"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Öykü

Yola Çıktık Bir Kere (2)

Yaz gelince yüklüklere kaldırılan ağır yorganlar gibi gökyüzü de tüm ağırlığını bir sonraki yıl kullanmak üzere kışa bırakmıştı. Gökyüzü açık bulutları ile sere serpe uzanmışlar gibiydi. Onlar da sanki ince bir pikeyi bile kaldıramayacak kadar özgür ve hafif olmak istiyorlardı.

yazı resimYZ

Tamara

Fırtınalı gecelerde kıyıya vuran dalgalarda bir sevdanın sesi yankılanır hala: “Ah Tamara! ”...

Yıldız Yağmuru, Yüreğim Gökyüzü...

Yıldızlar, soğuk ve uzak değil, neşeli ve sıcaktılar. Ve küçük kız bunun farkındaydı. Onlarla konuşabilirdi, dokunabilirdi, eteklerine toplayıp gideceği yere götürebilirdi onları...

İyi Geceler

Dar bir koridor, gördüğüm dar bir koridordu, yüksek duvarlar arasında kalmış daracık bir yolda yere çömelmiş bekleyen birini gördüm. Duvarların üzerinden yere doğru usulca kayarken aşağıda bekleyen kişi beni fark etti. Yavaşça başını kaldırdı ve bana doğru baktı. Kendimi görüyordum, koridordun tabanında çömelmiş bana doğru bakarken kendimi görüyordum,

"Bekle Bizi İstanbul"

Haydarpaşa Garının önünde, iskeleye yakın bir bankta, elinde yarım simit, yanında çantası, siyah paltolu bir kadın oturuyor. Gözlerini denizden ayırmadan İstanbul’u dinliyor. Değil gözlerini kapatmak, kırpmak bile istemiyor. Herşeyi nakşetmeli belleğine , daha epey bir süre bu resimlerle oyalanacak.
“Sanki karnımın üstünden geçiyor vapurlar...Ne çok martı

Hayat Ayrıntılarda Gizlidir

Edindiğiniz ufacık tecrübelerle, bir de bakarsınız, kendinize kocaman bir köşk kurmuşsunuz. O ayrıntıları, hani aradığınızda bulamıyorsunuz da, onlar istediğinde gelip sizi buluyormuş gibi oluyor.

Mektup

Hayatında hiç mektup almamış ve hiç mektup yazmamış olan Servet, mektuplara dokundukça içinde garip duygular oluşmaya başlar. Ne yapacağını şaşırmıştır.
Ellerini yüzüne kapatır ve sallantı geçinceye kadar öylece kıpırtısız kalır. Depremin yarattığı o korkunç uğultuya karışan, yakın ve uzakta düşen eşyaların sesleri yüzünden yerinden kıpırdayamaz hale

Başa Dön