Gecikmiş Papatyalar
Bak bunu sana pek söylemezdim ama, çok güzeldin, çok güzel... Dipdiri ve yumuşacık. Sana baktıkça kendi bedenimden iğreniyordum ben ve sana ayak uyduramadığımdandı bütün huysuzluğum.
"Yazmak, bir hayaletle güreşmek gibidir; kazanırsan kimse inanmaz, kaybedersen kimse görmez." - Franz Kafka (kurgusal)"
"Yazmak, bir hayaletle güreşmek gibidir; kazanırsan kimse inanmaz, kaybedersen kimse görmez." - Franz Kafka (kurgusal)"
Bak bunu sana pek söylemezdim ama, çok güzeldin, çok güzel... Dipdiri ve yumuşacık. Sana baktıkça kendi bedenimden iğreniyordum ben ve sana ayak uyduramadığımdandı bütün huysuzluğum.
Yağlı ekmeğin insan yaşamında yeri kocamandı ve onu haketmek için çok şey yapmak gerekti.
Ya hayallerindeydi sorun ya da karşısına çıkanlarda, ama her aşk öyle ya da böyle bir hüsrandı sonuçta.
İnsan hep sonsuza dek yaşıyacağını sanır ama kapı çalındığında gelen azraildir. işte o an anlarki film bitmiştir. Geriye dönüpte hiçbirşey telafi edilemeyecektir.Tek yol ...
bazen istemediğiniz bişey en çok istediğiniz şey haline geliyor.elde olmadan bişeyler sizi sürüklüyor ve siz o oluyosunuz.kısaca insan istediği zaman her şey olabilir.
Bu öykü; birbiriyle hiç alakası ve benzerliği olmayan iki kadının yollarının rastgele çakışması yani tamamen bir tesadüfün sayesinde yazılmıştır ve bu evrende hiçbir şey tesadüf değildir.
Duvarları sessizlikten yapılı labirentin saydam mermer koridorlarının her bir yerine maskelerini bırakmayı seçti kadın... Öyle bir saydamlıktı ki bu, geçtiği koridorlarda bıraktığı tüm maskeleri bir bakışta görebiliyordu.. Anlıyordu ki bundan, onlar hep olacaktı, geri dönüp maskelerini koridorlardan toplayıp yerlerine koyacak ve öyle çıkacaktı buradan... Olsundu, bir an bile
Geçenlerde de çok sevdiğim bir arkadaşım elinde bir koliyle çıkageldi. Çok beğeneceğin bir doğum günü hediyesi aldım sana diyerek koliyi açmam için odama götürdü. Ne mi almış? Fasıl ile Deniz'i.
Çalan saatle uyandı. Pencereden sızan ışık çarptı gözlerine. Günlerin uzadığını düşündü. Bir önceki gün de aynı saatte uyanmıştı. Sanki bu kadar aydınlık değildi. Odasının daha çok güneş alacağına sevindi. Saate baktı. Hala vakti vardı. Yatakta biraz daha kalabilirdi. O geldi aklına. O’nun, yaşadığı bu düzenli hayatı görmediğine bir
Bugün iyice anladım mevsimin döndüğünü, erkenden attım kendimi dışarılara. Babam arkamdan babacan babacan seslenedursun...
Kalbinin derinliklerinde deprem olurken, depremin sarsıntıları midesinde kasılmaya ve gözyaşlarının ardı arkasına akmasına yol açıyordu. Yalnızlık hissiyle kavrulan bedeni bütün uyarıcılara kapalıydı. Gayesizliğinin ötesinde ışıksız kalan kuşlar gibi sağa sola çarpıyordu.
Füruzan