Kehribar Tesbihte Yüreğim Saklı Kaldı
Kehribar Tesbihte Saklı Kalan Karıncanın Minik Yüreği Gibi Benim Yüreğim De Saklı Kaldı
Kehribar Tesbihte Saklı Kalan Karıncanın Minik Yüreği Gibi Benim Yüreğim De Saklı Kaldı
Bir kabus gördüm. Bazen böyle gerçekmiş gibi rüyalar görürüm ve beni çok etkiler. Aslında onlar günlük yaşantımdan çıkan sembollere dönüşmüş şeylerdir.
Gelirken bir gül almıştımda bana gülümsemiştin, hani sana doğru gelirken hayattan ödünç bir nefes almıştım, insanlar vardı çevremde ve hepsi birine veya birşeylere karşı sevgi besliyordu. Duygular vardı aşkın yanında yanlızlık,umutsuzluğun yanında umut...
İnsanlığın en anlamsız anlam yüklemesi zaten, havada bir parça güneş ve ucundan mavilik gördü müydü, öten her kuşun mutlu olduğunu varsayması.. saka kuşları dahil
Sözler ısınmaya başlamıştı. Suskunluklar İsrafilin surasından süzülen soğuk nefesle akmataydı etrafa. Sıcak ve soğuk arasında birşeyler çatlamaktaydı ( ya kadehlerdi çatlayan, yada akıllardı ).
Gülbahçe hani bu tavuğun bacakları?, dedim.
\- Yahninin içinde.
\- Kemikleri nerde peki?
\- Pişirmeden büyük kemiklerin hepsini çıkardım.
\- Lades kemiğini de görmedim?
Seni ne çok seviyormuşum, ölesiye özledim. Alışkanlık belki de. Hep yanımda yakınımda ol istiyorum. Seslendiğim zaman yan odadan ses ver. Eviyenin yanına diziverdiğin kirli bulaşıklar yüzünden kızdır gene. Her sabah düzensizce kapı arkasına çıkardığın ter
DALDIR KAŞIĞI YAHNİYE, SORMA ETİNİ BAHRİ’YE -1
Gazetelerde hileli gıdalar ve insan sağlığına zararlı katkı maddeleri ile ilgili haber okumadığımız gün yoktur. Yapan da biz, satanda, tüketende… Yazılanlara bakılırsa aldığımız et ürünlerinde et dışında her şey varmış. Üzerinde dana eti yazılan sucuk ve salam ve sosis
Arda kendisini iyi tanıması yanında çevresini iyi tahlil edebilen ve gözlemlerini aktarabilen biri olarak en faydalı olabileceği bir iş olarak Belgeselciliği seçmişti. Hiç umulmadık yerlerde beklenmedik fikirlerle, beklenmedik insanlarla karşılaşmak onu şaşırtmıyordu. Farklı bakış açılarına saygı göstermesi yanında bu farklılıkların birer zenginlik olduğunu düşünüyordu. Hayat düz değildi, dağlar
Tavandaki kalaslar her günkünden daha bir eğri büğrü göründü gözüne. Üzerlerindeki çatlaklarıyla narin kibrit çöplerine benziyorlardı...
Karnını da doyurmuş olan Arda, düşüncelere dalmışken uyku bastırdı. Kentte yaşayan bir insanın asla yaşayamayacağı bir sessizlik vardı. Bu sessizliği uzaktaki çoban köpeklerinin havlamaları bozuyordu. Arada bir çevredeki tilki ya da çakalların, piknikçilerin bıraktığı yiyecek artıklarını ararken çıkarttıkları çıtırtılar uzaktan da olsa geliyordu. Aşağıdan doğru gelen esinti dalların
Arkadaşları ile birkaç parti kağıt oynadı. İkindi vakti eve dönerken pazardan biraz meyve ve sebze aldı. Elindeki poşetlerle evine giden dik yokuşu çıktı. Aldıklarını poşetleriyle birlikte buzdolabına yerleştirdi. İki soba kovasını odun ve tutuşturucu kırıntılarla doldurdu. Sokağa bakan küçük odasının sobasını tutuşturup divana uzandı. Uzandığı divandan bir daha
-Peki, sorarım sana Manuel o konsülün diz çöküp sessizlikle dua edin demesi neyi değiştirdi bizim hayatımızda? Surların dibindeki dilencilere açlığını kuru bayat peksimetle yatıştıran, pirelide olsa soğuğu kestiği için sırtına attığı pelerinden başka giyeceği olmayan, Tanrının lütfü baharda ,yazda balıklar avlayıp aç kalmaktan kurtulanlara ne verdi? Zelyotlar kaybettiği
Düzen ve güvendir tek ürkütücü olan.Kaybedeceklerini düşünmektir insanı derin bir yeisin koynuna sürükleyen.
Arda, Hamitabattan devam edip Yakacıka girmeden sola doğru dönüp yukarıdaki Samrı köyüne ulaştı. Altı kilometrelik yokuşu çıktıktan sonra yamaç bir yerde kurulu olan Samrı köyü bölgenin oldukça eski köylerindendi. Arda seneler önce Samrıya; Çaltıdan yarı toprak yarı şose yolu kullanarak gelmişti. Çaltı ise yine Sakarya nehrinin kenarında dokuz
Gelgelelim sana, aşk benim en tatlı günahlarımdan biriyken, sen bunu bile en zavallı bir halet’i ruhiye içerisinde yaşamayı kanıksıyorsun. Hem de yeryüzünde dişi olan her yaratığın güce taptığını bilecek kadar akıllı olduğun halde! Aşkını yansıtırken kullanacağın hal lisanının -seninki gibi- romantik, zayıf ve kuruntulu izlenimler bırakması, dişi varlığa
Evet biri bekleniyordu,bir şey bekleniyordu.Bu kadar çok bekleniyordu çünkü yanında sevinç getirecekti.O kaldığı sürece hüzün olmayacaktı bütün yapraklar dökülse dahi.Misafir ağırdı.Öyle ya ta günler öncesinden başlamıştı hazırlık.Önce evlerin önü süpürüldü.Hüzün getirdiğine inanılan sararmış yapraklar göz önünden kaldırıldı birer birer.Herkes o kadar neşeliydi ki bütün dertler unutulmuştu.
İçimdeki ses hep konuşur çünkü. Kendimi bildim bileli, ne iş yaptığıma aldırmadan kulağıma anlatır da anlatır öykülerini. Benim dışımda, farklı bir bendir o. Ukaladır biraz, küstah daha doğru olur sanırım. Ne iş yaptığıma, kiminle konuştuğuma aldırmaz, bildiğini okur. Ah, ne alçaktır o, patronumla konuşurken müstehcen hikayeler anlatacak kadar
Evin köşesini döndüğü an (-ki şimdi itiraf edebiliyorum) onun kadar güzel olamayacağımı düşünür, ondan soluksuz bir küfürle intikamımı alır, aramızdaki uçurum güzellik farkından nefret ederdim.