Padişah ile Kör Dilencinin Hikayesi
Her Cuma Namazı sonrası kör dilenci padişaha Eden bulur, eden bulur. Sen doğru ol, eğri belasını bulur. Padişahım sen çok yaşa" diye seslenir ve karşılığında bir kese altın alır.
Her Cuma Namazı sonrası kör dilenci padişaha Eden bulur, eden bulur. Sen doğru ol, eğri belasını bulur. Padişahım sen çok yaşa" diye seslenir ve karşılığında bir kese altın alır.
“Ne yapayım, en iyisi bedduacı teyzeye bir gideyim de paramı çalana beddua etsin”
Bizim toplumumuzu tanımak için öyle derin derin araştırma yapmaya, büyük büyük sözler söylemeye hiç gerek yok. Bunun için fıkra gibi yaşanmış olaylar yeterli. Buyrun aklıma geliveren iki tanesine:
OKUMAYA ÇALIŞAN İKİ ÖĞRENCİNİN ZEYTİNLİ PİLAV HİKÂYESİ
Son baharın soğuk bir günü idi Ali okuldan eve gelmişti. Ev kerpiçten yapılmış eski köhne sıvaları dökülmüş kerpiçler dışarı çıkmış ahşap kapısı ayakta zor duruyordu. Ali esmer tenli saçları düz ve siyah kaşları hafif kalın ve siyah esmer ve
Mevsimin ilk karı yağmıştı. Geceleyin kuvvetlenen fırtına, buz tutmuş dere yatağındaki kar tümseklerini küreyip kuzeye çevresi meşe ağaçlarınca kuşatılan köye doğru savrulmaktaydı. Kıvrıldığı çatı altlarından karanlığa kulaklarını diken birkaç çoban köpeği yerlerinden doğrulup uğultuya karşı isteksizce havlıyordu.
Bir sıçrayışta üç adam boyunda ki buğday yığının tepesindeydi. Bıldır vakti şu Kara Memetlerin Rüstem’iyle sırf bu yüzden dalaşmışlardı. Rüstem, topal ayağıyla koşup sıçrayacağım derken tökezlemiş sonrada kaşları çatık ağlamaklı sesiyle,
“ Ölçtün de mi biliyorsun sanki Süleyman!” diye bağırmıştı.
“ Ölçtüm, ölçtüm. Hem
Yatağımda yatan diğer bedenin uyarısıyla uyandım uykumdan; sabah olmadığını üstelik olağanüstü bir şeyler olduğunu da uyanır uyanmaz fark ettim. Dışardan, içerden, yanımdaki bedenden gelen sesler, hepsi anlatmakta farklı ve kötü şeylerin olduğunu ve duman tabi ki en başta anlatmakta, tüm boğuculuyla hissettirmekte olanları: YANGIN!
Kızlar sinisi Efsanesi
Yurdumuz efsaneler konusunda çok zengindir. Bir dolaşmaya çıkıverin, hangi çeşme başında oturup yorgunluk gidermeye kalksanız etrafınızı çevreler efsaneler. ..
Farklı uygarlıklarda anlatılan efsanelerde kuşun adı bile farklı oldu. Homa Kuşu, bazen Simurgu, bazen Phonix, bazen Anka, bazen Huma, bazen de Devlet kuşu adıyla anıldı.
1890 tarihli bir yazı. Türk Halk anlatıları üzerine bir değerlendirmeyi içermektedir.
Hainlik bazıları için bir payedir, alınlarında hainlik damgasını gururla taşırlar ve hiç üzülmezler. Hıyanet en güzel şandan daha şanlıdır kimi için...
Çarıkdan soğukuyu, gıslavet den iskarpin ayakkabılara geçilmeye başlanmıştır.
Tabiki bu geçişler belli bir sancılı süreçlerin ürünüdürler, hele de köyde iseniz.
Köyde belli insanlar vardır ki o köyleri onlarsız düşünmek mümkün değildir.
Öykümüzdeki kişide bunlardan birisidir. Olay 60'lı yılların ortasında geçen gerçek bir
Erdal GEÇER/çirroka kolé&keçi masalı
(koçgiri halk hikayesi)
kürtçe-türkçe çeviri
kaynak kişi:zekiye geçer
Masalların rengi var mı? Ninem bir masal anlattı sonu siyah bitti.Ardından bilmediğim geçmişin sırları çıktı.