"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Öykü

yazı resim

Acıyı Kaldıramayan Yüreklerin Evi

Etrafıma tüm dikkatimle bakıyordum ve o anda yanıma orta yaşlarda,kır saçlı,mavi gözlü bir abi gelip oturdu.Elini omuzuma attı hiç konuşmadan,peşine yüzümü ve saçlarımı okşadı gülerek.O gözlerini ayırmadan beni süzdükçe suç işlemiş ama saklamış ufak bir çocuğun utangaçlığı dolmuştu içime.Ruhların ve boş bakan gözlerin arasında salınımlardaydı yüreğim.Elimdeki su şişesine

Yasaklanmalı Bu Sevda Ya Saklanmalı

Yorulmuştu deniz,böcekler buluşmuyordu çiçeklerle ne de ağaçlar döküyordu tek bir yaprak.Değişiyordu mevsim;güneş inatla doğarken doğudan hayatın hücresinde hüküm giyiyordu zaman ve onca suça rağmen kimse kıramamıştı zamanın kalemini.Perde inmişti zamana tıpkı hayalini görmekten bıkmayan gözlerim gibi.Bu yüzden yasaklanmalı bu sevda,ya saklanmalı...

Boyalı Düşler

“ Baay...” diye el sallamasaydı , değil ayağa kalkmak kolunu bile kaldıramayacaktı. Kucağından fırça düştü. Ayağıyla boya sandığını iteledi. “Hello...” diye fısıldadı. Gözleri doldu dolacak... ‘Baay’mı demeliydi? Hangisi doğru? El salladı : “ Hello...” Onu dönemeçte yitirene dek eli sallandı , sallandı.

Bir Otobüs Yolculuğu

Bir an düşündüm; cennet, cehennem konusunda ne çok espriler yapılıyor, fıkralar anlatılıyor, karikatürler çiziliyor. İnsan özellikle sonsuz azap mekanının kenarında iken de bu konuda espri yapabilir ve bu fıkralara gülebilir mi?..

Tepenin Ardı

Adam meşguldü. Bir yığın tahtayı yontup aynı biçime sokuyordu. Bir an kafasını kaldırıp çocuğun, yanıbaşında, gözleri yerde dikilişine baktı.

Alacakaranlık

Hiç olmadığım kadar kötüyüm…
Beynimdeki ve yüreğimdeki bütün yüzlerin bir ölünün yüzüne dönüşmesi ve o ölüyü bu kadar özlüyor, “onu” özlemek eylemini de bu kadar garipsiyor olmam kaldırabileceğim bir durum değil sanırım. Yılların yorgunluğu bir gecede üstüme çökerken benim aslında ona ne kadar âşık olduğum söyleniyor

Başa Dön