"“Bir kitabı okurken kafanız karışıyorsa, endişelenmeyin; yazarın da nedenini düşündüğünden eminin.” — Mark Twain"

Öykü > Kent

karamsar

Dilek Ağacı

İnsanlarla tanış oldum bu süreçte, kuşlarla, böceklerle, otlarla, rüzgârla, yağmurla, karla daha bir sürü yaratılanla tanış oldum. Beni en çok şaşırtan insan oldu desem inanır mısınız bana? Önceleri beni fark etmediler bile. Bazen üzerime bile bastılar. Sonra biraz daha büyüyünce yapraklarım onları gölgeleyecek kadar olunca daha yakından tanıdım

karamsar

Bu Şehir O Eski İstanbulmudur?

Elini sokup yeleğinin cebinden bir avuç çakıl taşı çıkardı “sana bunları vereceğim , ama … eğer İstanbul beni sorarsa onu görmedim dersin”
Taşları avucuma bıraktı, çantasını sırtlanıp ,ışıldağını söndürdü …

karamsar

Kuş Bakışı/bosna/4

İnsanlar yine yanılıyor!
Kuş bakışını yüksekten bakmak anlamıyla sınırlandırıyorlar.
Belki de bunu kasıtlı olarak böyle değerlendiriyorlardır diye düşünmeden edemiyorum.
Gerçi benim düşüncemin ne önemimi var!
Kimim ki ben?

karamsar

Vuslat Ya da Veda

Karanlık, şehrin bol ışıklı aydınlığına, hengâmesine galebe çalamamıştı henüz. Bir yanım Fatih, bir yanım Beyazıt, sırtımda boğazın gece meltemi. Işıklı caddeden geçen gençlerin şen şakrak sesleri içinde sıcak bir günün ardından, köşküne çekiliveren güneşin yokluğunu fırsat bilip sökün eden tatlı bir serinlikten belki de mahmur bir demde silah

iyimser

Hata

Bir sabah Ekrem kalktı karısı yanında yatıyordu “herhalde erken uyandım” dedi yine gözlerini kapadı

üzgün

Vuslat Ya da Veda

Karanlık, şehrin bol ışıklı aydınlığına, hengâmesine galebe çalamamıştı henüz. Bir yanım Fatih, bir yanım Beyazıt, sırtımda boğazın gece meltemi. Işıklı caddeden geçen gençlerin şen şakrak sesleri içinde sıcak bir günün ardından, köşküne çekiliveren güneşin yokluğunu fırsat bilip sökün eden tatlı bir serinlikten belki de mahmur bir demde silah

karamsar

Ünlü Yazarın Aşk ve Serüvenleri

“Vitrinlerde kitaplar. İmrenerek bakıyorum:
Bir gün benim de kitaplarım vitrinlerde olacak mı acaba?…
Yazar değilim ben; istesem de olamam. Her şeyden önce benim okumam yazmam yok.
Yazmayı bırakın, doğru düzgün konuşmayı bilmem ben. Düşünemem, muhakeme yapamam; hayat acemisiyim, ben hayatı bilmem ki…”

nostaljik

Müjdat Abi ve Bizim Mahalle

‘80’ler...
Bu satırları neden yazdığımı sormuştum kendi kendime. Belki de işim olmadığı günlerde, kasa başında can sıkıntısından yazmışımdır. Haydi çocuklar gayret, savsaklamak yok, satın birşeyler! Bu hafta ciromuz düşük kaldı, merkezden hesap soracaklar gene...

Kargalar bilir

Rüzgar neredeyse fırtınaya çevirmiş, havada artık yalnızca yapraklar değil küçük dallar, at kestaneleri uçuşuyor. Her yandan sesler geliyor. Ağaçların gevezeliği tutmuş yine. Birbirlerine sesleniyor, birlikte şarkılar söylüyorlar. Parkın ortasındaki en kocaman ağaç bir orkestra şefi gibi salladığı uzun dallarıyla ağaçlar korosunu yönetiyor.

olumlu

Dikiz Aynası

Ben on beş yıldır Ankara'da taksicilik yapmaktayım. Genelde geceleri çalışırım. Doğrusu işimi de çok seviyorum. İşim sayesinde bir çok heyecan verici veya tatlı maceralar yaşadım...

olumsuz

Ne Kadar Ekmek, O Kadar Köfte!

Patronunuz kötü bir gün geçiriyorsa, olabildiğince alçak sesle ve yavaş yanıt verin. Ilımlı tonlarda konuşmak, sizi bir yetişkin gibi gösterirken, kavgacı patronunuzu çocuk yerine koyacaktır

düşündürücü

Güzel İstanbul

Balat sahil yolunda, Eyüp istikametine doğru yürüyorum. Eski tarihi binaların arasında görünüyor bazı karanlık yüzler. Sanki insanlar çevresine çok fena bakıyor. Dua ediyorum. Allahtan hava karanlık değil. Ellerim cebimde,olduğu halde ıslık çalarak yürüyorum.

karamsar

Mehmet Dede

Gerçek bir yaşam öyküsü Mehmet Dede. Doğumu belli değil. Tifliste doğmuş, Ardahan'ın Alagöz köyünde yaşamış. Köyden göç sevdasına onun çocuklarıda kapılmış. Uzun süre direnmiş köyünden göçmemek için. Sonunda Memmet Dede göçüp gelmiş İzmir'e. Alışamamış gecekonduda tutsak yaşamaya. Köyüne geri dönmek istemiş. Umursamamışlar. Kaldıramamış tutsak yaşamayı ve beyin kanaması

olumsuz

Olaya Farklı Bakış

Başımıza gelen olayları nasıl değerlendiririz? Hepimiz kendi açımızdan bakarız, kendi kültürümüzle değerlendiririz. İşte böyle bir yazı.

olumsuz

Derya Kuzusu

Biraz mizahi lisan katmaya çalıştığım, evvelinde Çanakkale'de yaşanan gerçek bir gemi kazasını temel alarak yazdığım öyküm...

karamsar

Zorunlu Görev

Onu günlerdir takip ediyorum: gizliden ve açıktan, yakınlardan ve uzaklardan, yükseklerden ve alçaktan, sessizce ve bazen çığlıklar atarak... Gözüm hep onun üzerinde. Benim görevim bu.
Gerçeklerle birbirine karışmış hayallerle geçen bir ömür; ah, zavallılar...

Başa Dön