Beş Yüz Liralık Bir İş
Tunali Hilmi Caddesi’ne gidecektim. Yürümeyi gözüm kesmedi. Balgat’dan ilk gelen otobüse bindim. Otobüste hemen bir koltuğa iliştim.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Tunali Hilmi Caddesi’ne gidecektim. Yürümeyi gözüm kesmedi. Balgat’dan ilk gelen otobüse bindim. Otobüste hemen bir koltuğa iliştim.
Varlık, yokolacak olandır insanda. Yokolmayacak bir şeyi varsa o da 'Onur'udur.
“Bayıldımdı ! Annem üstelemeseydi yanına gelmeyecektim bile.”
“Beni gönderen de babam. ‘Arkadaş arkadaş diyordun , haydi git bakalım,’ dedi.”
'' bulutsuz bir dipte susuyorum denizin köşe başlarını''
Tanrım, annem bu akşam beni okuldan almaya lütfen gelmesin dedirten öylesi zamanlar işte
sana ben hikayeler anlattım aşkını gözler önüne sersin diye..
Kadın artık göz yaşlarına hakim olamıyordu…
Ne güneşin doğuşunu görebilmişti nede yatağında huzurlu bir uyku uyuyabilmişti, öylece kalakalmıştı pencerede, yalnız yapayalnız, yorgun, çaresiz, uykusuz, mutsuz, huzursuz ama rüyalar aleminde düşler perisiyle birlikte en güzel rüyaları görecekti belkide
Sonbahar rüzgârları başladığında annesinin sıcak nefesini hissetmek, ona sokulmak mutlu ederdi genç kızı, içi ürpererek daha bir sokulurdu annesine.
çığlıklar içinde sudan çıkmak için birbirleri ile yarışıyormuş sanki, iki yaban ördeği havalanmış, üç timsah sudan kendini dışarıya can havli ile atmış, bir kunduz kıyıya çıkarken beş balık sudan zıplayarak toprağın üstünde çırpınmaya başlamış, kocaman bir su yılanı kıvrıla kıvrıla otların arasından son bir umut der gibi kendini
Hastane binalarının karanlık koridorları el ele uzanmış mezar taşlarını andırıyordu. Küçücük bedenlere gizlenmiş hastalıklar o koridora girince kafese tıkılmış bir maymunmuşçasına ürkek ve kararsız davranıyordu. Aylarca orada yaşamak zorunda kalan çaresiz çocuklar adeta güneş görmemiş meyveler gibi eksik ve yaralı olarak olgunlaşmak zorunda kalıyordu.
Ey ahali! ..Dom! ..Dom! ..Dom! ..
Diğneyvereem! ... Kulak vereem! .. Dom! ..Dom! ..Dom! ..
Şeherde bir iş geedi başımıza handaa! ..
Işıklar kövünden Bıcır İbram 'laa
Domalı kövünden Dom/Bay Mıstıfaa! …Dom!..Dom!..Dom!..