Varoş Majeste
Bir zamanlar bir Tv dizisi vardı insanlar o kadar mutluydu ki yüzlerindeki maskenin sadece makyajdan ibaret olmadığı yapmacıklık objeleri gibi dolanıyorlardı...
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Bir zamanlar bir Tv dizisi vardı insanlar o kadar mutluydu ki yüzlerindeki maskenin sadece makyajdan ibaret olmadığı yapmacıklık objeleri gibi dolanıyorlardı...
Seviyorum Seni .
Zülfü Livaneli
“Tüm numaralar telefonunda Muazzez olarak kayıtlıyken sen beni nasıl arayabiliyorsun?” diye sordu şaşkınlıkla.
“84. sıradasın.”
“Peki annen?”
“7.”
“Kardeşin?”
"şaşırmayın yanılgıma.yanılmak benim yükleme haddimi belirler her zaman"
Nereden bilecektik!
Onca zaman çocukluğun heyecanıyla bir oyana bir buyana koşardık.
Ya ana ayıptır! dedi. Bir teneke için dernek basılır mı?
Hem de halkımızın derneğini.
Yıllar önce kurguladığım ve bir internet sayfasında paylaştığım bu öyküm kopyalayıp yapıştır mantığı ile çalışan bir sürü İnternet kullanıcısı tarafından kendilerine aitmiş gibi kullanıldı. O zamanlar imla kurallarına önem vermeden yazdığım bu öykü ya da öykü denememi bir daha düzenleyip sizlerle paylaşmak istedim. Bir çok kimse uzun yazılardan
Taşrada çalışırken İstanbul’a tayinleri çıktı. Bunca sene taşrada çalıştıktan sonra İstanbul’da görevlendirilmek hem mutlu etmişti aileyi, hem de biraz korkutmuştu. “İşimize yakın bir yerden ev tutalım da ulaşıma para harcamayalım, ulaşım çok para tutuyormuş İstanbul’da.” diye karar aldılar.
Tüm noktaların bir tek anlamı var şimdi!
Karnını da doyurmuş olan Arda, düşüncelere dalmışken uyku bastırdı. Kentte yaşayan bir insanın asla yaşayamayacağı bir sessizlik vardı. Bu sessizliği uzaktaki çoban köpeklerinin havlamaları bozuyordu. Arada bir çevredeki tilki ya da çakalların, piknikçilerin bıraktığı yiyecek artıklarını ararken çıkarttıkları çıtırtılar uzaktan da olsa geliyordu. Aşağıdan doğru gelen esinti dalların
"ıstırap yüklü son havadislerden bir gazete kupürü düşüyor ruhumun burkuntularına."
Şebnem İşigüzel