Öykü > Anı

karışık

Kumarbazlar

Bizim çevremizde ise kurduğumuz o küçük kumar dünyasında hayatı dağılan insanlar yığılırken, bu yolda heba olurken aramızdan sadece kardeşim bu yolculuğu başarıyordu.Kardeşim insanları bir kitap gibi okuyordu.Yeter ki onu bir kez görsün...Ertesi gün o kişi onun gözünde artık klasik bir eserdi.

olumlu

Zeus'un Kızı; İtibar ve Kariyer

“ Benlik düzeyimiz yaşamımızı kendisine çeker. Ve her şey senden kaynaklanır. Gördüğün ve dokunduğun her şey senin varlığının, noksanlığının ve içindeki boşluğun dışa yansıyan görüntüsüdür. Yaşamda boşluklar yoktur. Eğer sen, kendini yeni bir biçimde düşünmeye ve davranmaya zorlayarak bunları doldurmazsan,bunu senin adına tüm zalimliğiyle o yapacaktır.” Tanrılar Okulu/

karışık

Hey Gidi Günler Hey

Yarı aç, yarı tok yaşadığımız günlerdi ama çok mutluyduk. O kadar neşeliydik ki çıldırmamak için adeta kendimizi zor tutuyorduk. Babamızın biz üç kardeşe gece gündüz ana avrat küfür etmesine, annemizin o kalın sopayla günün yirmi dört saati dövmesine rağmen çok mutluyduk.

umutlu

Acı Acı Güldük

1 Kasım. Cuma. Yıl 1985. Bursa E Tipi den cezası on iki ayın altına düşen Siyasi Tutsakların, tarihinde ilk kez yarı açık bir cezaevine gönderilmeleri
Mudanya. Sıcacık bir sonbahar güneşi, parıldayan denizin yüzünü yalayarak geminin güvertesine çıkıyor, selam duruyor, gülümsüyor yüzümüze.

üzgün

Portakallı Kek

Aslında öğretmenler odasında biraz dinlenmek istiyordum ama ne yapalım, okula yeni gelmiştim ve öğrencilerimi yakından tanıyabilmek için onlara zaman ayırmalıydım.

karamsar

Bir Şubat Gecesi İstiklal Caddesi ve Günlerden Cumartesi Saat Sabahın Dördüydü

Kumkapı' nın Arnavut kaldırım taşları buz tutmaya başlamıştı... Hava soğuktu... Seyrek, küçücük ve titrek kar taneleri, kardan çok kırağı parçacıklarına benziyor ve yere düşmek istemiyor gibi yatay hareketler yaparak dans ediyorlardı.. .Sıra sıra mekanlardan klarnet ve akardiyon sesleri yükselmeye başlamış, ortalığa yoğun bir anason, balık, kebap, baharat gibi

nostaljik

Bizim Mahalle

İnsanın çocukluğunun geçtiği dönem gerek mekan ve gerekse zaman olarak anılar arşivinin belki en güzel bölümünü oluşturur. Onun belleğimizde çocukluk anılarımız canlandığında hemen duygulanırız. Az ya da çok geömişe özlem duyguları sarar tüm benliğimizi. Hatta kimse görmeden bir iki damla gözyaşı bile dökebiliriz, o saf ve kutsal anıların

karışık

Hasan Dede III

Güneş yavaş yavaş bulutların arasından yükselmeye başlarken penceremden içeri sızan enerji ışınlarını yüzümde hissedebiliyorum. Ama nedense hiç uyanasım yok bu sabah. Yine de Hasan Dedenin yatağının altındaki delik benim yerimde durmamama neden oluyordu. Yüzümü yıkamak için odamdan çıkarak banyoya doğru yürürken salonun penceresinden dışarıdaki kalabalığı fark ettim. Polis

olumsuz

Bir Şubat Gecesi İstiklal Caddesi ve Günlerden Cumartesi Saat Sabahın Dördüydü

Toplantıdan çıkan sendika yöneticilerinin adı bir iki yerde geçti. Yöneticilerin soy adları genel olarak yazışma, karar defteri, raporlar gibi yerlerin dışında pek kullanılmıyordu... Örneğin Genel Başkan'ın adı Haşmet, soy adı Zurna'ydı; ama yakın arkadaşları, sürekli, ' Sayın Başkan, derken toplantılarda genel olarak işverenler, 'Haşmet Başkan, diyorlardı.. Genel Mali

karışık

Biz Önce Beş Kişiydik

Bedenimde bir gariplik olduğunu anlamıştım. Eşime hafif ağrım olduğunu söylesem, heyecan yapacaktı. Üstelik elimden tuttuğu gibi beni hastaneye götürecekti. İçimden 'Biraz daha bekleyeyim belki gaz ağrısıdır, diye geçirip kâğıt oyunu oynamaya devam ettim.
Ama ağrıdan sayıları çift görmeye başlayınca oyuna daha fazla devam edemeyeceğimi anladım: Biraz

olumlu

Kime Niyet, Kime Kısmet!

İşte böyle bir temizliğin ardından kapı çalmış Şerif Hanım kapıyı açtığında komşunun ayran getirdiğini görmüş. Eskiden inekleri olanlar yayıkta yoğurdun yağını alınca ayranını da komşulara dağıtırlardı. Şerif hanım komşunun getirdiği ayranı büyük bir bardağa koymuş tam içecek yine kapı çalmış.

üzgün

Hasan Dede II

Yerde sürünerek yatak odasına doğru devam ediyorum. Yatak odasına girdiğimde masanın üzerinde yarı açık bir şekilde duran kenarları hafif paslanmış olan tütün tabakasını, babasından kaldığını söylediği durmasına ramak kalmış köstekli saatini,yuvarlak çerçeveli okuma gözlüğünü, ve adını hiçbir zaman öğrenemediğim Rusça kitabını sırt çantamın içine attım. Hasan Dedenin mirasını

üzgün

Sergüzeşt-i Hoyrat

Ana babalarından evlatlarına miras kalması güneşin gökyüzü saltanatını akşamları aya devretmesi kadar doğaldır. Birde tersine bir durum olur bazı. Ölüm ana babasından önce evladına yol verince miraslarda değişiverir. Ben hoyrat, genç yaşında ölen babamın ana babasına bıraktığı yegâne mirasıyım.

olumsuz

Bir Şubat Gecesi İstiklal Caddesi ve Günlerden Cumartesi Saat Sabahın Dördüydü

Bir toplum ki çocukların, yaşlıların ve zeka engellilerin büyücek bir bölümü korumasız ve korunaksız... Ne geçmişleri var, ne de gelecekleri ama, bunları olağan bakışlarla izleyen toplumun geçmişini yaşlılar, geleceğini çocuklar oluşturmuyor mu? Bir de zeka engellilerimiz var, bunlar da çokluk yazgılarıyla başbaşa!.. Etiketsiz, hiyerarşik olarak hiçbir kariyeri ve

karışık

Hayat

Genç kadın biri yanı başında oturan diğeri ise tam karşısında yatağında ateşler içinde halsiz, mutsuz, sürekli mızmızlanan iki insanın ortasında buluyor kendini. Biri henüz ilkbaharın müjdesi olarak suya düşen cemre gibi diğeri çok uzak dağların zirvesinden fışkırıp çıkan, sonra başını taştan taşa vura vura yol alan, gelip geçtiği

Başa Dön