Kırmızı Manto
Yedi yaşındaydım ilkokula yeni başlamıştım. Evimiz ile okul arası oldukça yakındı. Ben o güne kadar sürekli sokakta oyun oynayan eve hava kararırken giren haylaz bir çocuktum.
Yedi yaşındaydım ilkokula yeni başlamıştım. Evimiz ile okul arası oldukça yakındı. Ben o güne kadar sürekli sokakta oyun oynayan eve hava kararırken giren haylaz bir çocuktum.
Rum kızlar acayip güzeldi. Bu arkadaşlığın içinde biraz da bu etken olmuştu. Şimdi, yıllar sonra bunu söyleyebilmek çok kolay. İlk başlarda Rum kızlara yaklaşabilmek için onlarla arkadaşlığımızı kullanmak gibi bir niyetim olmuştu. Sonraları bunu aklımdan geçirdiğim için bile çok utandım.
ir 15 dakika daha bekliyorum. İçimden: "Artık gitsem mi?" diyorum. "Ama ayıp olur. Gitmek Olmaz" diyorum.
Şimdi gelecekti. Odada hala yalnızım. Biraz sonra, yan odadan müthiş bir kahkaha geliyor. Şaşırıyorum. Çünkü gelen ses, onun sesine çok benziyor: "Olmaz" diyorum. "Burada olduğumu, üstelik kendisi için geldiğimi de
Bazen olur..Bir düş kuruverirsin..Sonra o düşün hep düş kalacağını acı bir desturla öğreniverirsin..Bazen oluverir..Ama çok acıtır.Ama anılar çok canlılar.Deneyimsizlik en acı deneyim.Denemeyin.
Günler, günleri kovaladı. Sitenin her önünden geçişimde görevlilerin bana sesleneceği umuduyla bakıyor, belki postayı verirler diye hayal ediyordum. Ama nafile bütün düşüncelerim boşa çıktı. Ne seslenen vardı, ne de elime bir şeyler tutuşturan Her defasında hayal kırıklığı ile geçiyordum kapının önünden
Demekki Sibel, benim hakkımda birçok şeyi biliyordu. Ama ben onun hakkında sadece anlattığı kadarını bilecektim. Zaten böyle olduğu, şoförün adresimi sormadan beni evime getirmesinden de belliydi. Bu durum, benim için o kadar önemli değildi. Sibelin bu şekilde davranmasında onu haklı kılacak birçok neden olabilirdi.
İnsandı babam. Uzun boylu. Ela gözlü. Yakışıklı. Annem çok kıskanırdı onu. Rahat yüzü göstermezdi. Toprak Suda sürveyandı. Gölet ve drenaj kanalları yapardı. Pazartesi işinin başında olur hafta sonları eve dönerdi. Özlerdik onu, özletirdi kendini. Mahallede herkes severdi onu.
Görünen o ki, çocuk sorusuna sıkı sıkı asılmış durumdadır; çocuğun ninesi onun başını okşayıp, yüzüne yalansız bir buruk gülüş kondurdu:
Çocuğu kaçıranlar, kötü insanlar. Onun organlarını çıkartıp başka ülkelere satıyorlar. Aman oğlum, sakın yalnız başına dolaşma. Ortalık çok kötü. Bir yere gideceğin zaman anne ve babandan
...
eğlence programı “Pazar 94” yayına girerdi. Belki de bu yüzden Pazar gününü tek kelimeyle tanımlayın deseler hiç duraksamadan “Mustafa Yolaşan” derdim.
Sadece birkaç saat geçirdim orada. Ama aklıma kazındı işte... Aklıma kazındın...
Binlerce ev, iş yerleri, sokaklar, binlerce asker tarafından basılıyordu. Ahşap binaların kapıları dipçiklerle kırılıyordu.Yine kadınların, çocukların feryatları arasında erkekler pijamasıyla sürüklenerek sokağa fırlatılıyordu. On beş yaş üzeri bütün erkekler gruplar halinde toplanıyordu. Yerde tekmelenenler, postallarla, joplarla, dipçiklerle, dövülen insanlar eller havada olduğu halde yürütülüyordu. Kimse ne oluyor diyemiyordu.
Babam, her sabah pırıl pırıl tıraşını olur, öyle çıkardı evden; bir kere bile kirli sakalla golaştığını görmedim onun.
Bu öyküdeki olaylar yaşanmış gerçeklerdir.Şahısların isimleri ise tabii ki değiştirilmiştir...
İzmir 1 Nolu Sıkıyönetim Komutanlığı'nda süren davamız nihayet bir karara bağlandı. Hakkımda istenilen 5 yıllık ceza da onaylanmış oldu. Ama avukatlarımız temyize başvurdular. Sonuçlanması birkaç yıl sürer dediler.
İlkokul iki veya üçüncü sınıftaydım. Okumayı öğrenmiştim. İlk heveslerimden biri, her çocuk gibi resimli kovboy kitapları okumaktı.
Sevgi ve teknoloji iki farklı sözcük gibi görünse de aynı misyonu üstlenebilirler mi ?
Zamana, yıllara ve tüm uzaklıklara rağmen bizleri yakınlaştırabilirler mi ?
Gelin bunu birlikte keşfedelim...
Şimdi başka ellerdesin. Başka gözler bakıyor sana. Başka dudaklar öpüyor o gelinciğe dokunur gibi ürkek ve çekinik dokunduğum, kendimden bile sakındığım tenini. Başka eller dokunuyor sana, başka tenler.
O gece içki içmiş,sarhoş olmuş.Kerem bağırıyor:
'-Ulan siz birisini iki kişi beceriyorsunuz!!Gün gelecek ben ikisini kendim becereceğim!'