Aðlamak da bir zevktir. -Ovidius |
|
||||||||||
|
Ýnsan biyolojik olarak iskeletindeki organlarýna baðlý yaþarken, bu organlarý duyarlý konuma ve dirençli kýlan en önemli yapýlardan birisi sinir (Nöron) hücreleridir. Sinir hücreleri her canlý için temel bir göreve sahiptir. Canlýnýn saðlýklý, çevreyle daha uyumlu her türlü geliþmeleri hissedip yaþayabilmesi, sinir sisteminin duyarlýlýðý sayesinde gerçekleþir. Sinir sistemi geliþmemiþ duyarlýlýk derecesi düþük canlýnýn uzun süre yaþama þansý çok zayýftýr. Çünkü sinir hücreleri his ve duyarlýlýk derecesine göre olaylar karþýsýnda, canlýnýn ona uygun hareket edip tepki vermesini saðlar. Olaylar karþýsýnda canlýnýn aþýrý duyarsýzlýk durumu demek, bir anormalliðin olduðunu gösterirken, ayný þekilde aþýrý duyarlýlýkta asabi zýrdeliliðin varlýðýný kanýtlar. Bu bakýmdan insan dýþýndaki diðer canlýlar, doðadan aldýklarý ses, koku, sýcak, soðuk vb. çevresel þartlara göre doðal içgüdüleriyle hareket edip sinirsel duyarlýklarýný bu etkenlere göre çalýþtýrýr. Ýnsanda ise bu durum çok daha farklý, karmaþýk ve geliþkin bir özellik taþýyor. Ýnsan düþünen bir canlý olarak, geçmiþinden ders çýkaran, geleceðin nasýl olacaðýný yüzde doksan öngören zekaya sahiptir. Bütün bu duyularý harekete geçiren mekanizma, diðer organlarla birlikte en güçlü etkiye sahip olan yapý sinir hücreleri ve düþünme gücüdür. Ýnsan baþta iklim ve çevre olmak üzere, canlý cansýz varlýklarýn tüm hareketlerinin neden, nasýl, niçin gerçekleþtirdiði üzerine yüksek derecede düþünsel bir sorgulamayla yaþama adým atar. Daha sonra bu sorgulamanýn oluþturduðu bilgi ve duygularýn niteliðine göre sinirsel tepkimesini harekete geçirmektedir. Ancak burada üzerinde durulmasý gereken önemli bir nokta, insana has olan doðal içgüdü ve düþünsel bilinç, duyarlýlýk ve sinirsel durum, her çaðýn koþullarýna ve kiþinin eðitim bilgi durumuna göre farklýlýk göstermesidir. Örneðin eðitilmemiþ insanda sinirsel duyarlýlýk genelde içgüdüsel, agresif, asabiyet derecesinde hareket eder. Doðru, gerçek eðitim ve kültüre sahip insanda ise, duyarlýlýk seviyesi insani mantýða göre ayarlanýp, gereksiz asabiyet durumundan kendisini uzak tutar. Söz konusu eðitilmemiþ insan içgüdüsel mantýkla, en ufak bir olumsuzlukta yüksek derecede asabiyet gösterip her þeye sert tepki vermesi, hayvani seviyede olduðunu kanýtlar. Bu yüzden insanýn hayvani konumdan çýkýp, ileri aþamaya geçebilmesi için doðru, gerçek bilimsel eðitim ve bunu hayata geçirecek demokratik sisteme sahip olmasýyla nacak mümkündür. Kiþinin mesleki ve sanatsal açýdan en yüksek eðitimi alýp para kazanmasý, onun “Üst Ýnsan” düþüncesine sahip olduðu anlamýna asla gelmiyor. Üst insan olabilmek için derin felsefi bilgiyle birlikte demokratik düþünceyi, bireysel ve toplumsal yaþamda uygulanmasýyla gerçekleþir. Sinirsel yapý her canlý için adeta bir akü ya da batarya anlamýna gelir. Nasýl ki, enerji ile çalýþan bir cihazýn aküsüne veya bataryasýna fazla elektrik verildiðinde, o cihaz aþýrý elektriði kaldýramayýp patlarken, çeþitli tehlikelere de sebebiyet verir. Canlýlarýn sinirsel organlarý batarya gibidir. Bazen elde olmayan nedenlerden bazende çevresel ve