• İzEdebiyat > Öykü > Bireysel |
521
|
|
|
|
" Soguk bir odanın, ortamı ısıtmak için pembe renge boyanmıs duvarlarına yaslanmak zorunda kalacak olacagımı bile bile gitmek istiyorum. " |
|
522
|
|
|
|
Bu coğrafyanın tüm dokularını seviyorum. Travestisi ve fahişesiyle de dost olabilir; anarşisti ve komünistiyle de rakı içip yaşamı didikleyebilirim. Ne kadar çok renkle bezenirsem, o kadar çok ve verimli yaşayacağıma inanıyorum. |
|
523
|
|
|
|
Ülkemiz nereye gidiyor ? Çok merak ediyorum. |
|
524
|
|
525
|
|
|
|
“Evet, dişi kadın demek. Bunun kanatla da ilgisi yok. Düşeceksin!! ” Sesi yumuşadı, “Kadın martı...”
Gülümsemeye çalıştı ; “ Martı kadın... Son martı...” |
|
526
|
|
|
|
Hata yapmaya değil, tekrar Muğla'ya yerleşmek için başlardım yaşamaya |
|
527
|
|
|
|
Gözleri zarftaydı. ‘Adı , soyadı , caddesi , sokağı , numarası... Tıpa tıp... Mektup benim sayılır. Gönderilmemiş de olsa...’ Yapıştırılmamış oluşu işi— ‘Yapıştırılmış olsa da açardım. Kim olsa açar. Suç mu? Suçmuş demek ki, baksana. İster misin bir gün önce dönsün; daha erken dönsün ; bugün , şu an dönsün. Ne yapacağımı belirlemeden beni hazırlıksız yakalasın! Yo ; ne yapacağım belli de sonucunu kestiremiyorum.’
|
|
528
|
|
|
|
Tam küçük bir sahil kasabasında uzun ve sıcak bir günün ardından kahve falına bakan kızı ve anlattığı sönmüş yıldızlara ait hikayeyi anımsamaya başlayacaktı ki, içi geçti ve drin bir uykuya daldı. |
|
529
|
|
|
|
Yaklaşıyordu. ‘Dilerim evdedir. Üç mektup!! Olacak şey değil.’ Son birkaç yılın en mutlu gününü yaşıyordu. Az sonra onu görebilecekti. Düşledikçe adımları sıklaşıyor , onun sevineceğini de düşünmek ... |
|
530
|
|
531
|
|
|
|
Birkaç giysi dolap başlığı altında sıralanmıştı. Masa kolaydı da üzerindekilerini yazarken azıcık oyalanmışlardı. Perdeyle ayrılmış bölüme geçerken üyelerden biri, 'Sıra ikinci vagonda,' demiş; demesiyle yanakları allanmış, kimse de gülümsememişti. Delikli taşın yanındaki musluğa eğretice bağlanmış hortum, ucundaki süzgeçle duş görevini üstlenmişti. |
|
532
|
|
533
|
|
|
|
Yüreğinde kır bahçeleri,zemheri olsa da mevsim,kırağı da düşse ansızın gözlerine;sevdalar rüzgar gibidir ne kadar kapatsanda gönül kapını sızar hücrelerine.. |
|
534
|
|
|
|
Küçük bana, büyük imtihan |
|
535
|
|
|
|
insanlar bazen yalnız kaldıklarını sanarlar, halbuki yalnızlıktan haberleri yoktur, çünkü gerçekten yalnız biri, kalabalığı bilemez. |
|
536
|
|
|
|
Sanki bu cehennem ülkesinde hayat onu köşeye sıkıştırmak istiyordu ve köşeye sıkıştırılmış bir boksör gibi ha bire yumruklayacaktı, dengesini kaybettirip onu nakavt edecekti. |
|
537
|
|
538
|
|
|
|
istanbulda yaptığım vapur yolculuklarında gördüğüm insanların betimlemeleri. |
|