Hayat
“Senin geleceğini öğrendiğimde Tanrı’ya yeniden dua etmeye başladım” idi Nermin’in özenle yazdığı defterin ilk satırları, onun geleceğini öğrendiğinde aslında yazmaya da yeniden başlamıştı.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
“Senin geleceğini öğrendiğimde Tanrı’ya yeniden dua etmeye başladım” idi Nermin’in özenle yazdığı defterin ilk satırları, onun geleceğini öğrendiğinde aslında yazmaya da yeniden başlamıştı.
“ Babanı değiştiremeyeceğimi anladığımda gerçekten onu sevmeye başladım” demişti annesi.
Gülru’nun da kendini sevmesi, hatta hayatını devam ettirebilmesi için öncelikle kendini olduğu gibi kabul etmeye başlaması gerekiyordu. Ama birtürlü başaramamıştı, gerekli de görmemişti.
“Sessiz bir törenle uğurlandı cesur kral. Başucunda sadece, onu sonsuz aşkıyla seven sadık Arwen vardı.”
“İşte her şey böyle başladı…” diyen yüzlerce hikaye okumuşsunuzdur. Bu onlardan biri olmayacak. Her şeyin nasıl başlamış olduğuyla ilgili bir ipucu bile bulamayacaksınız. Her şeyin sandığınız gibi bir başlangıç, bir gelişme ve bir sonuçtan oluşmadığına tanıklık edeceksiniz. İşte böyle bir hikaye başlıyor. Amma Hikaye! diyeceğiniz bir hikaye…
Güneş parlıyor. Çok güzelim. Renkli, dolgun ve diriyim. Kopardılar beni dalımdan. Yediler. Çekirdeğimi denize attılar.
Güneş, kızıl boya küpünden çıkarılmış top gibi geniş boşluğun ötesindeki şatonun ardına süzülüyordu. Kavrulmuş toprağın orasında burasında lav hâlinde nehirler akıyor ve tek tük sivri kuleli yapılar ihtişamla dikiliyordu. Terkedilmişliğin kasvetli loşluğunda, siyah duvarlar kızıl güneşin son ışıkları altında âdeta yanıyordu. Ve dahası
Önce kafamıza garip bir tabanca dayıyorlar sonra elektrikli testerelerle vücudumuz ikiye ayrılıyordu.
Bilindiği gibi nevrotik belirtiler gösteren herkese "deli" yaftası giydirmek gerekmez...
Birşey olacaksa olacaktır, olmayacaksa olmayacaktır. Olayın arkasındaki nedenlerin karmaşıklığı, olayın ardında bir "bilinç" olduğu anlamına gelmez.
İste o görkemli gizemli bana kâbuslar yaşatan ya da rüyamda yaşatmış olan ya da neyse işte o mağaranın sonunda ki ışık görünüyordu. Hızlandım ekip arkamdaydı.
‘’hadi patron az kaldı ‘’dedi Johns
Az kalmıştı evet, ilk adımımı attım dışarı, saatlerin ardından günışığı harikaydı. Dağın bütün
Sonra gözlerinde yaşlarla hiç kendini göstermeden sessizce geldiği gibi çıkıp gitti hastaneden. Yüreğinde taş gibi bir ağırlık, içinde ciğerini yakan bir vicdan muhasebesi ve kalbini yakan derin bir AŞKLA
Karanlık bir sokakta kendimle karşılaşacağımı hiç tahmin etmiyordum. O sokaktan hangimiz sağ çıktık hatırlamıyorum. Hangimizin gözyaşı yağmura, hangimizin kanı boyaya karışmıştı bilmiyorum
ben havadan bir kuşum bokumla telleri boyayan, sudan balığım hafızamla cinsimi şaşırtan, bilememekten varlık, körelmekten göz ...
Bu öykü benim yazdığım ilk öyküdür. Plansız yazmıştım ve sonlanacağını dahi bilmeden bölüm bölüm frpnet.net adlı siteye göndermiştim. Bu da, öyküyü sonlandırmam için üzerimde büyük bir baskı yaratmıştı.