toplumsal kaynaklý olumsuzluklar, tüm sinir organlarýný gereðinden fazla gerer. Bu da her olumsuz olay, uyarým, hareket ve uygulamanýn etki derecesine göre, özellikle insanda sinirsel hastalýk olarak bilinen asabiyetin en büyük sebebidir. Bu durumda hayvanlar bazen saldýrganlaþýrken, bazende kaçarak kendisini korumaya çalýþýr. Ýnsan ise aþýrý yüklenme ve uyarýlma durumunda, her zaman yüksek derecede sinirsel asabiyet göstereceði için, önü alýnamayan bireysel ve toplumsal çatýþmalara neden olmaktadýr. Bunu önlemenin tek yolu eðitim, adaletli paylaþým ve demokratik sistemi uygulamayla mümkündür. Kimi insanda aþýrý sinirlilik doðal biyolojik yapýdan kaynaklansa da bu istisnai bir durumdur. Toplumun büyük bir çoðunluðunda asabiyet yüksek derecede mevcutsa, her þeyden önce devletin eðitim, paylaþým ve sistemi sorgulamalýdýr. Ýstisna doðal yapýdan kaynaklý asabi davranýþ ve hareket bozukluklarý, doðru ve yeterli bir terapiyle yok edilebilir. Fakat sinirsel asabiyet durumu toplumsal hal almýþsa, bunda bireylerin yaðacaðý çok fazla bir þey söz konusu deðil. Dünyanýn her yerinde toplumsal asabiyete sebep olan temel etkenler siyasal, ekonomik ve kültürel olarak yaþanan hukuksuzluklardan kaynaklanýr. Buna sosyal asabiyet (Sosyopatoloji) hali denilebilir. Bu durumda tek suçlu devlettir. Sinirsel yapýsý tamamen bozuk, asabi topluma dönüþmüþ örnek ülkelerden Türkiye'yi rahatlýkla gösterebiliriz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti var olduðu günden bu zamana kadar, gerek bireysel çapta gerekse toplumsal þekilde her gün kavga, hýrsýzlýk, kadýn katliamlarý gibi ölümcül olaylarýn yaþanmasý, devletin derin bir çürümüþlüðünü gösteriyor. Bütün bunlarýn sebebi, devletin adam kayýrma, yolsuzluk, haksýzlýk, hýrsýzlýk ve arsýzlýðýn sonucudur. Çünkü modern görünen anayasa, Orta Çað mantýðýndan kalma düþünceye göre düzenlenmiþ olup, feodalist güçlerin menfaatine çalýþmaktadýr. Örneðin her gün artarak devam eden kadýn cinayetlerini durduramayan bir devlet sistemi, bir gün dahi yaþatýlmamasý gerekir. Bir toplumun en büyük deðeri kadýnlardýr. Kadýnlarýna sahip çýkmayýp koruyamayan devletin cehennemin dibinde yeri olmalý. Ancak bu bilince sahip kitle çok küçük bir azýnlýðý oluþturduðundan, tepkiler sürekli zayýf ve cýlýz kalýyor. Yaþanan olaylar her türlü sýnýrý aþtýðý halde, bunu görmezden ve duymazdan gelen bir devlet, insanlýktan uzak çürümüþ bir toplum ve yönetim karakterine sahip demektir. Herkesin bilmesi gerekir ki, toplumsal asabiyetleri çözecek tek güç samimi, demokratik ve dürüst devlet olmaktýr. Devlet düzelmeden toplumun asabiyet ve ahlaki açýdan düzeleceðini beklemek, kültürsüz düþüncelerin tercihidir. Çünkü Türkiye devlet yönetimi, bireyleri katbe kat aþan asabi, ahlaksýz ve iðrenç bir karaktere sahiptir. Ýþte bu yüzden toplumun asabiyet ve her türlü kötülükten kurtulmasýnýn tek çaresi, devletin gerçek demokratik yönetim ve evrensel adaleti kabul etmesine baðlý. Bireysel çabalar kiþide kýsmi bir olumluk yaratsa da, toplumsal hareket edilmediði sürece, düzeni deðiþtirecek güçten uzak olduðu bilinmesi gerekir. Cemal Zöngür
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |