Öykü > Anı
Bir Şubat Gecesi İstiklal Caddesi ve Günlerden Cumartesi Saat Sabahın Dördüydü
Dışarı çıktılar. Arabaya doğru yürürken Haşmet Başkan aniden duraksadı ve ayaküstü, yapılan görüşmede işverenin adım atmamakta direnmesinin altında yatan sinsi hesabı birkaç tümce ile özetledi: Dostlarım, işveren masaya getirmekten kaçındığı teklifi işyerlerinde üyelerimize duyuracak İşveren; İşçilerin sendikaya karşı tavır geliştirmesinin hesabın güdüyor, dedi. Arkadaşlar, biliyoruz değil mi, bu
İstanbul'un Kedisi
İstanbul'da geçen bir öykü.Bir parkta oturan iki insanın (aralarında da bir kedi) sohbeti.
Toprağın Şemsiyeleri
Markete ya da pazara her gittiğimde gözlerim önce mantarları arar. Bakınırım uzun uzun, mutlaka bulurum sonunda. Öylece dururum karşılarında, gözlerimde çocuk gülüşlerimle, dalarım çocukluk anılarıma.
Büyümenin acılarıda büyüteceğini, bizleri birbirimizden uzaklaştıracağını bilmediğimiz yaşlardaydık o zamanlar.....
Bir Ayrılık Şarkısı
Sonra içinde yıllardır taşıdığı, daha önce yitirdiği birinin eksikliğini duyumsadı.
Bir Şubat Gecesi İstiklal Caddesi ve Günlerden Cumartesi Saat Sabahın Dördüydü
Toplantı tıkanarak sonlanmıştı. Ev sahibi olarak işveren tarafından sözcü konumunda olduğu anlaşılan Hüsam Bey, “ Oturun beyler! Sabahın bu saatinde birer sade kahve daha içelim de açılalım biraz. Ondan sonra gidersiniz.” dedi. Aslında bu öneri asla kabul görmeyecek gibiydi. İşte ne olduysa o dakikada oldu! Hüsam Bey, diye
Krem Renkli Kedi
Gözlerine hayret ediyorum, canlı ama mat, koyu bir sarı ile kahverengi arası... Alışılmadık, simetrik üçgen bir yüzün ortasında uysal uysal bakıyorlar.
Bir Şubat Gecesi İstiklal Addesi ve Günlerden Cumartesi Saat Sabahın Dördüydü
Toplantı akşam saat dokuz’ da başlamış, ilk yarım saat ısınma hareketleriyle geçmişti... Karşılıklı yapılan şakalar içinde dokundurmalar yer alıyordu. Bu arada üç kez çay servisi yapıldı... Ağır ağır konuya girilmeye başlandı... İşveren tarafı işçilik maliyetlerinin yüksekliğinden, kullanılan enerjinin pahalılığından, pazarda rekabet şansının günbegün zorlandığından söz ederek; ortaya yüzdeli
Çanakkale'nin Bir Başka Yüzü
Çanakkale Zaferi, aklı erenler için yere göğe sığdırılamayacak değerde bir zafer. Çanakkaleyi emsalsiz bir kahramanlık destanı görmenin yanı sıra, bu kahramanlık sırasında çekilen sıkıntıları da bilmek gerekiyor. Bir kez daha yad ettiğim kahraman bir topçu askerinin Çanakkale Savaşları-deniz ve kara- sırasında yaşadıklarından bir aktarım bu yazı.
Sol Yanım
HAYALLER Mİ seni bana getiren. yoksa özlemin mi. saçma olur özlemin. hayaller işte yine yaptı yapacağını.....
Çocukluk Anılarım
Düşürmedi de.! ama o refleksle bana oğlum sen büyüyünce ben yaşlanmış olacağım. Sen de beni böyle omuzlarına alacak mısın dedi. Nasıl aklıma geldi ise, büyüyünce bende oğlumu omuzuma alacağım dedim. Ve bugün o söz aklıma düştü.....
İlk Mandalina Kokusu
İlk mandalina kokusuyla yıllar öncesinde buluyorum kendimi... Her mandalina kokusu, hazan mevsimine götürmeden önce, küçücük bir evde sessiz bir yasa götürür beni...
Soluk Soluğa Kalacağımız Dünyada Varlığımızı Bilmek Zor
İnsanlarımızın bu denli monoton yaşamaları, tek düze hayat koşullarını sürdürmeleri gerçekten de zor. Her ne kadarda sömürülmeye muhtaç kalsak da gezmeye ve eğlenmeye vakit ayırmamız gerekmiyor mu? Düşük maaşla çalışıp, çok emek sarf etsem de Kıyıda köşede biriktirdiğim birkaç kuruşumla Vandan Siirtte doğru yol almaya başlıyoruz. Saatler sıfır
Ulu Çınar
Yol uzundu. Nedense hiç bitmiyordu. Kırk dakika bana saatler gibi gelmişti.
Yüzüm gülmüyordu. Her zaman olduğu gibi şimdi şen, şakrak, mutlu değildim. Etrafımda gördüğüm her şey ve hiç kimse, pek hoş, pek güzel gelmiyordu bu sefer bana. Bir umutsuzluk, bir acı bekleyiş vardı yüreğimde. Sanki önümü
Babadan Oğula Atatürk Sevdası
O mucizevi karşılaşmayı babam hep gözleri dolarak anlatırdı. Huzuruna çıkarıldığı engin bakışlı paşanın ona kim olduğunu soruşunu, kendisini eski bahriye zabitlerinden Mollaoğlu Mustafa olarak tanıtırken yaşadığı heyecanı, Acele etmelisiniz Paşam. İngilizler gelmek üzere olabilirler, biran önce sizi karaya ulaştırayım derken ki telaşını sanki o anları yeniden yaşıyormuş gibi
Alaaddin'in Uykusu
Neler mi anlatıyor? Neler anlatmıyor ki, neredeyse her şeyi. Futbolun neden bütün dünyada yanlış oynandığından tutun da, limanda yıllar önce batan bir geminin tonlarca pirinç yüklü konteynerlerinin çıkarılmasında kendisinin oynadığı rolün bıktırıcı ayrıntılarına kadar akla gelebilecek her türlü şey olabiliyor bu. Dalgıçmış bu Alaaddin, ne kadar dinlemeseniz de
Toprak Kokan, Kanatsız Meleğim.
İçime sığdıramadığım herşeyi, sana anlatırdım. Şimdi mezarına anlatmak zorunda kalıyorum...
Korkuyorum Lan, Başka Bişey Yapamaz Mıyız?
Nenemle Ursula K. Le Guin arasındaki tek farkın, onun gibi bir fantastik köy hikayeleri müellifinin ölüm döşeğinde -muhtemelen yine bir şeyler anlatırken- birdenbire çenesinin kilitlenip, tavana asılı kalan gözleriyle birlikte, dört yıl önce ölmüş olmasıydı ve bu durum bir hayli acıydı.
Kümeler
Son Eklenenler
-
01
-
02
-
03
-
04
-
05
-
06
-
07
-
08
-
09
-
10
-
11
-
12
-
13
-
14
-
15
-
16
-
17
-
18
-
19
-
20