• İzEdebiyat > Öykü > Bireysel |
441
|
|
|
|
Donmuştum.
İlk cümleden ötesi derinlerden gelen cılız bir sesti. Daha yirmi yaşında ve hayat doluydum. Dudağımın kenarında kalakalmış manasız bir tebessümle, şaşkınlıktan irileşmiş gözlerimi, deminden beri bizi sessizce dinleyen ve yanımda çözülmemeye ç |
|
442
|
|
|
|
Dalgakıranın ucundayım, denizin üstünde ışıltılı bir patika... Ardımda hayat, kalabalığı, sesleri, tüm gerçekliğiyle... Ben Seni bekliyorum...
|
|
443
|
|
|
|
Gazeteler ölüm haberimi acı dolu sözlerle yayınladılar, trafik canavarının yeni kurbanı ilan edilmiştim |
|
444
|
|
|
|
Bir insan ruhu karadenizin hırçınlığında |
|
445
|
|
|
|
O akşam, dönüş biletini ayırtmaya ilçe merkezine gidiyorsunuz. Yürüdüğünüz kıvrımlı yol geceyi bir perde gibi üstüne çekip, hızla karanlıklara gömülüyor. Cırcırböceklerinin yaygarasına karışan garip ıslıklar, köpeklerin uzaklardan gelen havlamaları! Kurumaya yüz tutmuş derenin üzerindeki alçak köprüyü geçerken, sesi kesilen kurbağaların suya atlayışları! Tenine sağanak gibi inen ürpertilerden yorgun, başını kaldırıyorsun; binlerce yıldıza ışıltısını veren gümüş renkli ay, katran karası gökte parlıyor! Dünya düşünemeyeceğin kadar büyük; sen onun üzerinde soluk alıp veren yaratıklardan biri, en değersizi, küçücük bir ayrıntısın. Her şeyin sonu, koyulup ağdalaşmış bir ölüm duygusuyla çürümüşlük kokusu! Şimdi düşüncenden silinmiş bile olsa, seni beklediğini bildiğin renkli bir karabasan var uzakta. Ne gözyaşlarınla, ne de bunalımlarınla hesaplaşabildiğin baş belası bir kent!
Bir otobüse binip gitmeler mi her şey; yoksa, gittiğini sanarak kalmalar mı; yalnızca sonu ölüm olan, gitmelerle kalmalar arası eski sevdalara varmalar mı?
|
|
446
|
|
|
|
Beni asıl temizleyen gözyaşları kalbime akanlar olmuş olacak ve o zaman gerçekten ağlamanın değerini anlamış olacağım…
Umarım. |
|
447
|
|
|
|
Bir düş başlıyor. Kapıları sayamıyorum. Bana ait olmayan
kahramanların, bana ait yanlarını alıp,tek tek giriyorum kapılardan içeriye.
|
|
448
|
|
|
|
Hayat yaşam değildir Bazen insan yaşarken de ölebilir Ümitler düş değil ümittir İnsan sadece sevmeyi bilir |
|
449
|
|
|
|
Hayatla başbaşa kalmaktır amacım; beni saran kurgulu hayatın içinden sıyrılarak özü bulmak, denize yürekli
açılmaktır .. yakaladığım her karede.
|
|
450
|
|
|
|
Ya hayallerindeydi sorun ya da karşısına çıkanlarda, ama her aşk öyle ya da böyle bir hüsrandı sonuçta. |
|
451
|
|
|
|
Ben burada uyumuyorum, onlar benim kafa derimi yüzmeye hazırlanıyorlar. Çok garip, ölecek miyim bilmiyorum dahi. Eğer ölmezsem bütün bu olanları hatırlayacağım. Ama ya ölürsem? O zaman bütün bu çektiklerimin bir anlamı kalmıyor. Çünkü acı çektiğimi hissedebileceğim şu andan başka bir an olmayacak hayatımda. Ölürsem, nasıl olsa bilmeyeceğim bana neler olduğunu. Acı sürekliyse acıdır. Andan sonra da biliniyorsa, anlamlıdır. Aksi takdirde bir önemi yoktur. Üstelik acı başkası tarafından da bilinmeli. Yoksa ağırlığını kaybeder. |
|
452
|
|
|
|
İç sesimiz bazen bizi esiri yapar, kurtulamayız onun çokluğundan. |
|
453
|
|
454
|
|
|
|
Mitolojik bir Türk filmi... |
|
455
|
|
|
|
Uzun bir yürüyüş, içimde bir bunaltı. Yağmurun ayak sesleri geliyor. Susucu sesler içinde kaybolmak, bilmek gidişlerdeki boşluğu ve yalnızlıkla yağmurda bir başına kalmak. Yorgunum. Kendimi sisli bir Pazar sabahı ekmek almak için dışarı çıkmış, kaybolmuş |
|
456
|
|
|
|
Tekerlerin altındaki kalın kalaslar hafifçe bir ayağa kalkıp, bir yerlerine oturuyorlar. Yol kenarındaki çalı çırpılar sağa sola kaçışıyor. Sanki ezilmekten korkuyorlar. .. |
|
457
|
|
|
|
Durmadan geçen zamana isyan |
|
458
|
|
|
|
Peki nedir bu? Vicdan azabı mı, yoksa derin bir özlem mi? |
|
459
|
|
|
|
“Kusura bakma ama, yok sana itikadım.”
Bu ses bana ait. Tanıdım onu.
İyi de, bu isyanım niçin? |
|
460
|
|
|
|
güneş tutulmasının yataktaki izi |
|