Yazar yazı yazmayı başka insanlara göre daha zor yapan insandır. -Thomas Mann |
|
||||||||||
|
Altaylı sordu; Gelecek seçimlerde aday olmak için Baykal yaşlı değil mi? Türkiye’nin çoğunluğu olan genç nüfusa hitap edebilecek mi diye sordu.. Cevap SOL’un her zamanki hayatın gerçeklerinden uzak hayalperest-kendi gerçekliğine saplanmış üslubunda geldi.. Efendim önemli olan kişinin yaşı değil aklı ve icraatıymış.. Öyle değil işte, gerçek hayata dönelim.. Önemli olan kişinin halkın gözündeki imajı, oyu veren halk. Bu bağlamda Baykal benim için bir alternatif değil. CHP bir alternatif değil. Kötünün iyisi olsun diye bile bunlara oy vermem ben. Baykal’ın bir dolu hatası var. Bir defa halktan kopuk. Cidden kopuk. Recep gibi mahalle kabadayısı üslubuyla konuşsun demiyorum ama hayatın günlük gerçeklerinden uzakta. Sloganlar ve ezbere giden eski söylemlerle devam ediyor.. Sana neden oy verilmiyor hala anlayamadın değil mi Deniz? Yanındakiler yalakalık yapmaktan sana gerçekleri söyleyemiyor. Bence yanına gençlerden bir ekip kurup ne istiyorsunuz, neye ihtiyacınız var, Türkiyenin sorunları siz gençlerin nazarında nelerdir, önerileriniz neler diyerek ve kadrona gençleri katarak yola çıksan belki bir parça umut verebilirsin. Ama bu halinle ağzınla kuş tutsan ve Tayyip’e rağmen sana oy vermem. Asıl önemlisi, milyonlar da vermeyecek. Sol, gündem üretecek görüşe sahip değil. Halkın acılarına merhem bulacak, çözüm üretecek, hem en okumuş bilim adamına hem de en eğitimsiz kalmış çobanına kendini anlatacak; Bizden, halktan, halk için olan bir sol yok bugün.. Elit ve küçük bir kesime sloganlarla konuşuyor sol, halk inanmıyor, halk anlamıyor. Halk oy vermiyor. Sol parça parça. On tane sol parti var hepsinin başında siyasette ömür tüketmiş yaşlılar.. Kadrolarında yaşlılar.. Gençler internet diyor bunlar anlıyor telefon gibi bir şey, sen benim derdimden anlamıyorsun ki bana ilaç olasın. Ben sana bağırıyorum boğuluyorum diye, sen diyorsun geçer şimdi bişiciğin kalmaz.. Beni inkar eden siyasetçiyi gömerim ben! Nitekim AKP’ye verilen oylar kimleri ve hangi partileri gömdü gördük.. Yaşlanmışsın sol, genç Türkiye nüfusuna kendini sevdirememişsin, eski söylemlere saplanmışsın, kendini kendin bitirmişsin. Altaylı’nın programında dikkatimi çeken bir diğer husus Ufuk Uras oldu. ÖDP lideri.. Konuşması, fikirleri, üslubu ile boş olmadığı izlenimi verse de o da SOL’un Türkiye’deki hatasına düşmüş; Aydın olmanız demek bu ülkenin insanına aydınlık getirmelisiniz demek, senin konuştuğun dil, kelimeler, söylediğin kavramlar Türkiye nüfusunun büyük bölümü için-seçmenler için çok Avrupai-yabancı-anlaşılmaz. Anlamadığım adama nasıl inanayım, nasıl oy vereyim. Yine de Uras popülist söylemlerden ziyade kendi gündemini söyleyip fikir üretmesi ile diğer liderler arasında biraz farklı bir yeri hak ediyor. Vatandaşın yarası nedir bilmeyen ona gerekli merhemi bilemez, vatandaş senin onun yarası ile ilgilendiğini hissetmezse, onu anlamaya çalıştığını hissetmezse, seni kendinden biri gibi görmezse; Sana oy vermez. Türkçesi; Benim halimden anlayacağına inandığım, acılarımı hafifletip bana ekmek, bana su, bana ev, bana iş, bana umut, bana gelecek verecek bir parti arıyorum. Adalet ve insanca yaşam istiyorum. Patronların Saltanatı yerine adaletin saltanatı gelsin istiyorum. Suçluların cezasını çektiğini görmek istiyorum, ülkenin yüksek mevkilerinde iyi ve bilgili insanların dümende olduğunu görmek istiyorum. Halkını ezbere değil gerçekten hizmet aşkıyla-canından çok seven liderlerin ardında yürümeyi istiyorum. Boş sözler değil gerçekten icraat bekliyorum. Şu anda vitrindeki siyasetçi ve partilerin hiçbirine inanmıyorum. Yaşlılara HİÇ inanmıyorum. Bu yaşlılardan hayır gelecek olsaydı şimdiye kadar çoktan gelmişti, kendimizi kandırmayalım. Bunlar başa gelince şimdiye kadar uygulamadıkları hangi sihirli formülü uygulayacaklarmış ki? Laf.. Değişen bir şey yok bunlarda.. Gençlere yol verin. Siz ölmüşsünüz cesediniz kokuyor, farkında değilsiniz. Halk kendini anlayan ve artık bıçağın kemiğe noktada onu hemen bugün kurtaracak birini arıyor. Ne Recep ne de Deniz o adam değil. Onları ait oldukları yere-sandığa gömün. Oy vermeyin, DUR deyin.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Levent, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |