..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Başka dillerle ilgili hiçbir şey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir şey bilmiyorlar. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler > Levent Ölçer




13 Mart 2010
Türkiye'nin İşgali Senaryosu  
Hep Taraf gastesi mi atlatma haber yapacak. İstihbaratsa bizde de var..

Levent Ölçer


Kimileri diyecek "sen manyak mısın, ne yapıyosun? Ne yazıyosun?".. Ne yazmışım ne yapmışım ki? Sevgili müttefikimiz ABD'nin yapmadığı neyi yapıyorum? ABD'nin resmi kuruluşları, Başkanların ve Pentagon'un danışmanları böyle manyak senaryolar yazarken sesiniz çıkmıyor da ben yazınca mı olay oldu? Adamlar bizim iç savaş yaşayacağımızın ve bunun sonucu bizi işgal edeceklerinin senaryosunu yazıyor da biz bunun karşılığında ne yapcaz diye senaryo yazamayacak mıyız. Senaryo yazmak senin tekelinde değil Coni. Biz senaryoyu kanla yazarız.


:AIJJ:
TÜRKİYE'NİN İŞGALİ SENARYOSU

Öncelikle şunu söylemek zorundayım ki yukardaki başlığı gerçekleştirmek için plan yapan birisinin gerçekten kafayı yemiş olması gerekir. Bu adamın ya da adamların tarihten, sosyolojiden, insandan bihaber moronlar olması gerekir.

Türkiye gibi bir ülkeyi işgal etmeye gücü yetecek ülkelerin sayısı bir elin parmaklarını bulmaz. Bakın bulmaz. Geçmez filan değil, bulmaz. Bu ülkelerden biri de sevgili müttefikimiz ABD'dir. Avrupa koalisyonu ya da NATO ya da BM Barış gücünü saymıyorum, onlar afedersiniz s... da b..larıyla oynasınlar.

Nerden çıktı şimdi bu Türkiye'nin işgali konusu? Geçen yazılarımdan birinde (ABD: Sessiz ve Derinden) ABD ve Pakistan'dan ve de BOP'den söz etmiştim.. Bugünlerde de Ermeni tasarıları çeşitli ülkelerde kabul edilirken bir Mahir Kaynak ile yapılan bir röportaja da gözüm kaydı (http://www.tumgazeteler.com/?a=6013202)..

İşaret edilen Türkiye içinde karışıklık ve iç çatışma durumu ve sonrasında ABD ya da diğer dış güçlerin ülkemizi müdahale maskesiyle işgali konusu çok sinir bozucu bir konu. Olur mu olmaz mı diyenlere işlerin oraya kadar varmayacağını söylemek isterdim. Söyleyemem. İşler bu gidişle ve bu omurgasız-basiretsiz siyasilerle oraya gidebilir. Hele bu hükümet ve onun partisi başta kalırsa oraya gideceğinden şüpheniz olmasın.. Bunlar kapıyı ardına kadar açıp kırmızı halılarla bile karşılar..

Bu olursa... Diyelim.. Mesela diyelim.. Varsayalım, hayal kuralım.. Beyin fırtınası yapalım, fikir estirelim.. Bir senaryo yazalım.. Bu aralar çok senaryo yazıyoruz, iyi idman oluyor.. Belki filim bile çekeriz buna..

Bir kere tekrar ifade etmeliyim, böyle bir işgal senaryosunu yazacak komutanın aklından şüphe ederim. Bunu bir asker değil kesinlikle politikacılar yazmıştır. Hangi milletten olursa olsun iyi bir Komutan Türk ordusunun ne kadar itibar kaybederse kaybetsin "ölüsünün bile" birkaç ülkeye bedel olduğunu bilir.. Hele söz konusu komşularımızsa, hani Anadolu'da bir deyiş vardır "erkekler kahvede okey oynarken kadınlarımız ellerinde çifteyle bu işi bitirir".. Erkekleri kahveden kaldıracak birisi gelirse ne olur? Açık söyleyeyim işte o zaman hiç iyi olmaz. Ne bu bölge için ne de dünyanın bu tarafı için hiç iyi olmaz..

