Derinlerde Yaşıyordu Kaybedenler
Usul usul sokulurken derinlere öksüz kalan yanını dolduruyordun ya da kaybettiğin,gidişine aldırmadığın,yüreğinde yerden yere vurduğun birini arıyordun belki de...
"Yarın diye bir şey yoktur, sadece bugünden daha az uyuduğumuz bir sonraki 'bugün' vardır." - **Franz Kafka (kurgusal)**"
"Yarın diye bir şey yoktur, sadece bugünden daha az uyuduğumuz bir sonraki 'bugün' vardır." - **Franz Kafka (kurgusal)**"
Usul usul sokulurken derinlere öksüz kalan yanını dolduruyordun ya da kaybettiğin,gidişine aldırmadığın,yüreğinde yerden yere vurduğun birini arıyordun belki de...
Seri inat ve ısrarla devam ediyor.
bir gencin lise yıllarındaki gereksiz bir anısı :)
Mahir Ünsal Eriş
Geleneksel" yılbaşı" konulu öykülerimin yeni halkası...
Sürekli konuşuyor ve beni de anılarına çekiyordu. Bir yandan da vitrin camından şekerliğe uzandı. Diğer elinde limon kolonyası vardı. Aslında bilmediğim insandan özellikle şeker alıp yemezdim. Çekinerek reddettim:
\- Yazarlar! Nasıl rahat mısınız şimdi?
Ses kapının üstündeki bir diyafondan gelmişti.
Sen şu anda acıya dokunuyorsun bana onu hatırlatmakla.Söylüyorum işte sana bildiğin gibi,tanıdık bir duygu değildir...Acıya dokunmak için önce bahanellerin olmalı ve biriktirip bir deniz yarattığında işte o zaman acıya dokunabilirsin.Kolay değildir bir deniz yaratmak;önce arkadaşlarınla,dostlarınla görüştüğün zamandan çalarsın,sonra kurulu yemek sofrasından ve gece uykundan çalmaya başladığın zaman sokulursun
Sergimi gezen insanlar bana niçin insan yüzleri çizdiğimi soruyorlar. Ben de onlara diyorum ki...
Adam meşguldü. Bir yığın tahtayı yontup aynı biçime sokuyordu. Bir an kafasını kaldırıp çocuğun, yanıbaşında, gözleri yerde dikilişine baktı.
Henüz bir çocukken, akşamları yatağıma yattığımda gözlerimi odanın kapısından alamaz, uyuyana kadar devamlı kapıya bakardım. Nedense bana hep sanki orada, kapının eşiğinde bir şey varmış ya da oradan bir şey çıkacakmış gibi gelirdi.
Ölümünün üzerinden dokuz gün geçti. Bugün, cenazedeki şekerlemeli havayı unutturabilmek gayretiyle, evdeki her odaya bir adet resmini astık.
Ey okuyucu; artık seni mekana hapseden bedeninden kurtulmalı ve bir yolculuğa çıkmalısın.
Ahmet Altan