Olmak Şehrinde Şey Olmak...
Ey okuyucu; artık seni mekana hapseden bedeninden kurtulmalı ve bir yolculuğa çıkmalısın.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Ey okuyucu; artık seni mekana hapseden bedeninden kurtulmalı ve bir yolculuğa çıkmalısın.
zaman kaderi örtüyordu.beklentilerin altından bir asit nehri geçiyordu
Ölümünün üzerinden dokuz gün geçti. Bugün, cenazedeki şekerlemeli havayı unutturabilmek gayretiyle, evdeki her odaya bir adet resmini astık.
Sürekli konuşuyor ve beni de anılarına çekiyordu. Bir yandan da vitrin camından şekerliğe uzandı. Diğer elinde limon kolonyası vardı. Aslında bilmediğim insandan özellikle şeker alıp yemezdim. Çekinerek reddettim:
Satış temsilcisi olarak çalıştığım ithal kömür satan firmayı temsilen, geçen yılın haziranında, iç anadoluya dört gün süren bir yolculuk yapmıştım.
Böyle bir çocuk büyütmelisin;gözleri kan kokmayan,sevdiklerini kaybettiğinde bile yaşatan ve hayatın tüm derslerini senden alan,seni taşıyan...İki eli bir ömür yakanda değil de öldüğünde her gün mezarının başında duada olan..İşte böyle bir evlat yetiştirmelisin gözleri kan kokmayan,yüreği kanayıp kanayıp kabuk bağlamayan ve o zaman kendine gerçekten baba diyebilirsin...
çocuk sahibi olmakla ilgili bir erkeğin korkusu..
başıboş sokaklarda gezinen sahipsiz sevdalar
3 g veya diğer teknolojik gelişmlelerin hayatımıza ilişkilerimize kattığı telaş,görmemişlik,ve karmaşa..
Sergimi gezen insanlar bana niçin insan yüzleri çizdiğimi soruyorlar. Ben de onlara diyorum ki...
Görünürde vicdanımızla ilgili olmayan birçok neden yüzünden kendimizi endişeli hatta hasta hissedebiliriz. Vicdanımızın onu ihmal etmiş olmamıza karşı gösterdiği tepkisi beklide nereden çıktığı, ne olduğu belli olmayan bir suçluluk ve tedirginlik duygusudur.
Henüz bir çocukken, akşamları yatağıma yattığımda gözlerimi odanın kapısından alamaz, uyuyana kadar devamlı kapıya bakardım. Nedense bana hep sanki orada, kapının eşiğinde bir şey varmış ya da oradan bir şey çıkacakmış gibi gelirdi.