O zaman BOP olur. Ama bu BOP hiç de öyle ilk tetiği çeken CONİnin planladığı gibi bir harita olmaz. Türkiye'nin kimseye verecek bir karış toprağı olmadığı gibi kimsenin de bir karış toprağında gözü yoktur. Ama birisi topraklarımıza el uzatacak olursa o kişi kendi toprağına mukayyet olsa iyi olur.

Bakın gerçekçi olalım. Bu kanlı bir savaş olur. Karşımızdaki ABD ise bazı ciddi avantajlarının olduğunu biliyoruz. Bir kere bizim neredeyse bütün silahlarımız ABD malı. Neyimiz var neyimiz yok biliyor. Uyduları var, hayalet uçakları var. Teknolojisi "hayvan gibi".. Bunlar tamam. Bizim ordunun elindeki uçaklar ABD malı, İsrail modernizasyonlu.. Yani bunların bilgisayar programlarındaki-elektroniklerindeki keşfi imkansız açık kapılar ile uçamaz hale getirilmeleri işten değil.. TSK'nın kullandığı bilgisayarlarda ABD'nin Microsoft'unun Windowsları yüklü-bir sürü açık kapı nedeniyle TSK bilgisayar ağı çok geçmeden tamamen yalan olabilir. E-bomba ile bütün elektronik yer sistemlerimiz-haberleşmelerimiz kızarabilir.. Havaalanları dümdüz edilir, uçaklar kalkamaz ya da inemez-yerde imha edilir, köprüler vurulur, füzelerle pek çok kritik askeri ve sivil hedefi, barajları-fabrikaları ilk dalgada vurulabilir. Kıyılarımızda ABD ve müttefiklerinin gemileri,denizaltıları, uçak gemileri, göklerimizde savaş uçakları kudurmuş canavarlar gibi ateş kusar.. İlk dalga saldırı serttir ve şehirlerde can kaybı da yüksektir. Şok saldırı ile direnişi kırmak ve morali bozmak hedeflenmiştir.. Türkiye'nin önemli şehirlerindeki kritik hedefler Cruise füzeleri ya da hayalet bombardıman uçaklarıyla birkaç gün dövülebilir. Cephanelikler, askeri fabrikalar, bütün önemli birlikler, gemilerimiz, limanlarımız.. Hepsi bombalanır..

Nükleer, kimyasal ve biyolojik silah kullanılmayacağını varsayalım ama buna güvenmeyelim. ABD savaş için kuşandığında bunları inkar etmesi mümkün olan her şartta bol miktarda kullanmıştır.. ABD'nin Allah'ı yoktur.

ABD vurucu gücü yüksek ve teknolojisi çok ileri seviyede bir orduya sahip. Bununla beraber teknolojisini denklemden çıkardığında ya da havadan, denizden karaya indiğinde işler değişiyor. Özellikle de şehir içlerinde ve gerilla muharebelerinde. Kaliteli piyade silahları ve bol miktarda omuzdan atılan roket-antitank silahı ile ABD karada (hele ki Türk ordusu tarafından) evire çevire dövülür. Karada en güçlü silah; Gizlenme, hareket, çeviklik, kolay taşınan personel boyutlarında yüksek ateşgücü.. Bununla tankları, askerleri, helikopterleri, alçak irtifadaki uçakları indirebilirsin.. ABD kara silahları arasında düşman birlikleri kör eden alan etkili ışın silahları deneniyor, birlikleri kitleler halinde savaşdışı eden mikrodalga silahlarının adı geçiyor.. Yine de bunlar ilk vuran taraf olmadan yere indirilirlerse sorun çıkaramazlar, omuzdan atılan roketler ve keskin nişancı sistemleri, mayınlar, dron silah sistemleri, uzaktan kumandalı mini sabit taretler, pusular gibi taktikler düşünülebilir..


