Öykü

yazı resimYZ

İki Kurt Yoldaş

Bu öyküyü İhsan Oktay Anar'ın vermiş olduğu ödev üzerine yazmıştım ve o öykümü yeterli görmemişti; çünkü öyküm bir Dede Korkut öyküsüne yeterince benzemiyor.

Yıldız Kaydı: Hadi Bir Dilek Tut!

Değilmiki iki ezan arasındaydı hayat.Kulağıma okunan ezanın hükmü ardımdan okunacak olan ezanla sona erecekti. Zor değildi.Kolaydı.Yolu yordamı vardı.Mümkündü.
Bir beyaz mermerin üstündeki cam kırığına bakardı her şey bir de henüz kurumamış,kanayan rengini kaybetmemiş güle.

Aziz Misafir

Evet biri bekleniyordu,bir şey bekleniyordu.Bu kadar çok bekleniyordu çünkü yanında sevinç getirecekti.O kaldığı sürece hüzün olmayacaktı bütün yapraklar dökülse dahi.Misafir ağırdı.Öyle ya ta günler öncesinden başlamıştı hazırlık.Önce evlerin önü süpürüldü.Hüzün getirdiğine inanılan sararmış yapraklar göz önünden kaldırıldı birer birer.Herkes o kadar neşeliydi ki bütün dertler unutulmuştu.

Kadeh Ustası

Üç aydır ağzına bir yudum almamıştı. Tuhaftır, şikâyetçi değildi halinden. Daha önce bırakmayı denemişti. Hem de kaç kez. Peki, yakasını kurtarabilmiş miydi illetten? Elbette hayır. Çabaladıkça batmıştı yalnızca. Oysa küçücük bir kıvılcımdı aradığı ya da yüreklendirici birkaç cümle. Fakat hastane odasında çakacaktı o kıvılcım. Olmasını umduğu şeye değil

Başa Dön