Olgunluða eriþmemiþ þairler ödünç alýr, olgunluða eriþenler çalar. -George Eliot |
|
||||||||||
|
Ekonomik geliþim adý altýnda serbest piyasa, moda ve lüks yaþama insanlarýn inandýrýlmasý, ticari maddi görgüsüzlüðü, pezevenklik aþamasýna çýkarmýþtýr. Kesinlikle þu nokta iyi bilmelidir ki, insan ticaret yapmadan rahatlýkla yaþayabilir. Ve bunun tarihsel örneðini Sümerlerden önceki tüm atalarýmýzýn yaþantýlarýnda görmek gayet mümkün. Ancak çað ve þartlarýn deðiþmesi doðal olarak ekonomi mantýðý deðiþtirdiði gibi, ticareti de zorunlu kýlmýþtýr. Çaða göre ekonomik faaliyetler geliþtirilirken, buna baðlý olarak ticaretin sýnýrsýz ve hiçbir insani ahlak kuralý tanýmadan, her tülü yol mubahtýr mantýðýyla hareket etmek, ticari namussuzluk demektir. Ýþte tam bu noktada ticaretin insaný nasýl ahlaksýzlaþtýrdýðý bilinmediði sürece, tüm insani deðerler hýzla dejenere olmaya devam ediyor. Ekonomi ve ticaretin kýsa tarihçesi hatýrlandýðýnda her þey daha net anlaþýlmakta. Ekonomi Kelimesi; Yunanca - oikonomia ve Fransýzca- economie kökenlidir. Arapça'da ise iktisad olup Türkçe iktisat þeklinde kullanmaya devam ettiðimiz, on binlerce yabancý kelimelerden birisi. Kelimenin tam içerdiði mana, evin maddi idaresini yapma anlamýný taþýyor. Daha sonralarý devlet yönetimleri bu kelimeyi ulusallaþtýrarak, ulusal ekonomi þeklinde kullanmýþtýr. Aile ve ulusun insanca yaþamasý için insana yakýþýr þekilde ekonomik çalýþmanýn kötü olduðu asla ileri sürülemez. Buraya kadar her þey gayet normal. Bir de ticaretin ortaya çýkýþ ve amacýna baktýðýmýzda, ekonominin bu masum anlamýný nasýl yitirdiði üzerinde asýl düþünmek gerekiyor. Ticaret Arapça; tacir ve tüccar kelime kökünden türetilmiþtir. Tacir ve tüccarýn içerdiði anlamsa, elindeki mala belirli oranda kar koyarak satmaktýr. Tüm dünya toplumlarýnda ticaretin ilk ortaya çýkýþý, ihtiyaç duyduðu ancak elinde olmayan ya da üretemediði mallarý, farklý toplumlardan takas yöntemiyle elde etmek þeklinde baþladý. Ticaretin bu þekilde baþlamasý, içerisinde bulunulan þartlarýn doðal bir sonucuydu. Daha sonralarý demir, gümüþ, altýn vb. kýymetli madenlerin iþlenip deðerlenerek ticarette kullanýlmasý, ticareti daha kolay þekle getirmiþ oldu. Zaman ilerledikçe bu da yetmeyip, M.Ö. 600'lü yýllarda Çin'in ilk kaðýt parayý icadý ve 1661 yýlýnda Ýsveç'in ilk Banknot parayý basmýþ olmasý, ticaretin sürdürülmesindeki tüm fiziki engeller bitirilmiþtir. Ýlerleyen tarihlerde tüm dünya ülkeleri kendi paralarýný basarak ticareti günümüzdeki þekline getirmiþ oldular. Paranýn ticareti kolaylaþtýrmasý ve maddi varlýklarýn insan psikolojisine yaptýðý etkiyle, kiþiliðini yitiren ticaretten gelen yöneticiler istila, talan ve köleci ekonomik faaliyetle, ilk ahlaksýzlýðý baþlatmýþ oldular. Felsefeci ve Hümanist Aydýnlar, ticaretin bu þekilde hiçbir sýnýr tanýmadan sürdürülmesi durumunda, insanlýða büyük zarar vereceði endiþesiyle, evrensel ticari ilkelerin oluþmasýna öncülük ederek, bir noktaya kadar baþarýlý olduklarý söylenebilir. Ve Birleþmiþ Milletler (BM) çatýsý altýnda bir araya gelen devlet ve uzman kiþiler, þu evrensel ilkeleri tüm dünyaya kabul ettirmeyi baþardýlar. Ekonomik ticari faaliyet adý altýnda bir baþka ülke veya þahýslarýn topraðýna, malýna, canýna saldýrý, istila vb. cebir kullanarak mal ve insan ticareti yapmak, en büyük insanlýk suçu olarak belirlendi. Buna raðmen hiçbir zaman evrensel ticari ilkelere uyulmadý. Maddi egoist hastalýða yakalanan devletler ve zengin