Yûşa Irmak

Gidene Yol, Kalana Yer Vermek

Düşünüyorum. Çokça düşünüyorum Sanki aklımın bugüne kadar hiç denemediği, şimdiye kadar hiç kullanmadığı tarafıyla düşünüyorum Günlük yaşadığım olaylar, konuştuğum kelimeler, yaşadığım anıların vücuda getirdiği hayalleri algılayıp bir bütün haline getirebilmekten acizim.

Hallerinden Memnun Cevherlerimiz

Bir kere insanın kendine saygısı varsa bu yaptığımız işe, söylediğimiz söze, aklımızın kibarlığına, gönlümüzün genişliğine ve vicdanımızın bizleri rahatsız etmemesine etki edecektir.

Hakikati Hakikat Olduğu İçin Sevmek

Diyelim ki bir düğüne davet edildiniz. Eğer düğüne gitmek için; Evet dediyseniz bu size aksiyon kazandıracak ve birtakım yolların açılmasına vesile olacaktır. Ama bu yolların açılması düğünde olabilmek için yeterli değildir.

Gülmek İçin Krala Ağlamak İçin Filozofa Gitmek

Doğduğu zamanlarda tebessüm ediyordu Doğu, Batı ise hiçbir zaman vazgeçmedi kahkahadan. Sırf bu yüzden perdeler diktirdi kahkahaları giydirmek için ve alkışlattı onu. Ciddiyet kadar komik bir şey yoktu! Ciddi Olmanın Önemi adlı oyunu seyredenler kırıldı kahkahadan...

İstanbulu Düşünmek

Şimdi saat sabahın dördü. Hava sert. Rüzgar esiyor. Ha yağdı yağacak bir hava var gökyüzünde. Balkonum soğuk, bu soğukluk sanki onu hüzünlendirmiş, hani bir şeylerden korkup çekiniyormuş gibi bir ruh haline bürümüş

Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi'nin Düşündürdükleri

Button doğduğunda adeta bir mahluk gibi, korkunç bir yaratığa benziyordu. Yaşlı biriydi, sıra dışıydı ve bildiğiniz sahtekâr bir o kadar da tehlikeliydi. Hayatı, bu dünyada süregelenin tersine işleyerek her geçen gün daha da genç görününüyordu. Hakikaten çok tuhaftı bu.

"Bu Dünya İşi Oyundur Oyun"

Bir zamanlar söz sahipleri korkardı dilin kemiksiz oluşundan. Korkmaya korkarlardı da başkasına değil, önce kendilerine sallarlardı işaret parmaklarını: Sözü çok söyleme, sırasında ve az söyle; binlerce söz düğümünü bu bir sözde çöz! Ya kalkarsa arslan eşikten! Ya parçalarsa sözün sahibini.

Üç Elma, Üç Yıldırım

Kim demiş masallarla uyunur! Masallarla uyanır aslında insan. Kulaktan kulağa yüzyıllarca esen büyülü rüzgârla, kalbinde uçuran sayfaları. Esasen tek bir masaldır bütün masallar. Ele avuca sığmaz soz konusu kahramanları var. Kısadırlar ve hiç unutulmazlar.

İki Burçlu Bir Kale: Zaman!

Hava kapalı, deri ciltli sözlüğüm de. Havayı açamam ama sözlüğümü açabilirim. Elimi çağırıyorum. Kelimelere çağırıyorum parmaklarımı. Artık mevsim de döndü. Şimdi başıma gelen ne varsa hepsini hayra yorma zamanı A ile Z arasında gidip geliyor dünya.

Anıların da Meskeni Var

Yaptığım gezilerde köy ve kasabalarda sıkça denk geldiğim o kerpiç evlerin çoğu; su sesinin duyulabildiği, dut, incir ve ceviz ağaçlarının altında dinlenebileceğiniz, avlusunda huzur bulabileceğiniz, penceresinden gökyüzüne bakabildiğiniz yerlere yapılmıştı.

Ağaç Deyip Geçme!

Haberlere göre gökyüzüne cemre düşmüş. Yakın bir zaman sonra yeryüzüne de düşecektir muhakkak. Bir de bakmışız ilk bahar, sonra yaz ayını bitirmiş daha sonra sonbahar ve kışın tekrar gelerek içimizi titretmesini bekleyeceğiz

High Rise (Gökdelen)

Herşey, eşinden yeni boşanan doktor ve tıp fakültesinde öğretim görevlisi olan Robert Laingin Londranın şehir merkezinden uzak yeni yapılan lüks ve yüksek katlı bir binanın 25. katına taşınmasıyla başlıyor.

Başa Dön