ABD'ye karşı kullanılacak taktiklerden birisi yıpratma taktiğidir. İlk yüzleşmede mümkün olduğunca çok sayıda kuvvetin saldırıdan kurtarılması bu nedenle şarttır ve bunun yolu daha önceden bu tür bir duruma hazırlık planlarının olmasında-bu saldırının gelişini görebilmekten geçer. İç karışıklıklar başladığı anda TSK oturduğu yerlerden kalkıp mobil-hareketli hale gelmelidir. Bu planların dışarıya sızması küçük önem arz eder. Önemli olan bu planların etkili olabilmesi için ustaca ve süratle uygulanmasıdır. İç karışıklık başladığı anda hatta başlamadan önce, kokusu alındığında ordunun asıl gücü içeriden çok dışarıya göre konumlanmalıdır. Asıl düşman dışarıdan gelecek olanlardır. İçeride Türk halkı Ordusunun yanında olacaktır zaten, geriye kalan çapulcu hainleri kısa sürede sınır dışı etmek işten değildir. Yedeklerle beraber Türk Ordusunun mümkün olan savaş gücü(16-49 yaş arası kadın ve erkek) 34 milyon. 17 milyonu erkek bu sayının. Kaba bir hesapla herkese bir piyade tüfeği ve 6 şarjör(180 mermi) versen 5 milyon kişiyle bütün Avrupayı ele geçirmek işten değil. Zaten "Türkler geliyor" diye ilk haber duyulduğunda Avrupa'da boşalmayacak şehir bilmiyorum. İlk boşalacak şehirler de ödlek Fransızların şehirleridir. Fransızların tırsaklığı meşhurdur. Almanlar 2. Dünya Savaşında sınırlarına dayanmalarından 2 saat sonra Paris düşmüştü.. Fransız ordusu çil yavrusu gibi dağılıp kaçmıştı.. Avrupa'yı önemsemiyorum. Asıl düşman büyük iblis.. Amerika. Onun da teknolojik oyuncaklarının etrafından dolanmak şart.

Hareketlilik.. Vurucu gücün ve komuta gücünün hareketliliği bu tür bir çarpışmada kilit öneme sahiptir. Bunu sağlamak için hızlı, az lojistik ile idare edebilecek ve çok fonksiyonlu-kendine yeten savaş güçlerinin yapılanması gerekir. ABD sabit hedefleri yerin yedi kat dibine bile girse vurabilecek kabiliyete sahiptir. Bununla beraber küçük ve mobil hedefler üzerinde işleri daha zordur.. Hele ki bu hedefler önceden hazırlanmış-savunmaya elverişli bir coğrafyada geziniyorsa..

Bu tür bir çarpışmada günümüz ordularının sahip olması gereken bazı olmazsa olmaz silahlar vardır. Özellikle ABD'ye karşıysanız elinizde onun uydularını indirecek füzeleriniz-silah sistemleriniz olmalı. Onun casus uçaklarını ve hayalet uçaklarını, füzelerini görebilecek-vurabilecek taktikler düşünmelisiniz. Hayalet uçakları görmek çok zor olsa da bunları hata payıyla görmenin yöntemleri hala vardır ve bu yöntemler mükemmelleştirilmelidir. Bilgisayar sistemleri ve bilgisayar programları, mümkün olduğunca yerli sistemler olmalıdır(Almanya Ordusu Windows'u kapısından içeri sokmuyor. ABD uzakdoğu malı çipleri iç piyasadan temizlemek için kafa patlatıyor..).

Denizde ABD denizaltıları ve özellikle uçakgemilerini batırmak için taktikler düşünülmesi de iyi olur. Tarihte ilk kez bir uçak gemisini batıranların Türkler olduğunu biliyor muydunuz? 1. Dünya Savaşında ve karadaki topçuların çıkardığı bir iştir bu http://www.yenidenergenekon.com/14-yuzbasi-mustafa-ertugrul-ucak-gemisini-batiran-turk/ ..ABD şimdiye kadar hiç uçak gemisi kaybetmedi. Bir ilke daha var mısınız?

