Bir Avuç Sen, Bir Parça Ben
\- her yalan önce kendini kandırır, ben işe yalanımı kandırmaktan başladım -
"Bir yazarın hayatı, kendi yazdığı son romanın basım tarihine kadar uzanır. Sonrası, sadece dipnottur." — Albert Camus"
"Bir yazarın hayatı, kendi yazdığı son romanın basım tarihine kadar uzanır. Sonrası, sadece dipnottur." — Albert Camus"
\- her yalan önce kendini kandırır, ben işe yalanımı kandırmaktan başladım -
Edindiğiniz ufacık tecrübelerle, bir de bakarsınız, kendinize kocaman bir köşk kurmuşsunuz. O ayrıntıları, hani aradığınızda bulamıyorsunuz da, onlar istediğinde gelip sizi buluyormuş gibi oluyor.
Ceren Nazlı, Bartu, Can ve İlayda çok iyi beş arkadaştı. Ceren’in köpeği Yumuş , Nazlı’nın kuşu Şeker, Bartu’nun tavşanı fındık, Can’ın baykuşu Bembeyaz ve İlayda’nın faresi Tatlı.
Ömrümüzün bundan sonraki çalkantılı ve olaylı yıllarında da hep geride bıraktığımız o huzurlu ve tekdüze zamanları ararız.
Sen, yeni yaşamaya başladığın bu kente, oturduğun sokağın gürültülerine, yağmurlara ve rüzgârlara hatta sabah ayazına bile alışmaya
Yine de uçurtma bayramlarını bekleyen solgun yüzlü çocuklar gibi şendi odadaki bütün resimler.
Ayna, paslanmaya yüz tutan bir aşkın ağırlığına dayanamayacak kadar çok mutsuz kadın yüzü görmüştü.
Köpek yavrusu çok sevimli olduğu için birkaç kez diğer çocuklar tarafından çalındı. Kasabamızda fazla büyük bir yer olmadığı ve herkes birbirini tanıdığı için her seferinde kısa süre sonra bulunup geri getiriliyordu. Hatta çalındıktan sonra iki kez birkaç
"Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar...
Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar!.."
Küçücük can sıkıntıları içerisinde kaybolmaktan "benimle" buluşmayı beklediğimi unutmuşum.... Aslında kısa karşılaşmalar olmuştu; kaçamak, bencil, vakitsiz... Bir an için, nefessiz kalmışçasına boğulurken, nefes aldıracak küçük mucizeler arasındaki bulu
kanalizayon borusunu dinlerken şahit olduğum sinirleri bir konuşmaydı.
Bu şehir mi büyük,insanlar mı küçüldü?