ÜSTAD’INDAN ÝLM-Ý SÝMA REHBERÝ
Aþk-ý Memnu, Mai ve Siyah Bir Ölünün Defteri, Nemide, Kýrýk Hayatlar, Ferda ve Þürakasý, gibi romanlar, onlarca öykü ve aný kitaplarý yazmýþ, Türk Edebiyatýnýn üstad yazarlarýnýn önemlilerinden, Halid Ziya Uþaklýgil’in televizyona uyarlanan Aþk-ý Memnu’suna kanallar arasýnda gezinirken rastladým. Dizide oyuncu kýzýn elinde cep telefonunu görünce, hemencecik baþka bir kanala geçiverdim.. Daha önceleri, Aþk-ý Memnu’nun, kitabýný okudum, tiyatrosunu izledim, bir dönem de TRT’de dizisini izlemiþtim.. Bunlarýn hiç birinde cep telefonu görmemiþtim. Nereden akýl ederler de böyle edebi eserleri kel ederler. Sadece cep telefonu deðil söz konusu olan. Ayrýca bu romana özgü deðil bu olup bitenler. Yaprak Dökümü ve benzerlerinde de ayný durum söz konusu.. Yazarlarýna büyük saygýsýzlýktýr bu durum... Halid Ziya bir görse televizyonlarda eserinin baþýna gelenleri, herhalde kepaze ederdi bu dizileri hazýrlayanlarý. Atatürk’ün eþi Latife Haným’ýn da amcasý olur kendileri, yani, Halid Ziya Uþaklýgil; bir eseri vardýr ki, bugün; büyücü, üfürükçü, falcý gibi her kehanetçilerin , peþinden koþtuðu bir kitap dýr bu. Diyeceksiniz ki, “bu zevat edebiyata mý merak sardý” onun, dilini deðme edebiyatçýlar bile anlamakta zorluk çekerken, aðzý üç beþ laf yapan bu kiþiler niye o kitabýn peþine düþsünler. Bakýn kitabýn adýný yazýyorum.. “Ýlm-i Sima”, Bukelamun-i Kimya, Hesap Oyunlarý” Halit Ziya, Tanzimat sonrasý batý yanlýsý aydýnlardandýr. Bir þekilde batýlý yaþam tarzýný da bu kitapla ortaya koyar ki, bir nevi “adab-ý muaþeret “ kitabýdýr. Veya bizde þimdi çok da okunan kiþisel geliþim kitaplarýnýn ilklerinden olmasý da olasýdýr. Ayrýca esnaf milleti için de yazýlmýþ olabilir..Yavaþ yavaþ ticareti de öðrenmeye çalýþan esnafa da yazýlmýþ olabilir bu kitap. Esnaf dediðin yorgun bitkin ve halsiz bir þekilde bir tarafa kaykýlýnca, þöyle dýþardan gelen müþterinin simasýna bir bakacak, pir bakacak ki, onun ne biçim biri olduðunu anlasýn.. Sima; yüz, çehre, surat demek, yani esnaf müþteriye þöyle bir bakýnca onu anlasýn. Halid Ziya’nýn ne amaçla olursa olsun yazdýðý ve 1891 yýlýnda, Ýzmir’de Nýþan Berberyan matbaasýnda bastýrdýðý bu eser, kutsal bir kitap gibi yukarýda zikrettiðim meslek erbabýnca aranmaktadýr. Yeter ki bir bulsunlar, para hiç önemli deðil onlar için, anlaþýlan iyi kazanýyorlar..yaptýklarý iþten ki, istenilen parayý hemen verirler. Ýlk realist kahramanlarý yaratan ve batýlý anlamda ilkinci olan bu romancýmýz, ne yazýk ki romanlarýnda Ýstanbul’un dýþýna çýkamamýþtýr, ancak þu bahsi geçen Osmanlýca kitap bulunup bir de çevrilip, yayýnlanýrsa, inan olsun sizlere Baltaþlar’ýn “Bedenin Dili” kitabýný fersah fersah katlar. Anadolu’da nice güneþ görmeyen izbe yerlerde harf harf kýraat edecek kahinler var.. Ne mi var bu kitap da, ne yok ki; göz, bakýþ, mimik, duruþ, parmak hareketi, baþ hareketi, yürüyüþ tarzý, dudak kývrýmlarý, adým uzunluðu, oturmak kalkmak, yediðiniz lokmanýn boyu, harfler, rakamlar, giyim kuþam yemek içmek daha neler neler var. Ýþte bu kitabý eline geçiren kiþi otursun bir yere gelen biçarelerin; gözlerine kulaklarýna, saçýna, ayaðýna, yanaðýna bir baksýn, böylece onu okusun ki paralarýný alýp atsýnlar kumbaraya, iþte bu yüzden aranýr bu kitap. Geleceðine bakýlan kiþi, gelince huzura, çok bilen! bakacak þöyle bir simasýna onun kiþiliðini çözecek, sonrada ona geleceðiyle, geçmiþiyle ilgili bir þeyler söyleyecek ondan gelsin paralar. Görüyorsunuz nasýl da bilimsel çalýþýyor bu zevat. Hani edebiyatta para yok du! Ýþte görülsün edebiyattan kimler nasýl para kazanýyorlar. Ne þanssýz, Halid Ziya’nýn ismiyle eserleriyle kimileri romanýný alýp içini dýþýna… tersine giyilen ceket gibi bozar, para kazanýr, kimisi onun hiç istemediði düþünmediði veya karþý olduðu kiþilerce eseri ve adý menfaat aracý olarak kullanýr.. Halit Ziya büyük bir kültür birikimine sahip bir aydýndýr. O hayatý olduðu gibi romanlarýnda aktarýr, umalým ki hiç olmazsa televizyondaki bu dizileri sayesinde de ülkemizdeki olumsuzluklar da ortaya dökülür. Yüzyýl sonra batýlýlaþma çabalarýna böylece eseriyle bir þekil de de katký yapmýþ olur. Böyle akýl almaz olaylar, bizde var da, dünyanýn baþka yerlerinde yok mu diyenlere iki örnek sunacaðým; “Güliver’in Gezileri” kitabýný bilirsiniz veya duymuþsunuzdur. Okumuþ olmanýz da mümkündür. Onun yazarý, Jonathan Swift çocuklarý hiç sevmezmiþ, kitaplarýný da çocuklar için yazmamýþ, buna raðmen, sanki o kitaplarý çocuklar için yazýlmýþ gibi öðrencilere okutulmaktadýr. Çocuklarý sevmeyen birinin yazdýðý kitaplarýn çocuklar üzerinde olumlu veya olumsuz etkilerini ortaya çýkartmak da uzmanlarýn iþi olmalý. Bir diðer yazar da çocuklarý çok seven, Lewis Caroll, o da “Alice Harikalar Diyarýnda” kitabýný yazmýþ, onun da çocuk sevgisi baþýna olmadýk iþler açmýþ. Kimi iftiralar da uðramýþ, ancak o yine çocuklarý hep sevmiþ, elinde fotoðraf makinesi hep onlarýn resimlerini çekmiþ. Ýftira edildiði, çeþitli haksýzlýklara uðradýðý halde yine de kitaplarý dünyanýn her yerinde önerilip okutulmaktadýr.