Bu tür bir savaşta gizlenebilir seyyar enerji santralleri(tercihen güneş enerjisi), seyyar atölyeler, ikmal zinciri, her tür lojistiğin devamlılığı çok önemlidir.. İran'ın böyle bir durumda ABD'ye karşı bize en azından temel bazı ihtiyaçlarda kapı-transit hat-kaynak olacağını düşünmek pek yanlış olmaz kanaatindeyim. Hatta günün siyasi ve stratejik koşullarına göre Rusya ve Çin'in desteği de mümkün olabilir(eğer başımızdaki adam gibi kafası çalışan ortalama bir hükümetse bunlar olabilir ama.. Şimdikilerle bu iş yürümez, kendinizi kandırmayın.) Elektronik savaş ekipmanları ve Elektronik savaşa dayanıklı-korunmalı kutularda yedek parçaları hazır bekleyen(EMP sonrsı hemen onarmak için) haberleşme-muharebe sistemleri çok önemlidir. ABD'nin bu incik boncuk teknolojik üstünlüğünün etrafından dolaşıp eldeki savaş gücünü mümkün olduğunca aktif ve muktedir tutmak hedeflerden biridir.

ABD deniz üstünlüğüne karşı şimdiden çok sessiz ve çok kabiliyetli vurucu denizaltılar ve başka sıradışı önlemler(!), stratejiler savunma için hazırlanmalıdır. Elektronik silahlar, bilgisayar virüsleri, sızma timleri, sualtı saldırı timleri, insansız saldırı araçları gibi yöntemler düşünülmelidir.

ABD hava üstünlüğünde ilk hedeflerden biri hayalet uçak sistemlerin ve cruise füzelerinin tespiti-önlenmesi yönündedir. Bu konuda çeşitli metotlar kısmen etkilidir-kaba bir yer bildirimi mümkündür. Bu kaba bilgiyi kullanmanın yöntemleri vardır. Benim tavsiyem farklı teknolojilerle kabaca yeri tespit edilebilen bu uçakların üzerine sürüler halinde ucuz insansız hava araçlarının gönderilmesidir. Silahlı platformlar ya da intiharcı dron bombalar olabilir bunlar.

Ucuz, basit ve çok sayıda üretilebilecek basit araçların bile etkinliği çok şaşırtıcı olabilir. Teknoloji önemlidir ama dünya üzerindeki en tehlikeli ve en öldürücü silah insan zekasıdır. Bazı basit metotlar ile ucuz ve ilkel, kullanımı kolay, üretilmesi çabuk araç-gereç-silah sistemleri ile çok yıkıcı başarılar elde edilebilir. Bastır ASELSAN. Çok geç olmadan..

Bir de böyle bir operasyonda düşmanın evine de bizim eve düştüğü gibi ateş düşürme meselesi var. Bunun için benim önerilerimin en cicisi ABD'nin ekonomisini vurmak. E-Bomba.. Özellikle ABD sanayi ve ekonomisinin kritik bölgelerine yapılacak bir Elektromanyetik Vuruş saldırısı ya da saldırılar zinciri karşı tarafı savaşın iyi birşey olmadığına daha süratle ikna edebilir.. Bu yönde çeşitli teknolojilerin ve ulaştırma metotlarının savunma ve saldırı için geliştirilmesinde fayda var. Hatta düşmanın evini vurmak için özel timlerin gönderilmesi ve askeri-ekonomik-sanayi hedeflerine sabotaj saldırıları yapılması da söz konusudur.

