Meyhane Telefonu
Kıvırma, de. Öde paramı, de. Karı doğuruyor, de. Kavun bekler, de...
"Yazmak, cennette intihar etmek gibidir; her şey güzel, ama sonuç korkunç." - Mark Twain (kurgusal alıntı)"
"Yazmak, cennette intihar etmek gibidir; her şey güzel, ama sonuç korkunç." - Mark Twain (kurgusal alıntı)"
Kıvırma, de. Öde paramı, de. Karı doğuruyor, de. Kavun bekler, de...
Nereden bilecektik!
Onca zaman çocukluğun heyecanıyla bir oyana bir buyana koşardık.
Bunu ailenize söyleyemezsiniz bunu saklamalısınız sanki çok büyük bir günahla doğmuş gibi
"ani bir sesle uyandım bu derin ruhsal komadan.asansörün durduğunu farkettim"
Sıcak bir bakış yeni bir isteği hissettiriyordu. Aşkın karşılığı gururun sertliğinde eriyordu. Kaçarak kendini korumaya çalışan bir tavır ortaya serildi.
Hayır, bu kabul edilemez! dedi. Dudaklarında beliren kırmızılık, ateşindeki ani yükselme, sesindeki kararsızlık seni ele veriyor. Kalbin hızlı çarpıyorsa, kendini kandırmamalısın. Bu şehir hep istediklerini gerçekleştirmez.
Politikadan bir beklentisi olmayanlar, bir dönem girerler, meraklarının kefaretini öderler, çıkarlar. Bundan sonra parti binalarının bulunduğu sokaklar çok kalabalık görünse gerek arka sokaklardan dolaşırlar.
Yıllar önce kurguladığım ve bir internet sayfasında paylaştığım bu öyküm kopyalayıp yapıştır mantığı ile çalışan bir sürü İnternet kullanıcısı tarafından kendilerine aitmiş gibi kullanıldı. O zamanlar imla kurallarına önem vermeden yazdığım bu öykü ya da öykü denememi bir daha düzenleyip sizlerle paylaşmak istedim. Bir çok kimse uzun yazılardan
“Tüm numaralar telefonunda Muazzez olarak kayıtlıyken sen beni nasıl arayabiliyorsun?” diye sordu şaşkınlıkla.
“84. sıradasın.”
“Peki annen?”
“7.”
“Kardeşin?”
İnsanlarımızın bu denli monoton yaşamaları, tek düze hayat koşullarını sürdürmeleri gerçekten de zor. Her ne kadarda sömürülmeye muhtaç kalsak da gezmeye ve eğlenmeye vakit ayırmamız gerekmiyor mu? Düşük maaşla çalışıp, çok emek sarf etsem de Kıyıda köşede biriktirdiğim birkaç kuruşumla Vandan Siirtte doğru yol almaya başlıyoruz. Saatler sıfır
Kim bilir kaç yıldır giyiyordu ayağındaki kadife pantolonu. Çok sevmişti onu, komşuları bir bayram arifesinde modası geçtiği için annesine verdikleri zaman. Önce büyük ağabeyi atılmış, ne kadar zorlasa da bir türlü sığdıramamıştı bedenine. Sonra da onun bir küçüğü olan denemişti üzerinde. Olmuyordu işte. Ertesi gün ve bir sonraki