"Kitaplarımı okuyanlar, bir gün beni anlasalar, bu sefer de ben kendimi anlamam." **Franz Kafka**"

Öykü

Aynada ki Sinek

Vızzzzz vızzzzz vızzzz diyerek odanın aynasına yanaşır sinek sıklet... O da ne? ''Karşı da benden bir tane daha var.'' Hangi kabileden ki bu? Bunu daha önce hiç görmüş müydüm? Sanmam! Sesleneyim bakayım şuna... ''Hişşşşt dostum, dostum sana diyorum, bakar mısın?'' Ses seda çıkmamaktadır. Nasıl çıksın ki sinek ayna

Şimdi Geliyorum

ir 15 dakika daha bekliyorum. İçimden: "Artık gitsem mi?" diyorum. "Ama ayıp olur. Gitmek Olmaz" diyorum.
Şimdi gelecekti. Odada hala yalnızım. Biraz sonra, yan odadan müthiş bir kahkaha geliyor. Şaşırıyorum. Çünkü gelen ses, onun sesine çok benziyor: "Olmaz" diyorum. "Burada olduğumu, üstelik kendisi için geldiğimi de

yazı resimYZ

Yine de Anlaşamadık Adamlarla

Yarım yamalak dillerimizle, az da tarzanca katarak, işlemlerimizi tamamladık. Dışarı çıktık terminalden, o sırada iki bayan iki erkek; hangi millettense bizi çevirdiler. Necmiye çaktırmadan göz kırptım.''Hele dedim bunlar da bizim gibi yabancı'' anladı Necmi de. Turistin biri lafa bodozlama girdi.''Sprechensie Deutscsh''.''Len biliyom desem topu topu iki kelime'' kafamı

Simitçi Çocuk - Serdar Yıldırım

SİMİTÇİ ÇOCUK
1970 yılının mayıs ayının bir öğleye doğru vaktinde herkes kendi alemindedir. Büyük soğukların hüküm sürdüğü, kar yağışının manzarayı beyaza boyadığı, tipinin, fırtınanın bol olduğu bir kış mevsimi etkisini kaybetmiştir. Yaz gelmiştir. Ağaçlar dallanmış, kovanlar ballanmıştır. Yemyeşil çimenler bitmiştir. Tomurcuklar ilk nefeslerini derin derin içlerine

Korkak Tavşan

KORKAK TAVŞAN
Orman kenarında bir Korkak Tavşan yaşarmış. Geceleri gizlendiği ağaç kovuğundan hiç çıkmazmış. Uyurken korkulu rüya gördüğü zamanlar kan ter içinde uyanır rüyasında gördükleri sanki gerçekten oluyormuş gibi titrer dururmuş. Günlerden bir gün yuvasından fazla uzaklaşmadan yiyecek aramaya çıkmış.

Sessiz büyüyen çocukların masalı

Çocukların sessizce yaşadığı yalnızlığın içsel dünyasına dokunulan bu metin, görünmez olmanın acısını ve duyulmayan seslerin çığlığını anlatıyor. Kalabalıklar içinde bile tek başına büyüyen bir çocuğun hayali arkadaşlarla kurduğu dünya, yetişkinlerin göremediği bir gerçekliğe dönüşüyor. Gecenin sessizliğinde herkesin biraz yalnız olduğu anlarda teselli bulan çocuk, hâlâ umutla bekliyor; birileri

Emekleye Emekleye Emekli

Emekli olunca bir sahil kasabasına yerleşecektim. Elde avuçta ne varsa satıp kendime bahçe içinde bir ev alacaktım. Çiçekler yetiştirecektim, birkaç ağaç mandalina, limon, portakal Ağaçlar evin arka bahçesinde olacaktı. Güller ve mevsim çiçekleri denize bakan tarafta

Gel Mezarıma İşe Oğlum

Bankadaki işimiz bitince boş koltuklara oturup beyefendi ile biraz sohbet ettik. Emekli bir memurmuş. Çocuklarının her biri farklı şehirlerdeymiş. Eşi öleli çok olmuş. Yalnız yaşıyormuş. Dizlerinden ameliyatlıymış. Gözleri izin verdiği sürece kitap okumayı çok severmiş. En çok da Rıfat Ilgaz ve Aziz Nesin Kitaplarını okumuş. Hala onları bir

Sarı Kediyi, Niçin Kireç Kuyusuna Atmıştım? - 2 -

O şaşkınlık hali bende kısa sürdü tabi...Yerini ani gelişen bir öfke tepkisi almıştı. O an nasıl bir kuvvet hakim olduysa bana; elimde tutmakta olduğum süt şişesini sarı kediye fırlatmıştım. Sersemleyen kedi, merdiven altındaki yan duvara çarptı. sonra da lastik top gibi geri yuvarlanıp, dört ayak üstüne düştüğü an

Hikaye Yazmak İsteyenlere Sekiz Tüyo

Yirminci yüzyılın ikinci yarısında Amerikan edebiyatına damgasını vuran Kurt Vonnegutun kısa öykü hakkındaki tezi, vakti zamanında Chicago Üniversitesi tarafından kabul edilmemişti. Zaman, üniversitenin yanıldığını gösterdi. İşte Kurt Vonnegutun verdiği derslerde önerdiği sekiz hikâye tüyosu:

Başa Dön