"Yazmak, kelimelerle dans etmek gibidir; ama dikkat et, raketin ayağına gelirse, mutlaka sayıya gider." – Franz Kafka"

Öykü > Deneysel

üzgün

Günün Biri

Düşünebilseydi bunları düşünürdü belki ama düşünmek de neydi? iki kelime yan yana, iki cümle üst üste, iki sahne art arda gelemiyordu.

üzgün

Hakkı Tankut

Ama halan korkuyordu artık her şeyden. Hiç kimseyi istemiyordu yanında bütün gün odasında, yatağının üstünde sallanır durur “Neden ?” derdi, “Neden? “.
Sen karnımdayken ninenlere gittik gene. Baban “ doktora gene götürün bu kızı, daha kuvvetli haplar içirsin ona, unuttursun işte “. Diye öğüt veriyordu ninene.

duygusal

Babamı Bulmak

Annem “Senin baban var ama nerde, bilmiyorum “ dedikten sonra bana duvarlar boyunca uzanan kitaplığını göstererek “Ama bak bir sürü kitabın var” demişti.

üzgün

Affet Beni Anne!

Hoşgeldin bitanem. Dünyama mutluluklar getirdin, gülüşler, sürprizler, umutlar getirdin. Senin kadar güzel , senin kadar heyecan verici kaç konuk ağırlayabilir ki insan?

heyecanlı

Aşkın Sırat Köprüsünde Tango

Sadece birbirimizin gözlerine baktık. Ne müziğin sesi, ne figürlerin canlılığı, ne de rüzgâr kaçırabildi o anı. An’ı kıpırdatan bir tek yürek çarpıntısı oldu. Kalktım, kendi gözlerimden onun gözlerine yol aldım.

karamsar

Gecenin Tepesi Atmasın

O gece deli bir sağanak başladı. Sonbahar için zaman erkendi. Gürgenler tepeden tırnağa yaprak, dağların dorukları yemyeşil çayırlarla kaplıydı. Elmalar kızarmıştı kızarmasına ama henüz ayvalar sararmaya bile başlamamıştı. Yağmur bindirmeden az önce gök çatladı. Yıldırımın yaladığı orman ürperdi. "

umutlu

Loading...

konuşmanın değil susmanın anlam kazandığı bir öykü.
Arkamdan bir ses geldi. Aslında duyduğum bir ses sayılmazdı. Çünkü kulağıma gelen müzik eserlerindeki sus gibi bir sessizlikti. Garip bir melodisi vardı ve bu benim çok hoşuma gitmişti.
sadece suslardan oluşan bir şarkı gibi.
Enfes.

karışık

Sultanahmet'ten Bir Sesleniş

Bir konağın, bir Gül Goncasıydım ben önce, çok önce. Eteklerimi sallandıra sallandıra yürürdüm konakta, yeşil boyalıydı konağımız, beyaz çerçeveli pencereleri, annecimin elleriyle işlediği beyaz işlerle hayat bulurdu. Cumbalı misafir odasıda görülmeye değerdi doğrusu, diğer konakların hanımları pek kıskanırlardı anacımın elişlerini, kanaviçelerini, sarma işlerini, hasetle bakarlardı her geldiklerinde. Banada

nostaljik

Şarap Parasına Masallar 4

Ömrümüzün bundan sonraki çalkantılı ve olaylı yıllarında da hep geride bıraktığımız o huzurlu ve tekdüze zamanları ararız.
Sen, yeni yaşamaya başladığın bu kente, oturduğun sokağın gürültülerine, yağmurlara ve rüzgârlara hatta sabah ayazına bile alışmaya

olumsuz

Ölümlüler

Adamın biri o günün tanrısı olarak belirlenen bir gize, öldürdüğü sinekleri adayacak. Başkaları ise bu durumu görüp sinsice gülecek ve diyecekler ki “ deli!” . İki hecenin içine sıkışacak şehir dediğimiz metal soysuzluk. İffetli bir dulun ağzından çıkan yalan ile de kendi tanrısına adadığı bir genci ölümlüler listesine

olumlu

Doğu - Batı

Bizim derginin kuruluş yıldönümü şerefine verilen kokteylde rastladığım delikanlıdan söz etmek istiyorum size, sayın okurlarım.

üzgün

Keşke

Tanrı uykuya dalmış..masalda o zaman başlamış..

Başa Dön