Öykü
Bu da Benim Numaram İşte
Benim TC numaram, yani Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olduğumu belgeleyen numara aynen şöyle Yirmi iki milyar sekiz yüz doksan beş milyon dört yüz elli dört bin altı yüz altmış iki... Biz de böyle kardeşim, ne yapalım biz de böyle ezberlemişiz TE ve de CE numaramızı... Ha bir de rakam

Bir Memleketin Dönüşüm Hikâyesi
Yıllar sonra büyükler çocuklarına, torunlarına; özgür bir milletin nasıl köleye dönüştüğünün öyküsünü anlatmışlar. Ülkelerinin eski günlerine duydukları özlemi, bu öyküyle gidermeye çalışmışlar. Öyküyü anlatan büyükler; Aslında, öyküdeki memleket bizim memleketimiz. Yavaş yavaş gelen tehlikeyi görmeyen, görmezden gelen eşekler de bizleriz, diyememişler. Utanmışlar.
Şimdi Geliyorum
ir 15 dakika daha bekliyorum. İçimden: "Artık gitsem mi?" diyorum. "Ama ayıp olur. Gitmek Olmaz" diyorum.
Şimdi gelecekti. Odada hala yalnızım. Biraz sonra, yan odadan müthiş bir kahkaha geliyor. Şaşırıyorum. Çünkü gelen ses, onun sesine çok benziyor: "Olmaz" diyorum. "Burada olduğumu, üstelik kendisi için geldiğimi de
800 ve 1500 Metre Türkiye Şampiyonuydu
800 VE 1500 METRE TÜRKİYE ŞAMPİYONUYDU
Yıl 1975. Galip 800 ve 1500 metrede gençler dalında Türkiye Şampiyonu olmuş ve milli formayı sırtına geçirmişti. Girdiği her yarışta birinci oluyordu. Galip büyükler dalında da birinciliklerini sürdürdü. Artık milli takımın değişmez koşucusuydu. Bu güzel insan, Avrupa Şampiyonu olmayı çok
Ali̇’ni̇n Ütopyasi Ve Di̇ğer Ütopyacilar
Deli oldum bunu bitirmek için, otobiyografik bir metindir, saçma bulabilirsiniz; değil!!!! SİTE SÜPER OLMUŞ!
Binboğa Köyü
Dedeme "Gara Meme" derlerdi. Biraz kısa boylu, esmer, yağız bir adamdı. Güçlü kollara sahipti. Pazıları o yaşta bile kaslıydı. Ayağında hep Adana Şalvarı vardı. Ayaklarında, o döneme has, kara lastik ayakkabı bulunurdu. Üzerinde kareli bir gömlek, başında da yünden yapılmış bir takke olurdu. Pek konuşmayı sevmezdi. Ama çok
Karagöz İle Hacivat: Karagöz Bilmece Soruyor
KARAGÖZ İLE HACİVAT: KARAGÖZ BİLMECE SORUYOR
Karagöz: Hacivat bir bilmecem var.
Hacivat: Sor Karagözüm, sor da bileyim.
Karagöz: Bir elin sesi var, iki elin nesi var.
Hacivat: Bilmeceyi yanlış sordun. Bir elin nesi var, iki elin sesi var diyecektin.
Güle Güle Omarım
O dönemde Kesikkeli Köyünde yaşayan Çerkez Kerim Ağa vardı. Yaşadığı konağı, tam bu Ceyhan Nehrinin kenarındaydı.
Yaşı ilerleyen Kerim Ağa felç geçirerek hasta olmuştu. Tekerlekli sandalyede yaşamını sürdürüyordu. Yanında da işçi olarak çalışan, halk arasında tutma veya yanaşma denilen işçi Ömer vardı. Ömere halk ağzıyla ona
Tek Taş
Bu yıl sevgililer gününde ben de tek taş istiyorum.
-İki tane alsam olmaz mı?
-Ben çok ciddiyim.
-Ben değilim.
-Herkes sevgililer gününde hediye alıyor.
Sarı Kediyi, Niçin Kireç Kuyusuna Atmıştım? - 2
Öğle tatillerimde birden ortadan kaybolmamı neden sır gibi saklıyordum, bilmem ama arkadaşlarımın -herhalde o yavru kedileri annesinden alıp ayıracakları korkusu - yavrulara zarar verecekleri düşüncesi, çocuk yüreğimi kaygıyla dolduruyordu. Beni arayıp da bulamayan, derste yakalayıp nerede? olduğumu soran arkadaşlarıma Annem dışarı salmıyor, evde yemek yememi istiyor gibi bahanelerimle
Kemeraltı
Bir çocuk ne diye küçük bir köyden çıkıp buraya gelir? Bin kilometre uzakta, yabancı bir şehre, neden? Belki annesi ölmüştür. Babası yeniden evlenmiştir. Üvey anne bu belki ekmek vermiyordu. Belki kötü söz söylüyordu. Dayanamayıp kaçmıştır. Babası da ölmüş olabilir. . Anası yeniden evlenmiştir. Ama üvey baba çocukları istememiştir.
Kümeler
Son Eklenenler
-
01
-
02
-
03
-
04
-
05
-
06
-
07
-
08
-
09
-
10
-
11
-
12
-
13
-
14
-
15
-
16
-
17
-
18
-
19
-
20