikleri çoğalıyor? Bireyciliği, önplanda tutan, egosantrik eserler bu yüzden mi okuyucular arasında giderek beğeni topluyor?

Bundan yıllar ve yıllar önce ideal aşkları, uzun ve ağdalı cümlelerle anlatan klasikler yüzünden mi, bugün gerçek aşktan umudumuzu kesişimiz; yoksa içinde yaşadığımız karmaşık hayatta, bizim mi uzun cümlelere ve geçirilecek biraz acıtan gecelere tahammülümüz yok?



.Eleştiriler & Yorumlar

:: Sorgulamaların bitmemesi dileğiyle..
Gönderen: aynur özbek uluç / İstanbul/Türkiye
26 Şubat 2005
Durum tespiti yapmaya çalışan bir yazı okudum.Pek çok yerde hatta çoğunluğunda doğru noktalara değinen bir yazı. Ama tamamı konusunda diyemeyeceğim. Örneğin Ayşe Armanı'ı ve Ahmet Altan'ı aynı kefeye koyan yaklaşımı haksız buldum.Daha özenli gözlemler beklerdim buna soyunmuş bir yazıda.. "Aşklar yozlaştıkça, uğruna kurulacak özenli cümleler veya yaşanmışlıklar olmadıkça, edebiyat da sığlaşıyor." Bu çok yerinde bir tespit..Ama tersten bakıp edebiyattaki büyük aşkı gerçekte göremediği için pratik yaşamda agresifleşen insan tiplemesini ayağı yere basmayan bir yaklaşım olarak algıladım..Ama konuya bir sorgulama getirmesi açısından yararlı olabilir. Çünkü ancak sorgulamaktan vazgeçmedikçe kaybetmeyeceğiz o güzellikleri. Kanıksayıp kabullendikçe kendimize "geçmiş olsun" diyecek bakış açımız bile kalmayacak yoksa.. saygılarımla.. aynur özbek uluç

:: a ş k
Gönderen: halime / istanbul
28 Ağustos 2003
sevgili Esra, öncelikle böyle bir konuya değidiğin için sana teşekkür ediyorum. edebiyat aşkı öldürmedi, günümü aşkları edebiyatı öldürdü senin de deyiminle... bence bu tamamen günümüz toplum yapısı ve koşullarıyla iniltili. ulaşımın yaygınlaşması, dünyanın küçülmesi ve globalleşmesiyle aşklar da renk değiştirdi. büyük şehirlerdeki aşklar ile köylerde yaşanan aşkları karşılaştırdığımızda da bu gerçeği görebiliriz. bugün aşklar artık cep telefonlarındaki hazır mesajlarla anlatılıyor sevgililer arasında. sanki kek tarifi verir gibi aşk tarifleri veriliyor. sevgiler bu kadar kolay ve basit mi anlatılıyor? bu evrim gibi birşey... nasıl insanlar -ki bütün canlılar- evrimleşiyorsa aşk da evrimleşiyor olamaz mı insanlarla birlikte?... yaşadığım yoğun bunalımlar ve aşk acıları yüzünden çok yakınlarım tarafından "nesli tükenmiş" olarak tanımlandım. "uyan artık, günümüzde böyle aşklar yok denildi." bu sözleri ilk duyduğumda beynimden vurulmuşa döndüm. ancak günümüzde nasıl soyları tükenmekte olan ve hatta bazıları koruma altına alınan canlılar varsa belki de ben ve benim gibi ve senin gibi düşünen bizlerin de nesli tükenmektedir. biz diğer yönlerden değil ama belki de "aşk"ta çağın gerisinde kaldık... insanların tercihleri kendilerine aittir. bunları öğrendikleri, yaşamları ve gördükleri ile oluştururlar. günümüzde hızlı iletişim, inanılmaz bir reklam sektörü ve sinema ile gündem belirleniyor. bize bu gündemde olmak, gündemin gerisinde kalmak ya da gündemin ilerisinde olmak gibi tercihler ve durumlar kalıyor. ister evrimleşsin, ister evrimleşmesin dünyanın ilk varoluşundan beri yeryüzünde var olan ve eğer olacaksa yok oluşuna dek kalacak olan "aşk"tır.. aşk iter kızılderililerin haberleştikleri gibi dumanlarla, bulutlarla anlatısın, ister cep telefondaki msajlarla; ve ister düşüncelerde, hayallerde, düşlerde yaşansın, ister tensel... herşeye rağmen yozlaşmamış ve bayağılaşmamış aşkların yaşanması dileğiyle...

:: Bu yazı için ne diyeceksiniz?
Gönderen: Bir İzedebiyat okuru / İstanbul
4 Ağustos 2003
çok beğendim diyeceğim. Ahmet Altan'ın ve Fuzulî'nin, Shakespear'in 'sözde' aynı duyguyu anlatıyor olması ne acı. Bakışaçısı güzel ve cesaretli. Tebrik ve teşekkür.

:: .
Gönderen: M. Sinan Gür / İstanbul
27 Temmuz 2003
Duum tepiti yapmışsın. Çok yerinde ve doğru... Peki sen ne düşünüyorsun?




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Korkak Erkeklerden Sıkıldım - 2
Sen
Bir Tek Beyaz Gül
Bir Çingene Masalı
Otogarlar, Kalanlar İçindir
Büyük Bir Aştan Geriye Kalanlar - 2
Aşka dair...
Büyük Bir Aşktan Geriye Kalanlar - 1
Son Veda
Büyük Bir Aşktan Geriye Kalanlar - 3

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Size Aşık Olabilir Miyim?
Bugün Seni Her Zamankinden Çok Özledim
Nefesimi keseceksin biliyorum!
Korkak Erkeklerden Sıkıldım
Aşk, askerlik, erkekler...
Her Sabah Aynı Adamla Uyanmak...
Kadın Olmanın En Güzel Tarafı Erkeklerdir
Red Kid
Bir gün size ahlak-sız bir teklifle geleceğim...
Sizin hiç sıfır kilometre sevdanız oldu mu?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Gelme Bu Gece [Şiir]
Nehir, Deniz, Sen vs. [Şiir]
Aşkı Küstürdük! [Şiir]
Bir Islık [Şiir]
Aşktan Korkan Adam [Roman]
Kurtlar Vadisi [Eleştiri]
İlk Gece Birlikte Olmayacak Hatun Aranıyor [Eleştiri]
Sevmedende Olur Diyorlar! [Eleştiri]
Benim Kocam Ab"ye Karşı [Eleştiri]
Reklamcılar ve Topluma Ettikleri [Eleştiri]


ESRA BAYKAL kimdir?

Arıza hallerin dışa vurumu

Etkilendiği Yazarlar:
Ahmet Altan,Murathan Mungan, Sait Faik, Alain De Paton


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ESRA BAYKAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.