burjuva sýnýfý, uluslararasý evrensel ticari standartla egolarýný tatmin edemediðini düþünerek, bunun altýný oymaya karar verdiler. Ve insani her türlü deðeri basitleþtirip bitirmek için, liberal serbest piyasa ekonomi adýný verdikleri hýsýzlýðý devreye soktular. Bunun kýsa sürede etkili þekilde hayata geçmesinde þu canavar taktik devreye sokuldu. Eskiden devlet kapitalizmine baðlý yürütülen iç ve dýþ ticarette, ahlaksýzlaþma hem daha sýnýrlýydý hem de çok yavaþ yürüyordu. Toplumlar bundan kýsmi ve dolaylý etkilenirdi. Ne zaman serbest piyasa ekonomi fikri ortaya çýktý, kapitalist empeyal devlet ve uluslararasý ticaret yapan þirket sahipleri, önce toplumlarýn korkutulmasý gerektiðine inandýlar. Gel ki, bunu daha önce dini kullanarak ta yapýyorlardý. Ancak dini korkular egolarýna hitap etmekte yetersiz kalmýþtý. Modern, liberal iktisat adý altýnda önce dünya devletlerini ve insanlýðý korkutup kendisine baðlý kýlmak için, nükleer silahlar icat etmek tek ve en güçlü yoldu. Bunun etkisiyle silahlanmaya karþý olan devletler dahi, panikleyip gücü oranýnda ayný þekilde nükleer silah yapmaktan geri durmadýlar. Ve nükleer silaha sahip olanlar bazý savaþ alanlarýnda bunu kullanmasýyla, tüm dünyayý korkutmayý baþarmýþ oldular böylece. Dünya ülkelerinin nükleer güçten korkmasý demek, serbest piyasa ekonomisini dayatan ülkelere boyun eðmekti. Emperyalistler bunun etkili olduðunu gördükçe, gözüne kestirdiði devletlere sözde kendisini korumasý için üretmiþ olduðu silahlardan almaya mecbur býrakýyordu. Bunun yanýnda diðer yeni teknik ürün ve ihtiyaç malzemelerinin de çoðalýp modernlik ve geliþmiþlik adýyla, onlarca ülkeyi kendilerine baðlý konuma getirdiler. Hýzlý bir silahlanma, teknolojik geliþmeler ve serbest piyasa adýyla her isteyen istediði ürünü istediði fiyat ve kâr marjýyla satmasý, ticaret denen pezevenkliði meþru, resmi ve tapýnýlan tek tanrý konumuna getirdiler. Böylece dünya insanlýðýnýn bilincine ve mantýðýna öyle bir yaþam anlayýþý yerleþtirildi ki... Bireyden topluluk ve devletlere kadar herkes ne yaparsan yap, daha çok para kazan, daha çok silahlan ki hayatta kalasýn. Çok paran ve silahýn yoksa her an için yok olabilirsin düþüncesi tüm insani deðerleri boþ ve gereksiz konuma getirdi. Paranýn ve silahýn tüm dünyada kabul gördüðünü düþünen devlet ve bireyler, tüm insani deðerlerini satmakta hiçbir sakýnca görmediler. Ýnsani ölçülerde onurlu mütevazi þekilde yaþamak yerine, çevresindekilerden daha güçlü zengin ve lüks içerisinde yaþamak için, önce kendi deðerlerini hafif hafif zedelemekle iþe baþladýlar. Sonra ahlakýný, þerefini, dini, akrabasýný, dostunu, arkadaþýný, devlet ve toplumu satmak ticaret olarak görüldü. Para elde ettikçe, sattýðý deðerlerin yerine parayý koyarak, o açýðý kapattýðýný düþündü. Özellikle Türkiye gibi ülkelerde ne kadar çok vatan, millet, din, bayrak gibi þoven milliyetçilik öne çýkýyorsa, orada dünyanýn en alçak yolsuzluk hýrsýzlýk ve dümenlerin döndüðünden þüpheye gerek bile yok. Baþkalarýndan korkulmasa ve para elde edemeyeceðine inansa, ne din, ne vatan ne de millet diye hiçbir þeyi asla aðzýna almaz bu tür topluluklar. Ekonomi ve ticaret bu yüzden insanlarý ahlaksýzlaþtýrýp namussuzlaþtýrdý. Sonuç olarak iðne ucu kadar olan insani duygular, ticaret görgüsüzlüðüyle öldürüldü, öldürülmeye devam ediliyor. Bu yüzden dünyada yaþayanlarýn çok büyük bir çoðunluðu gerçekten insan olamadý. Cemal Zöngür
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |