"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Öykü

Yağmurdan Sonra

Yağmur kaldırımları döverek hızla yağmaya devam ediyor.Ben O’nun kokusunu içime çekerek uyuya kalıyorum kucağında…Düşerimde pembe elbiseli minicik elleri ellerime tutunmaya çalışan bebekleri seviyorum.Gözlerimden süzülen yaşları parmaklarıyla silen O da olmasa hıçkıra hıçkıra uyanabilirim bu rüyadan.Yüzümde bir tebessüm belirmiş olmalı ki elleri yüzümde beliren çizgilerin üstünde gidip geliyor.

Öykü : Zil

Gözleri zarftaydı. ‘Adı , soyadı , caddesi , sokağı , numarası... Tıpa tıp... Mektup benim sayılır. Gönderilmemiş de olsa...’ Yapıştırılmamış oluşu işi— ‘Yapıştırılmış olsa da açardım. Kim olsa açar. Suç mu? Suçmuş demek ki, baksana. İster misin bir gün önce dönsün; daha erken dönsün ; bugün , şu

Sessizce 5. Bölüm

Şair hangi yaştan bahsediyordu dizelerinde bilmiyorum ama ben kışa doğru yol aldığım bu yaşımda böylesine bir duygu ile ilk defa tanışıyordum. Ve bu her ne ise, anlamaya dinlemeye yorumlamaya çalışıyordum.

Tren ve Çocuk

Evleri tren istasyonuna yakındı. Derslerini bitirdiğinde, hikaye kitaplarını okur ondan da canı sıkıldığında soluğu istasyonda alırdı. Trenlerin varış ve kalkış saatleri ezberindeydi. Trenlerin varış saatine beş dakika kala istasyona gelir, salonda oyalanırdı. Salondaki berber dükkanını pek severdi. Berberin müşterinin saçını kesmesini, usturayı masatlamasını, sabunu köpürtmesini ilgiyle izlerdi.

Ukde

Pişmansın, beni kabullenemeyişin başka bir izahı yok. Seviyordum, yaptığım en iyi şeyde buydu sanırım. Oysa sen sevilmekten dahi korup, sana karşı beslediğim duyguları piç gibi ortada bırakıp ilk fırsatta kaçmayı yeğledin

Söyleyecek Sözü Az Olan Adam 1

"Söyleyecek Sözü Az Olan Adam" yaklaşık olarak 1997 den beri, aklımda olan üç perdelik bir tiyatro eseridir aslında.
Fikir olarak filizlenmesinden bu yana, iki sefer birinci perdesi yazıldı; ancak bir türlü adına yakışan tokluk duygusunu hissettirmedi bana.Derken, derken günlük yaşam ve her zaman baskın olan şiir

46\. Çeşit

Birkaç giysi dolap başlığı altında sıralanmıştı. Masa kolaydı da üzerindekilerini yazarken azıcık oyalanmışlardı. Perdeyle ayrılmış bölüme geçerken üyelerden biri, 'Sıra ikinci vagonda,' demiş; demesiyle yanakları allanmış, kimse de gülümsememişti. Delikli taşın yanındaki musluğa eğretice bağlanmış hortum, ucundaki süzgeçle duş görevini üstlenmişti.

Başa Dön