"Yarın diye bir şey yoktur, sadece bugünden daha az uyuduğumuz bir sonraki 'bugün' vardır." - **Franz Kafka (kurgusal)**"

Öykü

yazı resim

Timsah

Bu sıcakta hiç çekilmiyorlar.
Hiç kımıldamayan gözlerimi şunların üzerinden ayırmıyorum ve ayırmayacağım da. Ta ki çekip gidene kadar ikisi de.

KİTAP İZLERİ

Kayıp Tanrılar Ülkesi

Ahmet Ümit

Zeus Berlin Sokaklarında: Ahmet Ümit'ten Mitoloji, Cinayet ve Hafıza Üzerine Bir Roman Ya eski tanrılar ölmemiş, sadece unutulmuşsa? Ve içlerinden biri, bu umursamazlığa öfkelenip modern
İncelemeyi Oku

Kimim Ben?

Beyaz bir duvar düşünün. O duvara bakan herkes aslında farklı bir şey görür. Kimisi için o sadece beyaz bir duvardır. Kimisi için ise kırık beyazdır. Bazıları malzemesini, üzerindeki tekstili fark eder. Bazıları ise duvarın boş olduğunu. Birkaç insan vardır ki o duvardaki ufak vida deliklerini fark eder. Bİr

Aşk Tutulması

Sevgi mührünü taşıyan AŞK’a âşık bir faniydi şimdi. Mührü kime kapatacağını bilemeden dolaşıyordu sokaklarda derbeder. Yaşamı boyunca Onun yanından ayrılmayan bedendeki tinsel gücü, yüreğindeki kalp atışlarını hızlandırıyordu. Soyut sevdaların somut dokunuşlarıydı bunlar Yağız Delikanlının duygularına. Kendisine ne olduğunu bilemeden dolaşmaya devam etti, devam etti…

Kelebek

Sakinlik olmuş olanlara ve olabileceklere karşı.
Kayıtsızlığın başarısı tesadüf olmasa da mucize gibi algılanır.Ara sıra haksızlıklara karşı kısacık süren başaldırı nöbetleri dışında

Yırtık Kefen

Unutmuş görünüyordu geçen günlerin sayısını.Ama şimdi merak ediyordu geçen günlerin ne kadar olduğunu.Saymaya başladı:Cumartesiden Cumartesiye sekiz,yedi daha on beş,beş daha yirmi.Evet tam yirmi gün,koca yirmi gün...

Yağmurdan Sonra

Yağmur kaldırımları döverek hızla yağmaya devam ediyor.Ben O’nun kokusunu içime çekerek uyuya kalıyorum kucağında…Düşerimde pembe elbiseli minicik elleri ellerime tutunmaya çalışan bebekleri seviyorum.Gözlerimden süzülen yaşları parmaklarıyla silen O da olmasa hıçkıra hıçkıra uyanabilirim bu rüyadan.Yüzümde bir tebessüm belirmiş olmalı ki elleri yüzümde beliren çizgilerin üstünde gidip geliyor.

Aşkın Olabilmek...

Çeşnisi değişik, aldatıcı tatlı bir zehir! Gerçek hayatımdan ona ne artık! O alemin görüşüyle, sihriyle benim hayatım! Pek tembel, pek ağır ve uyuşuk geçiyor. Hepimiz kaderimize küsüz, hayattan bezmişiz gibiyiz. Gerçekten de öyle bakın! İlk bakışta sanki birbirimize dargınmışız gibi ne kadar soğuk görünüyoruz!

Uçuruma Atılan Taşlar

Işık olmayınca suret de olmuyordu.Ama suret olmayınca karanlık oluyordu.Ve karanlık;mavi gül dalları arasında uzun gece yürüyüşleri yapan hayal perisinin kendisinden ne bir eksikti ne de bir fazla.Sadece karanlıktı ve karanlık onun ta kendisiydi.
Uçurum.Taş.Ses.Ses(sizlik).

Gül Dedim Gül - Dü

Odasına yalnız ben girebilirdim,yüreği gibi odası da açıktı bana...Tüm parfümlerin inadına ayva kokardı odası,sandığında ayva olurdu her daim... / şimdi ayva kokularında onu bulduğum bu yüzden / Perdeleri kapalıydı esrarengiz hanımın...En son geldiğinde ayva getirmiş babası Kağızman’dan... Kapalı perdelerin ve hanımın tüm esrarı buydu...Babasını hapsetmişti içeri, aslında ayvada

KİTAP İZLERİ

Kapak Kızı

Ayfer Tunç

Ayfer Tunç’un "Kapak Kızı" Romanı: Çıplaklığın Katmanları ve Toplumsal Yüzleşme Ayfer Tunç’un ilk olarak 1992’de yayımlanan ve daha sonra "zemin aynı zemin, inşa aynı inşa"
İncelemeyi Oku
Başa Dön