Kimileri diyecek "sen manyak mısın, ne yapıyosun? Ne yazıyosun?".. Ne yazmışım ne yapmışım ki? Sevgili müttefikimiz ABD'nin yapmadığı neyi yapıyorum? ABD'nin resmi kuruluşları, Başkanların ve Pentagon'un danışmanları böyle manyak senaryolar yazarken sesiniz çıkmıyor da ben yazınca mı olay oldu? Adamlar bizim iç savaş yaşayacağımızın ve bunun sonucu bizi işgal edeceklerinin senaryosunu yazıyor da biz bunun karşılığında ne yapcaz diye senaryo yazamayacak mıyız. Senaryo yazmak senin tekelinde değil Coni. Biz senaryoyu kanla yazarız.

Güçlü ve uyanık bir orduya her zamankinden çok ihtiyacımızın olacağı bir döneme giriyoruz. Herkes aklını başına alsın. Salak olmanın alemi yok. Kendinize gelin. Adamların kazdığı şey bok çukuru değil bizim mezarımız.

(Efendim bir senaryonun, bir beyin rüzgarının daha sonuna böylece geldik.. Ciddiye almayın canım.. Sadece beyin jimnastiği yapıyoruz şunun şurası, olur mu hiç böyle bişey? Biricik canımız müttefikimiz hiç bizi işgal etmek ister mi? Yok yok, olmaz öyle saçmalık.. Bizimkisi senaryo.. Salakça bir senaryo işte.. İyi geceler, tatlı rüyalar dilerim..)


.Eleştiriler & Yorumlar

:: Rüyanıza hayır olsun diyeyim!
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
14 Mart 2010
"Bazı rüyalar çıkarmış,yani gerçek olurmuş"derlerdi büyüklerimiz.Paylaşım için teşekkürler.Saygılarımla... (yazarın cevabı: Güneşli Günler umalım ama Fırtına'ya da hep hazırlıklı olalım Ömer Bey. Saygılar.)




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın politik olaylar ve görüşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnci Yumurtlama Yarışı
Öküz Sürülerinin Küresel Möölemesi
Ortadoğuda Fillerin Güreşi
Tayyip Obama Sarıgül
Karşı Saldırı Planı Senaryosu
Herkes Hakettiği Şekilde Yönetilir
Hayır Dedik Arkadaşım...
Ekmeksiz Demokrasi ve Darbenin Ardına Saklananlar
Halk Meclisi Günleri
Abd: Sessiz ve Derinden

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
83. Madde
Korkak ve Canavar Eleştirisi
Tılsım-ı Kudret Eleştirisi
Ankara'da Soğuk Gece Eleştirisi
Seninle İlk Defa...
Üç Kitap Eleştirisi
Milliyetçilik Kötüdür
Şiddet İçerikli Bilgisayar Oyunları
Ozanın Şarkısı Eleştirisi
Medeniyet (!)

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Barbar Conan'ın Ölüm Şarkısı [Şiir]
Her İnsan Öldürür Sevdiğini [Şiir]
Tatlı Sert [Öykü]
Zeytin Karası [Öykü]
1996 Yılı [Öykü]
2012: Ölülerin İntikamı [Öykü]
Ufuklar: Kırmızı Bölge - 18 [Öykü]
Althar'ın Akıncıları: Altıngöl ve Ejderha (9. Bölüm - Son - ) [Öykü]
Kovan Savaşları (1. Bölüm) [Öykü]
2012: Ölülerin İntikamı (3) [Öykü]


Levent Ölçer kimdir?

Fantazyada büyü, teknoloji ve aksiyon İldar'da buluşuyor. 07/10/2017 tarihinde şimdi diyebilirim ki neredeyse 2 senedir tek kelime yazmadım. . . 2 senedir yazar tarafım ölü. oysa oldugum şeyler içinde olmayı en sevdiğim şey yazar olmaktı :) Toprağı bol olsun.

Etkilendiği Yazarlar:
Süpermen, Robert E. Howard, Tolkien, Salvatore, Jules Verne, Battalgazi, David Eddings, Michael Moorcock.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Levent Ölçer, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.