"Bir kitabı bitirmeyi başardım. Şimdi tek ihtiyacım, içinde bir hikaye bulmak." – Terry Pratchett (kurgusal)"

Öykü

Balkondaki Adam

Sanki kuzey demirçeken iğinden güney demiritene, devingen doğudan durağan batıya, uçlarından tüm ışınımların, dönence, enlem ve boylamların, yerküre ve suküre üzerine durmadan ateş saçan büyük bir bulut geliyordu.

yazı resimYZ

Su Perisinin Öyküsü (Çayın Doğuşu)

Bir varmış bir yokmuş, çok uzak diyarlarda, Kaf Dağı’nın aşağılarındaki yemyeşil vadilerde, Çia adında bir peri kızı yaşarmış. Bu perinin simsiyah saçları ve zümrüt yeşili gözleri varmış. Çia’nın ülkesine günlerden bir gün beyaz atlı, mor kaküllü,siyah gözlü bir şehzadenin yolu düşmüş. Şehzadeyle peri kızı bir ara göz göze

Soytarı Zaman

Cumartesi akşamları aile için önemli bir gündü. O gün sinema makinesi ve ayaklı
perde büyük bir törenle kurulur, aygıt özenle yağlanır, çaylar, kakaolar, elmalı
pastalar, pandispanyalar hazırlanır, bebekliğimizle ilgili veya gezilerde çekilmiş
siyah beyaz filmler ve çizgi filmler seyrederdik.

Aşikar Bir Sırdır Öz

Yüzünün her telinde bir korku titremesi Tel tel dökülüyor ve damla damla kayboluyordu Gözünü açtı, gökyüzüne baktı. Gökyüzü, simsiyah saçlarını gümüş bir ay tarağıyla tarayan gizemli bir kadın gibiydi; sırtı dönüktü; saçları toprakla bir olmuştu. Bu görüntüye kapılmamak, gecelik kadının peşinden gitmemek için kendini zor tuttu. Ellerini yumruk

Masal - 2

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde,
Cömertken cimriler, para bitmişken zenginde.
Memleketin birinde yaşıyordu bir oğlan,
Verdiği sözü tutan, yüzüyse güleç olan.

Şiir Koktu Oya Uslu

Hatice Hanım sardunyaları suluyordu. Su sürahiden değil, yüreğinin derinliğinden akıyordu âdeta. Kutsal bir emanetmişler gibi çiçeklere değer veriyor, onları okşuyordu. Gözlerini kapatıp kokularını derin derin içine çekiyor, sonra nefesini salıp bir sihri keşfetmiş gibi gururla:

Kuçiçane Partizan 2

Arkadaşları ile birkaç parti kağıt oynadı. İkindi vakti eve dönerken pazardan biraz meyve ve sebze aldı. Elindeki poşetlerle evine giden dik yokuşu çıktı. Aldıklarını poşetleriyle birlikte buzdolabına yerleştirdi. İki soba kovasını odun ve tutuşturucu kırıntılarla doldurdu. Sokağa bakan küçük odasının sobasını tutuşturup divana uzandı. Uzandığı divandan bir daha

Gökse

halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.

Başa Dön