Hegomanya
Rakip, atını yolladı filini korusun diye. Atın ise aklına gelmedi sormak:
-“bu seçim neye göre?”
-“Neden at?”
-“Neden fili korumak?”
"Yazmak, bir nevi yılan zehiri gibidir: Önce seni zehirler, sonra da panzehire mecbur bırakır." - Charles Bukowski"
"Yazmak, bir nevi yılan zehiri gibidir: Önce seni zehirler, sonra da panzehire mecbur bırakır." - Charles Bukowski"
Rakip, atını yolladı filini korusun diye. Atın ise aklına gelmedi sormak:
-“bu seçim neye göre?”
-“Neden at?”
-“Neden fili korumak?”
Ben büyük kentlerin yirmidört saat yaşayan yanını seviyorum. Alışveriş merkezleri, sahil restoranları, barlar, eğlence yerleri, giysi, ayakkabı mağazaları.. Biliyorum sen de böyle yerlerden hoşlanmıyorsun. Eğer sen hoşlanmıyorsan bu benim de hoşlanmayacağ
Asla yaşayamayacağın ve imreneceğin sevdalar, nerelerde ve kimlere özgüler bir bilsen...
Mahallenin koyunları sıra ile güdülürdü. Sıra babama geldiğinde, otlatmak için gittiği dağlarda doğan kuzu ile oğlakları eşeğin sırtındaki heybeye koyardı. Eve geldiğinde; heybedeki kuzu ve oğlakları kucağıma alıp doğruca sahiplerine götürürdüm
Evimizin çatısındaki bacaya yuva yapmış leylek ailesinin gökyüzünde helezonlar çizerek bana veda bile etmeden güneye kanat çırptıklarını gördüğümde gözlerim dolu dolu olur, ve içimi büsbütün kaplayan yalnızlığın verdiği sıkıntıyla yatağıma girip...
Geçmiş bir anda gözünde canlandı. Bir elektirik hızıyla geçti beraberliği: suyun derinliklerindeki eşini istedikleri gündeki heyecanı... nişanını... evlendiği gündeki mutluluğunu... evliliğinin üzerinden geçen üç yılı... Yalnız bırakmammalıydı. Kavilleri
bir zaman önce yazdığım ama çok sevdiğim bir hikayeydi bu. hayatı bilmeyen birine hayatı anltamak gerekseydi neleri anlatırdım diye düşünürken çıkıveren bir hikaye...
Dikiz aynasından kendisini kontrol etti. Kravatını düzeltti, birkaç derin nefes aldı. Aşağıya indi. Aslında ne yapacağını hiç düşünmedi. “Küçük bir şeydir”, diye aklından geçirdi. Arabanın önüne dolaştı, vurduğu yere baktı: beklediğinden daha
Bazen en yakin dostunuzdur, icinizde buyuttugunuz yalnizliginiz...
-Ben de öyle sayılırım.Biraz önce güzelliğinle gurur duyacağını zannettiğim için öyle söyledim. -Niçin ? -Şey... her kız senin gibi güzel olmak ister. -Güzel olduğuma sevinebilirim ama bununla gurur duymam. -Niye ? -İnsan kendi gayretiy
Efkan, Neslihan benim kahramanlarım.Onlarla okuyucuya bir şeyler duyumsatmaya çalışıyorum."Küçük insanlar" diyebileceğim kahramanlarım ne yazık ki mutsuzlar.Bir de kızları var:Nisan.Bir aşk çocuğu Nisan.Ancak Efkan ile Neslihan'ın belki de tek ortaklığı a
"Hani ay herkese gülümserken,
Mevsimler kimseyi dinlemezken...
Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken,
Eskidendi, çok eskiden. "