Mavi Gülüşlü Kız (2) Umuda Sesleniş
Bulunduğu şehir onu boğar oldu.
Dayanamıyordu artık,nereye baksa o vardı,kalbi acıyordu , yüreğindeki yara daha da derinleşiyordu.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Bulunduğu şehir onu boğar oldu.
Dayanamıyordu artık,nereye baksa o vardı,kalbi acıyordu , yüreğindeki yara daha da derinleşiyordu.
Yasakmeyve-Karakalem Dergisi Ocak-Şubat 2010 sayısı...
Gelmeyeceksin biliyorum; sorgulamıyorum hayatı,nedenini aramıyorum gidişinin,şahit olduğum tek şey durdurdun zamanı ve güneş artık ısıtmıyor bu kenti...
Yüreğinde kır bahçeleri,zemheri olsa da mevsim,kırağı da düşse ansızın gözlerine;sevdalar rüzgar gibidir ne kadar kapatsanda gönül kapını sızar hücrelerine..
"Yokladı hafıza sandığını. Başladı çıkarmaya tozlanan anıları. Anlattıkça neşelendi. Bir anlattı bir neşelendi. Neşesinin doruğunda artık güvenle ayrılabilirdim ondan. Teşekkür etti bana. Yalnızlığına ortak olmuşum.
Asıl ben teşekkür ederim sana.
Çünkü fark ettim ki: Hiç düşünmemişim bir gün bir sandık dolusu tozlanan anım olacağını,
Farklı uygarlıklarda anlatılan efsanelerde kuşun adı bile farklı oldu. Homa Kuşu, bazen Simurgu, bazen Phonix, bazen Anka, bazen Huma, bazen de Devlet kuşu adıyla anıldı.
“Kırk altı yıl, ” diyor arkasından uzatılan mikrofona, biraz utanarak, "Kırk altı yıl dile kolay bir zaman…"
Bu sıra yine kaşınıyorum. Hayalimin yaratıp, dağarcığımın seslendirdiği yazılası karakterler doluşuyor rüyalarıma. “Okunası bir kitabım var diyenin saf bir yanı kalmalı, yazanlar da en az karakterleri kadar, inanılmaz olana inanmalı.” Diye fısıldıyor her biri kulağıma...
‘Ben kimim ki’ lere dönüştürelim mi? İçimiz de var olan yalnızlığımızı da önce ailemize bağlanarak, sonrada; insanın kendi özüne yabancılaşmasını sağlayan bu düzenin insanları olarak, iyi bir insan olma özelliğini yaşamın her alanında uygulayan bireylerin yaşadığı bir ülke yaratalım mı? Ha! ne dersiniz?
eskiyi özleyişin,, yanlızlığın trajikomik hikayesi..
…Bu dansı bana lütfeder misiniz sesiyle irkildi kız. Şaşırmıştı, bunu beklemiyordu. Gözlerini oğlanın göz bebeklerinde görüyordu. Heyecanlı bakışlardı bunlar, titrek dokunuşlardı. Elbette dedi kız tereddüt etmenden. Orkestra çalmaya başladı Notre Dame de Paris’in büyülü şarkısı “Belle” kulaklarda çınlıyordu.
Ancaaak, plânlar boşuna yapıldı! Daha doğrusu yapılan planların uygulanmasına gerek kalmadı. Genel olarak oruçlu cami cemaatinin, ikindi namazından sonra iftar saatine yakın dakikalara kadar uyuması bilinen bir durumdur. O gün de öyle oldu. Ayrıca, akşama yaklaşıldığı saatlerde yemek telaşı nedeniyle de kahveden uzaklaşıldığı bir başka gerçekti Cami cemaatinin