Yazsan da Yollayamazsın ki (2)
Nice mektuplar yazarda yolluyamazsın...İşte bir dizi saklı mektup.
Nice mektuplar yazarda yolluyamazsın...İşte bir dizi saklı mektup.
aşık olduğum halde aşık olmadığıma inanmak beni daha çok zorluyor beni daha büyük bir çıkmazın içine sürüklüyordu.
bitti,sabahın ışıklarını görüyorum ve kamaşıyor gözlerim.Biram bitti artık kahve içme zamanı şöyle en sertinden.Gece bitti,bira bitti.Sen niye bitmiyorsun?
Yaralarıma yaralar eklendi hiç kabuk bağlamayan; eteğimde hoyrat sevdalar birikti dağılmayan; avuçlarımda kırık cam parçaları var bir türlü battıkları yerden çıkmayan; masumiyetime sevdiklerimi acıtınca aldığım haz bulaştı bir türlü aklanmayan…
Sen soldan yürüdün hep, kalbin olduğu yerden. Benim seçimim büyük akciğerden yanaydı, ne de olsa sıkı sağcıydım.
...mikrofonda bir anons yaptı arkadaşı.
-bu şarkı aramızdaki tüm aptallara,yalnızlık pardon aptallık ömür boyu.
Işık göz alıcıdır. Bazen yolunuzu aydınlatır, bazen başınızı ağrıtır, bazen yakar. Ama bir ışık var ki hiç bir zaman ne güneşinki gibi gaddarcadır ne de yıldızlarınki gibi küstahçadır. Kalbi aydınlatır, serinletir, güldürür ve özletir.
Bu öyle diğer aşk yazılarına benzemiyor. İçinde biraz ben biraz sen biraz o da yok. Aşk, maşk falan filan... Ya oku işte ya! Ne bakıyosun burayada zaman kaybediyorsun. Gir oku bir an önce. Tamam tamam kızma...
Paragraflar oluşturup birkaç imla hatasını düzelttim
Afiyet olsun...
Kısgın çöllerden eserek gelen toz bulutlarında, çamur yağmurlarında leyla'nın gözlerinden, kirpiklerinden zerreler olduğnu bilirim. Leyla o zerrelerden bakar bana. Gülümseyerek...
kız ogün çıktı ve yagmur altında ıslandı seviyordu yagmuru ama hiç ıslanmamıştı bugüne kadar yagmur altında ......... bir an düşündü neden yapadıgını daha önce neden hiç ıslanmadıgını.........................................
Toparlandı, soba sönmüş, odanın içerisinde soğumuştu.
‘’Hepsi rüyayıymış, keşke gerçek olsaydı’’ deyip, yorganının altına girdi ve derin bir uykuya daldı.
Öyle büyük bir sevda da değil aslında. Cahilliğimdi seni sevişim, emanet kelimelerdi sevdamı anlatan. Uyduruk bir romanın ucuz bir repliğinden oluşuyordu her şey...
Bu sefer giderken içinden geçtiğim bütün şehirler bana inat ıslak ıslak bakıyorlardı yüzüme. Neden sorusu vardı sollamak serbest çizgilerinin üzerinde.
Geri dön diyordu bir U dönüşü yapılmaz levhası bile.
Ben giderken hep ama en çok seni bırakırdım ge